13.Gece

5.Bölüm

"Sen burda dur ben bu pici yollayıp geliyorum."
Artık sanki ben çocukmuşum gibi davranmayada başlamıştı.Bulut eksik kopyası olan oğlanı bahçenin diğer köşesine sürüklüyordu.Burdan onları duymam imkansızdı ama güvenlik kamerası tam karşılarındaydı.Hemen babamın tabletini bulmalıydım çünkü babam bilerek hem telefon hemde tabletinden evi her an görebiliyordu öyle ayarlatmıştı yani.Tablet her zaman çalışma odasındaki kitaplığın orta gözünde dururdu.Odaya girdiğimde ilk babamın çok düzenli çalışma masası vede arkasındaki tüm duvarı kaplayan kahverengi kitaplığı, kalın ciltli siyasi tarih kitaplari göze çarpıyordu.İlk bakmamda bulmuştum tableti.Ekrana baktiğımda aklımın uçundan geçmiyecek kadar benim için saçma bir şeyle karşılaştım.Tablete şifre katmıştı.Bu olay demek oluyordu ki Bulut'un konuşmalarını sonra dinliyecektim.Aslında başkalarının konuşmalarını dinlemek bana göre değildi hatta konuştukları şeyleri merak etmekte.Aşağı indiğimde Bulut bahçede yoktu.Nereye gitmişti acaba?
Altı saat olmuştu hala ortada yoktu.Hadi kendisi geç eve gelmeye alışıktı ama ben ona emanet edilmiştim vede şuanda evde tek başınaydım.Kendisini bu saatten sonra görmek istemiyordum.Odama geçtim her zaman ki gibi kapımı kilitleyip kitaplıklarımın olduğu yerdeki kitap okuma köşem benim bir nevi huzur bulduğum alandı.Yerime yerleştim acaba tabletin şifresi neydi?
Levent(yanlış şifre)
Aslanlar holding(yanlış şifre)
"Offf ben nerden bulacam ya şifreyi babam hem anlamli hemde özel birşey yapmış olmalı."
AFRA ismini girdiğimde dogru şifre çıkmıştı. Babam benim adımı katmıştı.Kapının açılma sesi tüm evi sessizlikten uzaklaştırmıştı."Hala uyanık misin?"
Bulut'un sesiydi.Nasıl cevap vermemi bekliyordu hala hem hiç birşey demeden gidiyordu hemde saat gece 2 civarı eve geliyordu.
Odamın kapısına vurmaya başlamıştı."Afra bak orda mısın cevap ver yoksa kapıyı kırıp orda olduğuna emin olacam."
"Gider misin artık."
Merdivenden inerken botlarının çıkardığı ses tüm evdeki sessizliği yerle bir ediyordu.Konuşmalarını dinlemenin sırası gelmişti artik. Kendisine emanet edildiğim halde gitmesini gerektiren bir sebebi olmalı.
Bulut oğlanı iterek bahçenin diğer yerine getiriyor."Ooo kaç gündür işim var diyorsun ama gördüğüm kadar sevgilinle gününü gün ediyorsun."
"O benim sevgilim degil bu bir ona bakmakla yükümlüyüm bu iki sen bana hesap soramazsız bu da üç."
"Sakin ol ahbap.Şuan bu konulari konuşmak için gelmedim onca yolu."
"O zaman ne için geldiğini söyle ve sonra siktir ol git."
"Senin benimle gelmen gerekiyor çünkü Oflu Osman bizi bekliyor.Oğlum sen adam olmıcak misin sen bu adama neden dikleniyorsun?
Seni öldürmesi vede şu evdeki sevgiline musallat olması an meselesi.Dpğrular acıdır bak kızında maşallahı var şimdi..."
"O sevgilim değil."
Bulut iyice sinirlenmişti elini sıkması vede sesindeki farklılık bunu çok rahat ortaya katıyordu.
Odadan dışarı çıkmak gibi bir niyetim yoktu."Afra kapıyı aç acil konuşmalıyız çok önemli vaktimiz çok az."
Açmamak gibi bir şey yapmam o an çok saçmalık olurdu.Kapıyı açmamla.
"Afra bak burdan belirli bir süre uzağa gitmemiz lazım o Anıl pici yüzünden seni sevgilim sanıyorlar vede bana tek bir tokat atmadan bile yolladıklarına göre sana birşey yapacaklar uzun lafın kısası kaçacağız buradan Oflu Osman'ın adamları bizi aramayı bıraktıkları an geri döneceğiz uzun bir yolculuk olacak gibi gözüküyor şuanlık temel ihtiyaçın olan şeyleri yanında getir."sonra kapıyı kapatıp aşağı indi.İlk defa bu kadar uzun vede hızli konuştuğunu görmüştüm.Gerçekten benim için endişeleniyir muydu?
İşin garibi ona itiraz bile edememiştim.