Evde sinirlendiğin için her yeri dağıtmış cam kırıkları içinde ağlıyordun nedeni ise sevgilin olacak o şerefsiz min ho (min ho hayranlarına duyuru min ho ile hiçbir derdim yok isterseniz başka biri olarakta düşünebilirsiniz.) seni aldatmıştı bir an kapının kırılırcasına çalınmasıyla kanayan kolların ve bacaklarını umursamadan yavaşça kalkıp kapıya yöneldin kapıyı açtığında karşında en iyi arkadaşın(!) Jimin'i gördün onu görünce ağlaman dahada şiddetlendi Jimin seni görür görmez gözleri dehşetle açıldı
+(adın) iyimisin noldu sana!?!?!?!?!!
-B-ben *hıçkırık* ben hiç iyi değilim bana yardım et...
+Sen kendine ne yaptın böyle ?!?!?!?! Gel buraya der ve seni kucağına alıp içerideki koltuğun üzerine nazikçe bırakır
+sen burada bekle ben geliyorum der ve banyoya gider banyodan ilk yardım çantasını alır ve yanına gelir şortundan dolayı bacaklarının heryeri camlarla kaplanmıştı jimin yavaşça yanına oturdu
+Bu biraz acıtıcak istersen elimi tut acıdığında sıkarsın
+a-ah anladım üzülme değmez çünkü Jimin bir anlık tebessüm etsede sonra üzülmüş gibi yaptı jimin seni seviyordu ama sana açılamıyordu senin ondan uzaklaşmandan korkuyordu
+Ben bize birer çay yapıyım sende elini yüzünü yıka gel dikkatli ol canının acımamasına dikkat et
-Tamam ommaaaaağğ
+aishhh deli kız
Jimin çayları yapmış yanına geldi
+Papatya çayı sen seversin diye yaptım
-teşekkürler jimin...
+heeeeey arkadaşlar bunun için vardır (adın) yanında olucam merak etme.
Yarım saat sonra sen Jimin'in dizinde uyuya kalmıştın Jimin bir yandan saçlarını okşarken bir yandanda kendi kendine konuşuyordu...
+O kadar güzelsinki sana dokunmaya kıyamıyorum nesli tükenmekte olan değerli bir çiçeksin benim için senin gözünde sadece bir arkadaş olarak kalıcam bu ne kadar canımı yaksada senin yanında olucam senin için kendimden vazgeçtim ben ama sen görmedin beni bu canımı çok yaktı biliyormusun sevdiğin kişi tarafından sevilmemek dünyadaki en kötü şey ama ben senin için buna katlanacağım...
Jimin öylece konuşurken gözlerinde biriken yaşlar görüşünü iyice bulanıklaştırıyordu gözlerindeki yaşları gelişi güzel sildi ve seni yavaşça kucağına aldı yukarı çıktı ve seni odana götürdü yavaşça yatağına bıraktı ve üstünü örttü masana bir not bıraktı
Sabah güzelce giyin ve her zaman ki kafeye gel ve küçük cadı sakın depresyona gireyim falan da deme 10:00'da orda ol ... -Chimchim...-
Saate baktığında 09:30 olduğunu gördün hemen üstünü giydin (giydiklerin 👇)

Kagenin yolunu tuttun 10 dakika sonra kafeye ulaşmıştın içeriye girdiğinde kafede kimse yoktu tuhaf normalde bu saatlerde dolu olurdu. Kafeye göz gezdirdiğinde tam karşıdakı duvarda bahçeye çık yazıyordu. Bahçeye çıktığında gördüğün mazarayla şok olmuştun.
(Bahçe👇)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arkandan gelen jimin sana sarıldı ve konuşmaya başladı.
"Biliyorum belki bu konuşmadan sonra belki yüzüme bile bakmayacaksın ama dayanamıyorum artık...(adın) ben seni çok seviyorum sana aşığım (adın) sen yanımda olmadığında sanki ben de bu dünyada hiç yokmuşum gibi oluyor. Sen yanımda olsan bile seni özlüyorum bundan sonra her zaman yanımda olup benim bu dünyada olduğumu hatırlatırmısın..."
"Evet Jimin sana bu dünyada olduğunu hatırlatırım peki ya sen bana beni bırakmayacağına dair söz verir misin?"
"Asla asla seni bırakmam seni ölüm bile benden ayıramaz.."
"Seni seviyorum Jimin"
"Seni seviyorum (adın)..."
Sözünü bitirir bitirmez dudakları senin dudaklarına yapışmıştı ilk başta şaşırsanda sonra sende karşılık vermiştin bundan sonra sevgiliydiniz ve sizi hiçkimse ayıramaz gibi gözüküyordu.
Yine ben geldimm Bu bölümüde chimchim'eayırdım umarım beğenmişsinizdir...
Vote ve yorumları unutmayalım seviliyorsunuz...💜💜💜
