O.B~ bölüm-1

7 0 0
                                    

Bölüm şarkıları ;
crywolf - neverland

bishop briggs - white flag

" sen sadece baş belası, elinden bir şey gelmeyen, zavallı bana muhtaç küçük bir kız çocuğusun" üzerime doğru gelen adamdan  kaçmaya çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" sen sadece baş belası, elinden bir şey gelmeyen, zavallı bana muhtaç küçük bir kız çocuğusun" üzerime doğru gelen adamdan  kaçmaya çalışıyordum.   kendi kendime sayıklıyordum. "bu bir rüya. Dora bu bir rüya sende biliyorsun bunu." anlımdan aktığını hissettiğim terleri elimle silerken üzerime doğru gelen adamdan kaçmaya çalışıyordum. ne kadar kaçmaya çalışsam da beni yakaladı ve suratıma bir tokat attı. "sence bu bir rüya mı seni lanet olası zavallı?" tokatın etkisiyle yere düştüm. kendimi toparlamaya çalışarak "sen gerçek değilsin! tamam mı? sen gerçek değilsin!" tüm gücümle bağırmama rağmen hiç etkilenmeden bana bakmaya devam etti. bir süre sonra düz birer çizgi olan dudakları adi bir sırıtışla yukarı doğru kıvrılırken "bu bir rüya değil küçük kızım. seni öldürmek için bıçağı göğüs kafesine sokup çevirirken çektiğin acı bunun bir rüya olmadığını sana ispatlayacak" delirmiş gibi titrerken dizlerimi kendime doğru çekip kafamı ellerimin arasına alıp hastalıklı gibi ilk önce geri sonrada ileri bir şekilde  sallanmaya başladım. biliyordum. bu bir rüyaydı, bu gerçek değildi. uyanmam lazımdı, işler daha da kötüleşmeden uyanmam lazımdı. sağ elim ile kafama vurmaya başladım. belki canım yanarsa uyana bilirdim. "hadi Dora uyan. hadi. uyanman lazım. bunun gerçek olmadığını biliyorsun." sayıklamalarım devam ederken onun sesini duydum. "bak güzel kızım. burada ne varmış?" sahte bir şaşkınlıkla sordu sorunun cevabını biliyordum. bundan sonra olacakları da. kafamı ellerimin arasından kaldırıp tüm gücümle bağırdım. "sen gerçek değilsin. tamam mı? sen öldün. ÖLDÜN." bağırmaktan boğazımın ağrıdığını hissediyordum.  "gerçek olan yer burası. ama.. ama bu sefer kurtuluşun yok, bu sefer gebereceksin! ve sen gözümün önünde can çekişirken ben bu gösteriyi zevkle izleyeceğim."  sağ elinde bir anda beliren tanıdık siyah saplı bıçakla soluklarım gittikçe daha fazla hızlanıyordu. vücudum benden bağımsız bir şekilde dehşetle titrerken kendimi dizginleyip bir türlü sakin kalamıyordum. oturduğum parkenin kaydığını hissetmemle bakışlarımı babamdan kurtarıp oturduğum parkeye baktım. kahve rengi olan döşemeli parke üzerinde beni de sürükleyerek babama doğru kayıyordu. bunu fark etmem ile dehşetle gözlerim daha fazla açıldı. "Hayır!" diye bağırdım geri geri gitmeye çalışarak. "hayır, hayır, hayır ,hayır uzak dur benden. lanet olsun kalkamıyorum!" diye bağırmaya devam ettim. bir türlü ayağa kalkıp kaçamıyordum. sanki vücudum parkeye çivilenmişti. ne kadar uğraşırsam uğraşayım parkeden kalkamamış ve parke ile birlikte babamın ayak ucuna doğru sürüklenmiştim. ayaklarının önüne geldikten sonra duran parkeler ile vücuduma sanki inme inmişti. tepki veremiyordum. Yere doğru eğik olan bakışlarım babamın botlarına doğru bakıyordu kafamı yukarı doğru kaldırdığımda yüzündeki  miğdemi bulandıran o acımasız gülüşü ile bana bakan o iğrenç adam ile yüz yüze geldim bir süre sonra yüzündeki gülümseme solup yerini korkunç bir ifadeye bırakırken kendimi hala uyandırmaya çalışıyordum.  bıçak olan elini yavaşça havaya kaldıran babam bir süre daha bana baktıktan sonra tüm gücü ile "GEBER!!" diye bağırıp bıçağı hızla bana doğru indirirken tek yapabildiğim kollarım ile yüzümü kapatıp tüm gücümle çığlık atmaktı.

OYUNBOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin