Geçit 1

4.2K 318 73
                                    






***Yeni bir kurgu, bu yüzden düşüncelere ihtiyacım var. Lütfen beni kırmayıp  düşüncelerinizi yazmadan geçmeyin. Teşekkürler...***

* Medyada ki şarkıyı dinleyerek okumanızı öneririm :)

Bu geçit henüz başlangıç... Karakterlerin karşılaşmalarının nasıl olduğunu anlatıyor. Yeni bölümü hikayenin zihninizde daha iyi oturması için kısa süre sonra yayınlayacağım.


❄❄❄


Sonbahar ayına yeni girmiş olmasına rağmen gökyüzünde ki koyu renkli bir buluttan kopan yağmur damlaları, minik parmaklar misali camı tıklatarak yeryüzüne iniyordu. Soğuk bedenini kamçılıyordu ama bu hisse alışık olduğu için umursamıyordu. Soluk, beyaz tenini karşısına geçtiği aynada süzerken gözleri boynunda ki çiziğe takıldı. Uzun süredir orada olduğunu, kabuk bağlamış olmasından gören herkes anlayabilirdi. Bu görüntü ona tuhaf bir haz yaşattığında dudakları yukarı şeytani bir gülüş eşliğinde kıvrıldı.

Şiddetin en koyu tonuna bürünmüş gözlerini aynada ki yansımasının üzerinde gezdirmeye devam etti. Yeni tıraş olmuştu ve üzerine geçirdiği ütülü gömleğin iyi durumda olan vücuduna oturuşuna izin verdi. Yaşadığı bu büyük evin sessiz çığlıklarının yağmura eşlik etmesine izin vererek derin bir nefes aldı. Sarı saçlarını dağınık bırakmayı tercih etti. Bu onu bakımsız göstermiyor aksine daha çekici kılıyordu.

Kıyafetlerinin bulunduğu odaya doğru ilerledi. Odanın ışığı az önce gömleğini aldığı için hala yanık duruyordu. Bu yüzden adımları doğrudan kravatlarının olduğu çekmeceye doğru yönlendirdi. Siyahın varlığını severdi ama gri rengin asilliğiyle gurur duyduğu için tercihini favorisi olan koyu gri renginde ki kravatından yana kullandı.

Kendi kurduğu koca dünyasında yalnız yaşıyordu. Büyük bir holdingin tek sahibiydi. İnsanlar tarafından sevilirdi. Dakik olmaya her zaman özen göstermişti. Onu her gün gören insanların nasıl biri olduğunu tanımlamak için kullanacağı cümleler bütünü bunlardı. Sonrası yoktu. Nelerden zevk aldığını, hangi rengi sevdiğini ya da boş olduğu zamanlarda ne yapacağını kimse bilmezdi. Zaten bilmelerine de izin vermezdi.

Kravatını bağlayıp, üzerine ceketini geçirdikten hemen sonra kıyafet odasının ışığını kapatıp hızla çıktı. Arabasının anahtarlarını ve cüzdanını alıp evin garajına doğru ilerledi. Uzun zamandır kendine boş bir zaman tanımadığını boynunda ki yaranın kabuk bağlamasından hatırladığında, yakın bir zamanda can sıkıntısını geçirebileceği birini bulması gerektiğini zihnine not düştü.

Şirkete doğru giderken, aklında hep bir sonraki seçeceği kişinin fiziksel özellikleri bulunuyordu. Aklında birkaç isim vardı. Fakat hangisinin daha çok zamana sahip olması gerektiğine henüz karar verememişti. Bunu günün başka bir zaman diliminde düşünmek için kenara ayırdı. Bir avcının sabrına sahipti. Bu yüzden avını korkutmaktan çekiniyordu. Onlara zaman tanıyordu.

Şirketin kapısından içeri adım attığında onu karşılayan çalışanlarına gülerek cevap vermişti. Her zamanki rutin konuşmalarını yaparak odasına girdi ve rahat koltuğuna bıraktığında ise dışarıdaki yağmuru biraz daha izlemek için kendini cama doğru çevirdi.

Kendine verdiği kısa bir zaman dilimi tıklanan kapı eşliğinde yok olmuştu. "Girin." Diyerek dışarıda bekleyen kişiye komut verdi. Fakat bakışlarını dışarıda yağan yağmurdan çevirmedi.

"Günaydın, Sıraç Bey." Uzun zamandır onun işlerini yürüten orta yaşlarında olan kadına baktı. Yüzünden yorgun olduğunu anlamak mümkündü. Evli ve üç çocuk annesi olmasının yanında, bu işler onu zorluyordu. Bunu biliyordu çünkü bazı zamanlar onunla yılların getirisi bir arkadaşlık eşliğinde sohbet etmişlikleri olmuştu.

ÇIĞLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin