Cuma, 20:34
Yeol: e ne ceza aldın?
Baekhyun: Ceza falan almadım. Niye öyle düşündün ki?
Yeol: eh dün gece alelacele çıktın, tahminime göre annendi, güven bana cezalı olmanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim, bir de hiç evden çıkmıyorsun, buraya geldiğimizden beri seni bir kez bile dışarıda görmedim
Baekhyun: Üzgünüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Cezalı değilim ama evden dışarı çıkamam.
Yeol: çok gizemli, yoksa sen hayalet misin? taşındığımız gün seni pencerede gördüğümde de aynı şeyi düşünmüştüm, ve bendeki de şans işte demiştim, yan evdeki fıstık aslında canlı değil
Baekhyun: Önce casustum, şimdi de hayalet oldum!
Yeol: hayalet değil misin? o zaman bir masal prensesi, hangisisin? sindirella? evden çıkarsan balkabağına mı dönüşüyorsun?
ya da rapunzel? saçın yeterince uzun değil ama, camdan sarkıt da tırmanıp seni kurtarayım demek isterdim
Baekhyun: Bu bana hep son derece mantıksız ve acı verici bir yol gibi gelmiştir, sen ne dersin?
Yeol: evet, demek ki sindirella değil, rapunzel de değil, o zaman pamuk prenses, kötü kalpli üvey annen sana bir büyü yapmış, evden dışarı çıkamıyormuşsun, dünya da senin ne kadar güzel olduğunu asla öğrenemiyormuş
Baekhyun: O masal öyle değil. Orijinal versiyonunda kötü kalpli üvey anne değil, kötü kalpli anne olduğunu biliyor muydun? Buna inanabiliyor musun? Ayrıca orijinalinde cüceler de yok. İlginç, değil mi?Ve ben de bir kız değilim.
Yeol: kesinlikle hayır
Baekhyun: Ben prenses değilim ve kurtarılmaya ihtiyacım yok.
Yeol: sorun değil, ben de prens değilim
Baekhyun: Beni güzel mi buluyorsun?
Yeol: hayalet ve casus olan bir masal prensesi için mi? kesinlikle
| Cumartesi, 20:01
Yeol: akşam 8'den önce hiç çevrimiçi görünmüyorsun, niye?
Baekhyun: O saate kadar genellikle yalnız olmuyorum.
Yeol: bütün gün başında biri mi var?
Baekhyun: Bu konuda konuşmasak olur mu?
Yeol: gittikçe daha çok meraklanıyorum byun baekhyun
> Pazar, 20:22
Yeol: hadi bir oyun oynayalım, hızla en sevdiğin beşliyi say. kitap kelime renk kötü alışkanlık kişi hadi ama. hızlı yaz çocuk, düşünme sadece yaz
Baekhyun: Aman ya, tamam. Küçük Prens. Kılıbık. Deniz yeşili. Kötü alışkanlığım yok, Annem.
Yeol: herkesin kötü alışkanlığı vardır
Baekhyun: Benim yok. Niye ki? Senin kaç tane var?
Yeol: en sevdiğimi seçmeye yetecek kadar
Baekhyun: Pekala, sıra sende.
Yeol: aynıları mı?
Baekhyun: Evet
Yeol: sineklerin tanrısı, korkunç, siyah, gümüş servis takımı çalmak, kız kardeşim
Baekhyun: Sineklerin Tanrısı mı? Artık arkadaş olabileceğimizi sanmıyorum. Berbat bir kitap o.
Yeol: nesi berbatmış?
Baekhyun: Her şeyi!
Yeol: sevmiyorsun çünkü gerçeği anlatıyor
Baek: Nedir gerçek? Kendi halimize bırakıldığımızda birbirimizi öldüreceğimiz mi?
Yeol: evet
Baek: Buna gerçekten inanıyor musun?
Yeol: evet
Baekhyun: İyi, ben inanmıyorum. Kesinlikle inanmıyorum.
Gerçekten gümüş servis takımı mı çalıyorsun?
Yeol: kaşık koleksiyonumu görmen lazım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
everythin, everything
De TodoHer şeyi istedim, Chanyeol. Seni ve bütün dünyayı istedim. Her şeyi istedim.