Yaşamak için nefes almak yeter mi yanlizca ,
Yoksa insan oksijenle de intihar edebilir mi ?
Öldü demek için gömülmek mi gerek ,
Yoksa içindeki çocuğu öldürmek üstüne toprak atılmış sayılabilir mi ?
Ölümü iliklerinde hissetmeli mi ,
Ya iliklerini çoktan kesip hiçbirşey hissetmiyorsan.
Hayata gözlerini yummanın tek yolu bir morg köşesi mi olmalı ,
İnsan büyüdüğü sıcacık yatağında da hayatla bağını yitiremez mi ?
Yalnızca bileklerini mi kesmeli insan ,
Hayallerini , duygularını, hislerini ve umutlarını dibinden kesmek yetmez mi ölümü tatmak için...
Yalnızca tabuta mı konmalı beden ,
Yaşarken ölümü tadan insan için öldü demek zor mudur ?
Peki ya geçmeyeceğini bilerek geçecek deyip yaralarını sarmalı mı insan?
Inanmalı mı kurduğu yanlışa ?
Başkaları için yaşayıp , olmayan güzel günlere inanmalı mı ?
Atmayan bir kalbi yeniden deşip katili olmalı mı ?
Bir tavan arasında , yaşıyorun diyerek gerçekten buna inanmalı ve devam ettirmeli mi ?
Yoksa herşeyi boşverip ;
"kendini koca bir şizofreni olarak kabul edip , yalnızca gülmeli mi ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Size bunları hiç bilmediğiniz bir yerden, intiharın eşiğinden yazıyorum
Teen FictionBelkide çoktandır eşiğindeydim intihar denen illetin , hatta belkide pençelerinin arasındaydım . Görüyordum ama anlatamıyordum ,anlatsamda dinleyen olmazdi belki , bende yazmaya karar verdim aynı hayatlar aynı satırları okurken buluşsun diye .