Bir kurbanın çığlığı, katilin en sevdiği şarkıdır.❄❄❄
Düşüncelerinin arasından, ocağın üzerinde kaynayan suyun sesini duyduğun sıyrılabildi. Parmakları ayağa kalkabilmek için oturduğu sandalyenin yanına koyduğu sopayı aradı. Onu bulmakta fazla zorlanmamıştı. Dikkatlice ocağın yanına doğru ilerlediğinde papatya çayını koymak için yerlerini önceden ezberlediği fincanlardan birini aldı.
Küçüklüğünden bu yana bir karanlığın içindeydi ve dünyaya dair bildiği tek şey seslerdi. Psikolojisi ruhunu ele geçirmiş, tuhaf bir kızdı. Tek bildiği gözlerinin karanlığının, zihninede yansımış olmasıydı.
Küçükken birçok hayvanı, güneşi, gökyüzünü, denizi güzel şekilde görme fırsatı olmuştu ama bunlar gittikçe anılarından silinmeye başlamıştı. İzleri ise hatırlamak için yeterli olmuyordu. Ailesi öldüğünde, birlikte mutlu anlar yaşadığımız bu evden taşınmak istememişti. Yalnız yaşamak bir kadın için oldukça zordu ama alışıyordu. Şuan ki durumu bunu daha karmaşıklaştırıyordu ama alışmakta zorundaydı.
İçini bir nebze olsun ısıtacak sıcak çayı fincanın tabağından tutarak eline aldığında, mutfak köşesinde miskin bir şekilde yere kıvrılmış Archille'in homurtulu sesini işitti. Onun bir nevi gözü görevini gören köpeğin varlığına minnettardı. Yaşamını kolaylaştıran bir yoldaş oluyordu ona. Tekrardan mutfak masasında yerini aldığında, sessizliği dinlemeye devam etti. Bu güzel bir duygu olsa da dünyanın bu kadar sessiz olması onu ürkütüyordu.
"Birazdan dışarıya çıkmaya ne dersin, Archille?" söylediğini anlamış olduğunu köpeği ayağa kalkıp başını onun dizlerinin üzerine koymasıyla belli etmişti ya da bu ismini duyduğunda verdiği standart bir tepkiydi.
Onun yumuşak tüylerini usulca severken "Biliyorum, biliyorum. Çok sıkıcı bir sahibin var." Diye söylendiğinde köpeği bunun aksini kanıtlamak istermiş gibi onu sevdiği elini yaladı.
"Sen çok iyi bir köpeksin." Bu sözlerinin ardından apartmanın koridorunda yankılanan insan seslerine kulak kabarttı. Archille' de tedirginliğini hissetmiş olacak ki havlayarak yanından ayrılıp dairenin kapısına doğru koştu. Bu kapıyı tırmaladığını belli edecek o sinir bozucu sesten anlaşılıyordu. Polis telsizleri, birkaç adama ait olduğunu düşündüğü sert adımlar gittikçe çoğalırken Duru merakına yenik düşerek köpeği gibi kapıya doğru ilerledi.
Burası her zaman sessiz bir apartman olmuştu. Yıllardır polisin varlığını kimse burada hissetmemişken şimdi neden geldiklerini düşünüyordu ama buna cevabı hep bir bilinmezlik oluyordu. Duru, kapının hemen arkasında durmuş koridordan gelen sesleri dinledi. Elleri kapının zincirine doğru uzandı. Evinde biraz daha güvende hissetmek için zinciri diğer kısımdaki yuvasına geçirdi. Dışarıda her ne oluyorsa onun dairesine bu durumun taşınmasını istemiyordu.
"Komşuları sorgulayın. Dün gece hakkında bir şeyler görüp görmediklerini sorun." Bu kırklı yaşlarında bir adamın, tok ve gür sesiydi. Zihninde onu bu şekilde tanımlamıştı. Tonlamasında ki otoriteyi uzaktan bile anlamak mümkünken, bu konuşmadan dakikalar sonrasında zili çalan bir elle yerinden sıçradı. Kapıyı açmak istiyordu ama bir yandan bunu yapmak için kendini cesaretlendirmeyi unutmuyordu.
"Kim o?" diyerek boş bulunup sorduğunda kapının hemen arkasında duran adam "Polis!" diyerek kısaca yanıtladı. Kapının zincirine güvenerek ürkek hareketlerle kapıyı yavaşça araladığında, Archille hemen yanında olduğunu belli etmek için ayaklarına sürtünmeye başladı. Bu içinde biraz cesaret oluşmasına neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIK
General FictionAcımasız bir katilin en son işlediği cinayetinin tek tanığı, gözleri görmeyen masum bir kadınsa?