(Şarkı çok kalp)
17.04.2016 10.32 A.M
"Jimin? Kalk artık saat on iki oldu okul var!" Jimin ve Hye Ran, Bayan Park'ın sesiyle kaşlarını çatarken Hye Ran yeni algıladığı saat on iki oldu sözleriyle gözlerini hızla açtı ve yerinden fırladı.
"Jimin! Saat on iki olmuş ve annen evde! Ya bizi gördüyse? Jimin! Uyan!" Hye Ran Jimin’i uyansın diye sararken bir yandan da sessizce bağırıyordu.
"Hye Ran beni rahat bırak uykum var." Jimin sırtını Hye Ran’a döndü ve uyumaya devam etti.
"Ya annen bizi gördüyse hem okula geç kaldık!"
"Sanki kötü bir şey yaptık sadece uyuduk ve inan bana annem saat on iki diyorsa büyük ihtimalle saat daha on falandır. Rahatla."
"Tamam öyle diyorsan öyledir ama ya annen bizi gördüyse?" diye sordu tekrar fısıldayarak.
"Annem odama girmez, tamam mı? Rahatladıysan izin ver uykum var dün akşam rahat uyuyamadım." Haklıydı çünkü bir ara Jimin uyanmış ve Hye Ran’ı uyurken izlemiş saçlarıyla oynamıştı hatta yanağını öpmüştü çünkü Hye Ran uyurken çok tatlıydı.
"Fısıldayarak konuş annen merak edip gelecek. Dün akşam eve gitmeliydim. Bak şimdi şöyle yapıyoruz; sen anneni oyalacakasın bende kapıdan çıkacağım ya da balkondan mı atlasam? Ahh çıldıracağım Jimin uyuma!" En sonda Hye Ran yastıklardan biriyle Jimin’in kafasına sertçe vurdu.
"Tamam uyumuyorum, uyumuyorum vurma uyuyamadım zaten." diyerek yattığı yerden bir zombi yavaşlığıyla kalktı ve Hye Ran’ın elindeki yastığı alıp kucağına koydu ve sarıldı.
'Uykulu ve saçları dağılmış haliyle aşırı tatlı görünüyor.' Diye düşündüğü sırada Jimin ayağa kalktı ve gerindi.
"Ben banyoya gidiyorum annemi markete göndereceğim sen de o sırada gidersin."
"Peki ama ilk başta üzerimi değiştirmem lazım."
"Sende kalsın uyurken salyan falan akmıştır."
"Üzerimi değiştirmediğim o dediğin şeyi kabul ettiğim anlamına gelmiyor bunu şimdiden bil."
"Aynen kesin o anlama gelmiyordur. Neyse çıkıyorum ben zaten annem gidince duyarsın." Diyerek Jimin odadan çıktı ve beş dakika sonra evin kapısının kapanma sesi duyuldu.
Hye Ran hızla eşyalarını topladı ve gitmeden önce teşekkür amaçlı hızla Jimin’in yatağını topladı.
Evden çıkarken haber vermek amaçlı içeri seslendi ve cevap beklemeden dışarı çıktı.
16.05 P.M
Chim95: N'aber salyalı?
HyəRan: Okuldan dönüyorum Bok Böceği, kütüphaneye gidiyorum.
Senden n'aber?Chim95: Hiç bende okuldan döndüm dersim erke bitti. Şuan sizdeyim annemle ve Chae Ra bacağıma yapıştı.
HyəRan: O görüntüyü görmek için kütüphane randevumu iptal etmek isterdim ama yapamam kkk
Chim95: Randevu?
Biriyle mi çıkmaya başladın?HyəRan: Hayır, Min Young ve abisi ile derslerle ilgili bir şey konuşacağız.
Chim95: Abisi neden sizinle?
HyəRan: İki sene geç başlamış bizimle aynı sınıfta üçümüzün aynı olduğu bir ders var ona çalışıyoruz.
Kendimi babama hesap veriyormuş gibi hissettim, rahatsız edici.Chim95: Madem abin olamıyorum baban olayım dedim kkk
Evet çok saçma oldu biliyorum kkk
Gittim ben kardeşin beni ağaç sandı üzerime tırmanmaya çalışıyor.HyəRan: Bu yaptığın saçma espri gibi şeyi şuan yanında Chae Ra olmasına bağlayıp bir şey demiyorum.
Görüşürüz.Chim95: Evet, görüşürüz.
(NE YAPTIĞIM HAKKINDA HİÇBİR FİKRİM YOK HELP!!!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Boy Who Loves His Best Friend .PJM. 4
FanfictionHye Ran, O nun geleceğini biliyordu. Çünkü her zaman gelirdi. #Boy Who serisinin 4. Kitabı# 19.07.2016