Zorlukla hazırlandım. Servis gelmişti ve sanırım 7. kez korna ötürüyordu. Ailemle okullarımız farklı. Bu nedenle ben servisle gidiyordum. Kahvaltı edemeden çıkmak zorunda kaldım. Arkamdan annemin seslenişlerini duydum.
"Anka kızım. Kahvaltını etsene!"
"Anne, baksana Feyzo amca deli gibi korna ötürüyor. Okulda bir şeyler yerim." dedim ve supralarımı ayağıma geçirdim. Koşarak servise bindim.
"Kusura bakma Feyzo amca. Geç kaldım. Yine."
"Alıştık artık haylaz seni." dedi ve servisi sürmeye devam etti.
-Bizim servis şoförü Feyzullah amca. Ama ben Feyzo amca diyorum. Daha kolay. O da bu konudan şikayetçi değil. İyi adamdır.
Okula geldiğimizde servisten tek tek indik. İstiklal Marşı sırasına yetişmiştik. İstiklal Marşı'nı okuyup müdürün konuşmasını dinledikten sonra sınıfa çıktık.
Her zamanki sırama -öğretmenin masasına en uzak sıraya- oturdum. Sırada kazınmış Justin Bieber ve Never Say Never yazısını inceledim. Sıralara yazı yazmak yasaktı. Bunun yüzünden disipline gitmiştim ama sıramın ücretini ödedim ve artık bu sıra benim. Yani siz buna rüşvet diyebilirsiniz ama sıramın ederini ödedim ve artık istediğimi kazıyabiliyordum. Yine de hocalar görürse kızıyorlardı.
İlk ders Din Kültürü'ydü. Yahu pazartesi sabahın 8.30'da Din dersi ne demek? Gerçi ben hangi ders olsa söylenecektim ama.
Enver Hoca gelene kadar ben de kalem kutumdan Faber-Castell uçlu kalemimi çıkardım. Sırama 'Mrs. Bieber ' yazdım. Teneffüste birinden makas bulurdum. Bu yazı kalıcı olmalı değil mi?
Enver Hoca sınıfa gelince hepimiz ayağa kalktık.
"Selamun Aleyküm."
"Aleyküm selam hocam." dedik tüm sınıf bir ağızdan. Size biraz Enver hocayı tanıtayım gençler.
-Enver Murat. 5 yıl önce akıl hastanesinden çıkmış bir akıl hastası. İlaç kullanıyor. Sınavları çok kolay oluyor. Bazen soruyu anlamazsak ve hocaya sorarsak cevabını söyler. Ayrıca ağzından küfür duyabilirsiniz. Bana sadist azgın diyor mesela. Kollarıma Justin Bieber falan yazıyorum diye. Geçen hafta Ali'yi atlı pezevenk diyerek koşturdu.
-Bu arada Ali de benim Çıtırığım. Kankamdır. Dedesinin lakabıymış ve ben bunu öğrendiğimden beri ona böyle diyorum. Çok zıpır çocuktur. Justin'e de ana avrat söver. Bu liseye nasıl geldi orasını ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Din dersini imanlı girls olarak çok kolay atlatan ben teneffüste kendimi kantine attım. Ups! Nöbetçi öğretmen.
"Anka sana supra giymek yok demedi mi müdür bey?" diye beni uyardı.
"Dedi hocam."
"Şu Castin Biber'den de hiç haz etmem. Neyini beğeniyorsan?"
"Hocam şöyle anlatıyım. Gülüşünü, sesini, kaslarını, dans hareketlerini, dişlerini, yüz hatlarını-"
"Tamam Anka. Tamam. Sen git sınıfa mı gidiyorsun nereye gidiyorsan git. Bir daha da bana bu supralarla denk gelme." dedi. Zafer nidasıyla gülümsedim. Bu taktik her zaman işe yarar. Hocalar genel kültürünü benim sayemde geliştirdi. 3 yıl önceye kadar supra nedir bilmezdi bunlar. Hep benim sayemde.
Kantinde sıraya girdim.
"Nedret Yenge bana bir kaşarlı salçasız tost verir misin?"
"Tamam. Sprite geldi. Bitmeden haber vereyim dedim." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BİLETİ
Ficção Adolescente6 yıldır Belieber bir kız. 6 yıldır bu anı bekliyor. Justin Bieber konserine gitmek. Peki ya bu kız aşkı ile Justin Bieber arasında kalırsa ne olur? Gelin bu Belieber'larımızı yakından tanıyalım. ***Beliebersan kesinlikle oku. ***Nötrsen yine de oku...