Cehennemin Ön Gösterimi

218 25 25
                                    


Küçük kız, bu soğuk hapishanede arkadaşlarından bile daha cana yakın bulduğu penceresine kurulmuş önünden akıp giden büyükşehri izliyordu.

Sanki tüm pencere halkı, meraklı kızın etrafına dikkat kesilmiş gözlerine hitap ediyordu. Onlar bir oyun oynuyorlardı ve Lilian en gözde eleştirmenleriydi. Kız da hayranlarını kırmamak için dünyanın fiyaskosuna dramatik yorumlar çıkarıyordu.

Gözü annesinin eteğinden tutan minik çocuğa ilişti, bu kalabalıkta nereye varacağını hesaplamayan tek kişinin o çocuk olduğunu düşündü. Ancak yanıldığını fark etti. Çocuk yine de kalabalığın akıntısına uymuyor, onun dayanağı olan annesine sımsıkı yapışmaya çalışıyordu.

Bu sefer kendisini düşledi kız. Garın paslanmış kapısından yavaşça çıkığını diğer insanların kendisini sürüklemesine izin verdiğini hayal etti. Yolun sonunda pembe badanalı şirin bir ev çıkacaktı karşısına mesela, o evin hanımı kendisini kızı belleyecekti. Kardeşi olurdu belki ve ona kır çiçeklerinin arasında ablalık yapardı.

Yeni bir tren assolist edasıyla perona yaklaşırken küçük kızın ilgisini de beraberinde çekti. Yepyeni olduğu her halinden belli olan çelik gövdesi diğerlerinden daha büyüktü ve resmen parlıyordu. Kız daha fazla görebilmek için başını ileriye doğru uzattı fakat gecikmişti. İhtişamlı tren çoktan garın üstü kapalı kısmına girmişti.

Bu sırada garın müdavimi diğer trenler buharlarını dört bir yana silkeleyerek kalkışa geçti, puslu havayı bir kat daha duman perdesiyle boyadı. Şehrin kalanı için üstlerine çekilmiş bu perde, tabiatın onlara lanetiydi ve onların gün içerisinde umursamak için nazlı güneşten daha önemli konuları vardı. Zaten insanlar -her lanete olduğu gibi- buna da alışmışlardı.

Fakat kız merak ediyordu. Bir kez olsun Güneş'i görmeyi, onun tatlı parıltılar yayarak içini ısıtmasını... Evet, belki cahildi, güneşe çıplak gözlerle bakmanın onu kör edeceğinden veya güneşin bazen cehennemin ön gösterimini oynadığından habersizdi. Ancak Lillian için güneş sıcacık bir kahkahayla özdeşleşmişti ve bu karanlık dünyada mutlu olmak için hiçbir sebebi olmadığını düşünüyordu.

Maalesef ki yanılıyordu ve yanılgının bedelini masumlara ödetmekten çekinmeyen bir dünyada yaşıyordu.


AndromedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin