Prens ve Ben

Saray Keşfi -3

Charlie'nin sözünden sonra hepimiz salonda oturmaya başladık. Ne televizyon ne bir şey.Halam 20 dakikadan sonra konuşmaya başladı. Artık onun dedikodularını kafam almıyordu. Dinlemek, katılmak istiyordum fakat..

Halamın amcasının kızları beni ilgilendirmediği için telefondan mobil veriyi açıp sayfaya girdim. 32 mesaj vardı. Normalde kızlara söylemiştim gelen kutusuna bakamıyorum yorumlara yazın diye.Bir şey mi oldu diye hemen kutuyu açtım. Çoğunda ağlama emojisi vardı ilkini açıp okumaya başladım.

''Wife lütfen cevap ver artıkk. Joseph fan buluşmasını iptall etmişş! Lütfen bilgin varsa?"

Lan ne demek iptal olmuş? Ta-tamam katılamıyorum ama? Ya katılsam? Joseph hainlik yapıyor ya. Aylardır çabalıyoruz.. Joseph canımın içi olsa da ona seve seve sövdüm.

Diğer mesajları açıp okumaya başladım:

"Kızlar Joseph twitter'dan açıklama yapmış. Kraliyetten davetiye almış. Prensin düğünnüne katılacakmış ümitleri kesin!"

"Nöyyyy?" Resmen bağıra bağıra nöyy dedim.

Annem, halam, teyzem üçü birden kafalarını bana çevirdiler. Yerimden hemen kalkıp telefonu arka cebime sokuşturdum.

"Yo-yok bir şey ben Charlie'yi bulayım anne. Kalacağız ya onlar ilgili siz bekleyin. Geç oldu uyku geldi tabi."

Halam sözümü bitirdikten sonra konuşmasını yaptı;

"Zümra Zümra dur kızım ne uykusu ya? Hani prensle konuşacaktık? Ne bu acele daha saat 8 Charlie'yi bulursan yatak matak deme! De annemler damadı görecekler. Ne bu kadın daha görmemiş. Biz görmemişiz. Biz görmeden sen şurdan şuraya gidemezsin!"

Teyzem bunu deyince 2 adım attım.

"Şımarıklığı bırak ağzını kırarım hee. Ne diyorsak onu yap"

Halama öpücük atıp salondan çıktım.Holden giderken çıplak kadın bibloları gözüme çarptı.

"Cık cık cık bu nedir yav. Halam haklı mı acep? Evde olur mu bu ya? Tamam ev değil. Sarayda da olsa olmaz ki." 

Holden çıkıp evdeki hizmetçilerin olduğu bölümü bulmaya çalıştım. Ne kadar görgüsüz de olsak biliyoruz yahu. Kırmızı üniformalılar görevde seninle konuşamaz. Beyaz merdivenleri görünce aşağı doğru inmeye başladım. Aşağı gittikçe yemek kokusu artıyordu. 

Mutfağı bulunca içeri girdim. İçeride 8-9 tane bayan vardı ve bana bön bön bana bakıyorlardı.

"Merhabaa ben Zümraa. Ne pişiyorsunuz?"

Birbirlerine bakıp Zumra Zumra dediklerinden 5-6 saniye sonra da oldukları yerde kalakaldılar. İçlerinden en yaşlısı öne çıktı. Şöyle 70 80 yaşlarında vardı.Beyaz önlük boyunu kesmişti. Zaten tonton yanaklarını sıkarsın görsen o derecee

"Zümra hanım ismim Daisy. Bizim görev saatimiz bitti. Yemek 7'de yeniyor. Sadece eski yemeklerin kokusu."

Bende köpek burnu var kesin! 2 saat önce yapılan yemeği kokladım.

Ee tamam ben rahatsız etmeyeyim. Kapıdan çıkarken salaklığıma yandım. Ne konuşkanım Allahım amacım neydi ne yapıyorum.

"Aa Daisy acaba Charlie'yi nasıl bulacağım ben? Afedersin ama bulmaya kalksam günlük sporum hallolur ya."

Daisy dudaklarını birbirine bastırıp konuşmaya başladı;

"İsterseniz sizi götürebilirim çünkü Charlie sarayın hemen yanında ki bloklarda kalır."