•Episode 1•

100 16 18
                                    

Derse geç kalmama rağmen yavaş adımlarla ilerliyordum.Koridorda benim ayak seslerimden başka birkaç çocuk daha vardı.Çocuklar yanımdan geçerken omzuma sertçe çarptılar ve özür dileme zahmetine bile girmeden yürümeye devam ettiler.Bu tarz şeylere o kadar alışmıştım ki bu yüzden umursamadan devam ettim.Artık çoğu şeyi umursamıyordum.Tabii bir de hissetmiyordum,mesela mutluluğu.Diye düşünürken düşüncelerimi bozan bir adet sürtük yani Hailey önüme geçti ve alay edercesine "Nereye bakalım?" dedi,sürtüklüğüne sürtüklük katarak iğrenç bir kahkaha attı. O sırada keşke görünmez olsaydım da şu kızla uğraşmak zorunda kalmasam diye düşündüm.Cidden bu kızın benimle olan sorununu hiçbir zaman anlayamamıştım. Sorunu her ne ise hemen kesmesi gerekiyor çünkü sinirlendiğimi hissediyorum ve eğer sinirlenirsem hiç iyi şeyler olmayacağını da çok iyi biliyorum.Sakin bir şekilde "Eğer çekilmeyi akıl edebilirsen sınıfa gidiyorum." dedim ve çekilmesi için hafifçe yana doğru ittim,bu itişime karşılık kolumu sertçe tuttu ve tırnaklarını koluma bastırarak "Sen bana aptal mı demek istedin az önce?" dedi.Tanrım! Bu kız kendini ne sanıyordu? Sakin kalmaya çalışarak "Çekil önümden.Seninle uğraşacak havada değilim güzelim." özellikle güzelim kelimesini bastırarak söylemiştim. Yine bir kahkaha atarak "Çekilmiyorum güz-,ah pardon sana da güzelim diye hitap etmek isterdim ama bu tipinle biraz zor." diyerek sırıttı.Sırıttığı an yüzüne sert bir yumruk geçirmek istesemde sakin kalmaya özen göstererek "Çekil ve işine bak,beni burda boş cümlelerinle meşgul etme." dedim ve tekrardan itecekken "Çekilmiyorum tatlım,yoksa babanı mı çağıracaksın? Ama senin baban ölmüştü değil mi?" dedi ve yapmacık bir şekilde dudaklarını büzdü ardından da sırıttı.İşte bunu söylemeyecekti. Artık kendime hakim olamıyordum.Sinirlendiğimi her hücremde hissederken daha fazla dayanamayıp elimle saçını koparırcasına kavradım ve "Ne dedin sen az önce?" dedim.Soruyu sorarken ki ses tonumdan bir an ben bile korktum çünkü fazlasıyla tehditkâr bir ses tonu ile sormuştum.Soruma cevap alamadığımda daha fazla sinirlendim ve bütün koridoru inleten bir sesle "Sana az önce ne dedin dedim!" diyip saçlarını iyice elime dolayıp asıldım.Bu asılmayla canı yanmış olacak ki ağzından küçük bir inilti kaçtı.Zorlukla sırıtarak "Neden kabullenemiyorsun babanın öldüğünü?" dedi. İşte bu bardağı taşıran son cümlesi oldu.Artık gözüm kararmıştı ve ne yaptığımın farkında değildim.Sanki öfke tüm bedenimi ele geçirmişti. Koridorda son gördüğüm ise Hailey'in merdivenlerin sonunda inleyen bedeniydi. "Hayır hayır hayır!" diye sayıkladım kendi kendime.Ne yapmıştım ben böyle? Dizlerim titremeye, nefesim kesilmeye başladı.Dizlerimi kırıp hıçkırarak ağlamaya başladım.O sırada sınıfların kapıları teker teker açılırken herkes şok olmuş bir şekilde  yerde inleyen Hailey'e bir de bana bakıyordu."Be-ben isteyerek yapmadım,gerçekten isteyerek yapmadım birden oldu,inanın bana!" diye bağırdım.Müdür'ün kızgın olduğunu belirten sert sesiyle "Hemen odama geliyorsun!" demesine aldırış etmeden gözümdeki yaşları silip hızla merdivenlerden inip çıkışa doğru ilerledim.
~
Babamın yanına giderken insanların garip bakışlarını üzerimde hissediyordum.Çünkü hem ağlayıp hem de koşuyordum.Büyük ihtimal birinden kaçtığımı düşünüyorlardı fakat ben birinden kaçmıyordum,geçmişimden kaçıyordum.Herşeyden kaçıyordum. Mutluluktan,kendim olmaktan,gülümsemekten,düşünmekten,aşktan ve sevmekten.Düşüncelerimden kurtulup etrafa baktığımda mezarlığa geldiğimi anladım ve babama doğru yürümeye başladım.Ağladığımı yaşlarım yüzümü ıslatırken anladım.Oysa ki gelirken az da olsa ağlamadan durmayı başarmıştım.Ağlamaktanda nefret ediyorum herşeyden nefret ettiğim gibi.
-
Yıl 2007

Babamla birlikte parkta koşarken o kadar eğleniyordum ki koşarken arada bir gülmekten nefesim kesildiği için köşeye çekilir sonra dinlenip tekrar koşmaya başlardım.Koşarken hızımı alamayıp daha da hızlandığımda yerde küçücük bir kaplumbağa gördüm.Onun için üzülmüştüm çünkü kabuğuna saklanmış öylece yerde duruyordu.Bir an öldüğünü düşündüm ve yanına doğru ilerleyip elime aldım.Sanki hiç hoşuna gitmemiş gibi hareketlendi ve iyice kabuğuna sokuldu.Çimlere doğru ilerleyip onu nazikçe yere bıraktım ve babama doğru koşarken çimlerin arasında gizlenmiş bir taşa takılıp yere kapaklandım.Dizimde bir acı hissettiğimde önce yüzümü buruşturdum ve dizimde ki kesiği gördüğümde korkup ağlamaya başladım.Babam hızla yanıma geldiğinde neyim olduğunu anlamak için dizimin üzerine kapattığım elimi yavaşça çekti ve "Benim küçük meleğimin canı mı yanıyor?" sorusuna karşılık olarak hıçkırıklarımla birlikte "Senin küçük meleğinin canı çok yanıyor." demeye çalıştım.Babam bana sıkı sıkı sarıldı ve "Sen ağlayınca benimde canım yanıyor biliyor musun?" dediğinde gözlerimi büyüterek "Gerçekten mi?" diyerek meraklı gözlerle ona bakmaya başladım.Babam önce gülümsedi ve o da benim gibi gözlerini büyüterek "Gerçekten" diyip bana tekrar sarıldı.Başımı kaldırıp babama baktım ve "Bir daha ağlamayacağım,söz." diyip başımı babamın göğsüne yasladım.Babam "Neden meleğim?" diye sorduğunda ona daha sıkı sarılıp "Çünkü senin canını yakmak istemiyorum."dedim.
-
Hafızamda canlanan bu anı beni biraz da olsa gülümsetmişti ve ağlamamı durdurmuştu.Çünkü benim babama sözüm vardı, ağlayıp canını yakmak istemiyordum.Etrafa bakındığımda kimsenin olmaması beni biraz ürkütmüş olsa da babamın yanında olduğum için kendimi güvende hissediyordum.Mezara dolu gözlerimle bakarken "Senin canında benim kadar yanıyor mu baba?" dedim ve bir insan mezara ne kadar sıkı sarılabilirse o kadar sıkı sarıldım. Bikaç dakika o pozisyonda kaldıktan sonra doğruldum ve babama veda etme zamanı olduğunu fark ettim.Hava kararmaya başlamıştı ve o sırada içimi bir korku kapladı.Normalde mezarlıklardan korkan biri değildim ama bu sefer sanki biri beni izliyomuş hissine kapıldığım için mezar taşına son kez baktım ve gülümseyerek "Görüşürüz baba." dedim.O sırada omzumda soğuk bir el hissettim.İşte şimdi ciddi anlamda korkmuştum.

Umarım yeni hikayemizi beğenmişsinizdir. Bu hikayeyi 2 kişi olarak yazıyoruz. Bizim için yorumlarınız ve beğenileriniz çok önemli.

Lütfen yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın *-*

DAVETSİZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin