4. Bölüm

56 5 6
                                    

Neden bu kadar büyüttüm inanınki hiç bilmiyorum. Sinirle söylenerek sınıfa çıktım. Sırama oturdum ve vicdan azabı çekmeye başladım.
Welcome to Vicdan azabı.

Hoca geldiğinde dersi işledik. Zil çaldığında Ali yanıma geldi.

"Kanka kızdın mı?" dedi dudak büzerek. Sırıtmamaya çakıştım ve cevap verdim.

"Hayır Ali erkektim." dedim ve güldüm.

"Benden kötü espri yapabilen insanları görmek güzel oluyor bazen. Tek salak ben değilmişim onu fark ediyorum." dedi gözlerini devirerek.

"Salak ben sana nasıl kızarım?" dedim yanağını sıkarak.

"Cevabını bildiğim sorular sormamalıyım değil mi?" dedi çok bilmiş bir tavırla. Salak ya.

"Bana da kızamazsın sen değil mi?" dedi Ekin sevimli bir şekilde sırıtarak. Ulan neden bu bu kadar sevimli yahu?

"Bir düşüneyim. Bak sana kızabilirim aslında. Ama bana Justin Bieber posteri alırsan kızamam belki." dedim ve şirin gülümsememi yüzüme takındım.

"Yeterki sen iste. Poster sana feda olsun lan." dedi sevinçle. Ve sonunda barışmış olduk. Melay da sevinçle yanımıza geldi ve bana sarıldı.

"Sırnaşma, sana hâlâ kızgınım. En yakın arkadaşına nasıl söylemezsin anlamıyorum." dedim yapmacık bir sinirle.

"Aman be." dedi ve benden ayrıldı. Ama hemen ben ona sarıldım.

"Ama olsun ben de saklarım olur biter." dedim ve sırıttım.

"Her şey normale döndüğüne göre artık bana öykü'yü arlayabilirsiniz."dedi sırıtarak.

"O kim be?" diye sordum. 

"Karşı sınıftan bir kız var ya. Hani şu taş olan." dedi.

"Tamam. Biliyorum o kızı. Allah var güzel kız." dedim.

"Öykü, Öykü, Öykü heh Atalay." dedi Melay.

"Aynen. Onu bana ayarlamanız lazım. Yıl sonu balosuna yalnız gitmeye hiç niyetim yok." dedi.

"A-aaa ben varım Ali. Ben de sapım. Beraber gideriz artık." dedim ve kolumu Ali'nin omzuna attım.

"Yok kanka ben almayayım. Bak şurada Cihangir var. Onunla git sen." dedi kolumu omzundan attırarak. Aynı zamada da Cihangir'i göstermişti.

"İyi be! Ayarlamıyorum sana kız falan!" dedim.

"Melaaayyy! Kankaaa-"

"Tamam Ali bakarız." dedi Melay da. Bu hallerine gülüp sırama oturdum.

●Akşam●

Eve geldiğimde Kimya sınavına çalıştım. İphone aldım ve sefasını süremiyorum. Noled olmasın. Gece yarısına kadar ezber yapmaya çalıştım. Daha sonra da uyudum zaten.

●Sabah●

Sabah kalktım ve internete girdim. Tabii ne sandınız bildirimlerimi kontrol etmeliydim. Twitter'dan birkaç beğeni falan. Bu arada bugün Cameron Dallas'ın da doğum günüymüş.

Hemen #HappyBirthDayCameronDallasFromTurkey tagine tweet attım.

"İyi doğdun Cameron. Destek Tweeti."

Ana sayfamda gezerken bir tweete rastladım.

"Çocuğumun ismini Justin koyardım ama babasının ismini koymak saçma olur ve dalga geçerler."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 11, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK BİLETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin