Gerçek Dünyada

3 1 0
                                    

Amelia nın annesi Anna çok şaşkındı ve kızını uyandırmaya çalışıyordu. Kocası Dave işten gelince hemen kızı Amelia yı hastaneye götüreceklerdi. Anna kocasını kızını doktora götürmek için aramıştı ama Dünyanın en iyi inşaat şirketini işleten kocasının girmesi gereken çok önemli bir toplantısı olduğunu söylemişti. Anna nın buna aklı yetmiyordu. Nasıl biricik kızının sağlığını değilde bir toplantıyı düşünebiliyordu?
Ama bu durumu çok hafife alıyordu. Anna onu aradığında:

- Kızımız iki gündür uyanmıyor. Artık onu doktora götürmemiz gerekiyor.

- Anna biraz sakin ol çok yorulmuştur.
- Nasıl yorulmuştur ya!!? İki gündür uyanmıyor diyorum sana anlamıyor musun?

- Tamam doktora götürelim ama şuan girmem gerek çok önemli bir toplantı var.

- Seni anlayamıyorum. Sen nasıl kızın hastayken rahat rahat toplantıya girebiliyorsun?

Demişti ve cevap beklemeden telefonu kocasının yüzüne kapatmıştı. Aslında o da kızının sağlığını düşünen bir babaydı fakat bu sefer neden böyle yapmıştı anlamıyordu. Tam kızının üstünü örtüp gidecekti ama Anna nın gözüne birşey çarpmıştı. Beyaz yorganın üstü kırmızı renge boyanmıştı. Boya dökülmüştür düşüncesiyle hemen dolaptan yeni bir yorgan çıkarmıştı. Yorganı kızının yanındaki beyaz masanın üstüne koydu ve kızının üstündeki yorganı aldı ve kırmızı rengin kızının bluzunda da olduğunu gördü. Anna çok korkmuştu hemen kızının bluzunu kaldırdı ve altındaki derin kesiği gördü. Bunu nasıl fark edememişti. Hemen telefonunu cebinden çıkardı ve Dave i aradı. Dave bunu duyunca toplantıyı hiçbirşey diyemeden terk etmişti. Yaklaşık beş dakika sonra kapı çaldı gelen Dave di. Hemen kızının odasına koşar adımlarla gitti. Kızının karnındaki derin kesiği görünce çok şaşırmış ve kendine kızmıştı. Hemen kızını kucağına aldı. Anna da çantasını aldıktan sonra hemen evi terk ettiler. Dave kızını dikkatlice arabanın arkasına yatırdı. Anna kızının başını dizine koyarak o da arkaya oturdu. Dave arabayı çok hızlı kullanıyordu ama neyseki kaza yapmadan hastaneye ulaşabilmişlerdi. Dave kızını kucağına tekrar aldı ve hemen acil kapısından içeri girdiler. Onları gören hemşire hemen bir sedye getirdi ve Amelia yı ameliyata aldılar. Anna ve Dave ye ise çaresizce beklemek düşmüştü. O sırada telefon çaldı. Dave telefon konuşmaya başladı. Telefondaki toplantıda sunum yapan iyi bir arkadaşıydı.

- Ne oluyor? Neden toplantıyı bıraktın? Nerdesin?

O sırada ameliyathanenin kapısı açıldı ve içeriden çıkan hemşire Anna ya Amelia nın çok kan kaybettiğini söylüyordu.

- Ben hastanedeyim kızım ameliyatta kan gerekiyor kapatmam gerek.

Dedi ve telefonu kapattı. Dave hemen hemşirenin yanına gitti ve

- Ben kan verebilirim. Kangrubumuz aynı.

- Tamam ben sizi şöyle alayım

Dedi ve hemşire Dave le hemen karşıdaki odaya girdiler.

Biraz sonra Dave Anna nın yanına geldi. O sırada başka bir hemşirede ameliyathaneye kan götürüyordu. İki günde bu kadar kan kaybetmesi çok normaldi. Anna ve Dave kendilerine kızıyordu. Biz bunu nasıl fark edemedik diye. Acilden içeriye birkaç adam girdi. Önde yürüyen adam az önce Dave in telefonda konuştuğu kişiydi. Diğerleride toplantı yaptıkları kişiler olmalıydı. Hepsi teker teker geçmiş olsun diledikten sonra Dave nin telefonla konuştuğu adam

- Ne oldu durumu nasıl?

- Ne olduğunu bizde bilmiyoruz.

Derken Dave üzüntülü bir şekilde elini saçlarının arasında gezdirirken gömleğinin kan olduğunu fark ederek daha çok üzülmüştü. Anna ise hala durumu kabullenememiş sessiz bir şekilde ağlıyordu. Acil kapısının önüne haberciler doluşmuştu ama içeri kimseyi almıyorlardı. Mutemelen ünlü iş adamının kızının hastanede olduğunu öğrenmişlerdi. O sırada Dave e bakan hemşire kadının elinde telefon sırıtıyordu. Habercilere onun haber verdiği kesindi. Hastane polisi bir grup haberciyi ileri gitmesi i işaret edip itererken bir grup haberci içeri girebilmişti. Biri kamerayla video çekip diğeri fotoğraf çekerken elinde mikrofon olan adam sorular yağdırıyordu. Dave sinirlendi ve

- Eğer kovulmak istmeiyorsanız hemen burayı terk edin!

Dedi ve haberciler hemen orayı terk etti. Aslında Dave asla böyle birşey yapmazdı. Böyle biri değildi. Ama kızını durumundan sonra habercileri görünce sinirlenmişti. Biraz sonra ameliyathaneden dışarı çıkan sedyenin içinde kızlarını görünce dahada çok üzülmüşlerdi. Daha kötü ne olabilirdi derken doktor ameliyathaneden çıktı ve hemen Anna ve Dave yi odasına çağırdı. Hemen doktoru takip eden Dave ve Anna içeri girdiler ve oturdular. Doktor konuşmaya başladı:

- Kızınızın durumu iyi denemez ama kritik de değil. Yoğun bakıma aldık. Ama bir sorun var ki kızınızın yarası iki saatlik bir yara olmasına rağmen çok kan yaybetmiş. Kızınıza dikkat etmeniz gerek. Birşey daha var ki neden bu kadar geç doktora getirdiniz?

Anna ağlayarak konuşmaya başladı:

- Biz kızımızın yarasını bilmiyorduk ama öncedende doktora götürecektik. Çünkü kızımız iki gündür hiç uyanmadı ve yarayı da geç fark ettik. Nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.

- Hanımefendi. Bu dediğiniz çok ciddi birşey iki gündür sağlıklı ve uyanmadı. Bunu araştırmamız gerekiyor. Bildiğiniz bir saglık sorunu var mıydı?

- Hayır kızımız sapasağlamdı.

- Tamam biz gerekli şeyleri işlemleri yapıp sağlık durumunda birşey var mı bakalım.

Dedi Dave ceketinin cebinden bir kart çıkarttı ve:

- Bize bu numaradan ulaşabilirdiniz.

Dedi doktora teşekkür ettiler ve kalktılar. Kızlarının yoğun bakım odasına gittikten sonra Dave Anna yı zorlada olsa eve göndermeyi başarmıştı...

Sevgili okuyucularım;

Biliyorum bu bölüm kısa ama genelde kitaplarda böyle bölümler insanları sıktığı için kısa yazdım. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum...

KabuslarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin