Neden Hep Kabus??

10 2 0
                                    

Sevgili okuyucularım;
Kitabımı önceden başka bir wattpad hesabında yayımlamıştım. Şimdi şahsi hesabıma geçtim ve yazmış olduğum bölümleri düzenleyerek yayımlamaktayım. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz...

Annemin yaş günümde hediye etmiş olduğu günlüğümü baş ucumda bulunan beyaz masanın boş bir kenarına bıraktım. Beyaz renkteki yorganımı boğazıma kadar çektim. Yatağıma iyice yerleştikten sonra düşüncelere daldım. Kırmızı renkteki günlüğüme her gördüğüm kabusumu yazıyordum. Normalde insanlar günlüğüne o gün ne yaşadıysalar onu yazıyorlardı ama beni onlardan ayıran özellik benim 14 yaşımdan beri hiç rüya görmememdi. Bunun nedenini hiç bilmiyorum. O mutlu, huzurlu gecelerimi geri istiyordum sadece. Neden ben de normal insanlar gibi güzel rüyalar göre miyordum? Düşüncelerimden sıyrılıp uyumaya çalıştım...

Birden kalktım. Ter içindeydim. Yine bir kabus görmüştüm. Artık hep kabus göreceğimi anladığım zamandan beri yanımdaki beyaz masanın üzerine büyük bir bardak su koyuyordum. Suyu aldım ve bir dikişte hepsini içtim. Bu kabuslardan sonra ne kadar çok denesemde ve ne kadar çok uykum olsada yinede uyuyamıyordum. Günlüğümü ve kalemimi aldım ve gördüğüm kabusu yazdım.

"Sevgili Kabus Günlüğüm;
Biliyorum seni bazıları sıkıcı bazıları korkunç kabuslarımla sıkıyorum ama benim de içimi dökebileceğim biri olmalı veya senin gibi bir günlüğüm. Keşke ben de sana güzel rüyalar yazabilseydim. Bülugün gördüğüm
Kabusumda çok koyu mor bir sıvı vardı. Zeminin her yeri o sıvıyla kaplıydı. Etrafta üstüne bastığım sıvıdan başka hiçbirşey yoktu. Gölge adamı gördüm. Onu yakalamak istedim ama yapamadım çünkü bir adım attım ve sıvı beni içine çekmeye başladı ne yapacağımı bilmiyordum. En sonunda başımda sıvının içine girdi. Yukarı çıkmak için çırpınırken ellerime birşey dolandı. Bu bu bir kafatasıydı. Gözlerimi açtım ve yukarıya baktım. Yukarıda ne olduğunu biliyordum. Gölge!!? En sonunda en dibe battım. Orada bir sürü iskelet, çürümeye başlamış cesetler , yara bere içinde kalmış ve bu sıvıda yüzemeyip en dibe batıp can çekişerek, nefes alamayarak, boğularak ölen insanlar vardı. Yukarıdan bir insan daha aşağıya indi. Bu kişi annemdi!!! İleride anneme doğru yüzmeye çalışan babamı gördüm. Artık nefesimi tutamıyordum. Nefesimi bıraktım. Nefes alamıyordum ama canımda yanmıyordu. Öylece nefessiz suyun daha doğrusu bu sıvının altında kalabiliyordum fakat annem ile babam için bu durum geçerli değildi. Annem en dibe yanıma battı. Babam çoktan yanıma gelmişti. İkiside elimi tutuyorlardı ve bu hayatta aldıkları son nefeslerinide idareli bir şekilde mor sıvıya bırakıyorlardı. Yaşama umutları tükenmişti zaten ama beni bir saniye daha görmek için dayanıyorlardı sadece. Annem bütün nefesini bırakmış olmalıydı ki çırpınmaya başlamıştı bile. Babam anneme sarıldı ve ikiside beni aralarına aldılar. Artık annem ve babam son nefeslerini de suya vermişlerdi. Çok geçmeden bana sarılan beni sıkan kolları yavaşça bolalmaya başladı ve ikiside yere yığıldılar. İkisine bir öpücük kondurduktan sonra birden yatakta sıçradım ve bunun kabus olduğunu anlayarak az da olsa rahatladım."

KabuslarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin