O.B~Bölüm 2

11 0 0
                                    

 "Dora! Dora uyan. Dora!" vücudumun sarsıldığını hissediyordum. birileri bana sesleniyordu ama tepki veremiyordum. lanet herif nasıl da sert geçirmişti kabzayı suratıma. biraz daha sarsıldıktan sonra suratıma aldığım bu günkü ikinci set darbe ile gözlerim istemsizce açıldı. aralanan gözlerimle etrafıma baktığım beni sarsan kişinin logan olduğunu öğrenmiştim. kafamı hafifçe yerden kaldırım "kızlar nerede?" diye sorduğumda yüzünde anlık geçen paniği görmüştüm. kendini kısa sürede toparlayıp "onları da mekanda baygın bir şekilde buldum. yeni yeni kendilerine geliyorlar" dedi. yerimden doğrulup zorlansamda ayağa kalktım "sen ne boka yarıyorsun. bunlar olurken sen neredeydin!" diye sinirle konuştuğumda mekanın içine doğru ilerlemeye başlamıştım. "olaylar olmaya başladığında biri tarafından kafama darbe yedim. bende baygındım. kendime geldiğimde hemen mekana girdim ama kızlar baygın bir şekilde yerde yatıyordu. onları uyandırdıktan sonrada seni buldum işte." dedi tek solukta. bar bölümüne geldiğimizde kızların taburelerde oturduğunu gördüm. nina ağrı kesici olduğunu tahmin ettiğim ilaçları ağzına atarken Şura çenesine buz koyuyordu. mekan boştu bizimle iş birliği yapan barmenden başka kimse yoktu ortalıkta. önümde ki tabureye sert bir tekme attıktan sonra sinirle Şuraya dönüp "o kulağındaki sikik kulaklık ne diye takılı senin kulağında" diye öfke ile bağırdım. Mekanda yankılanan sesim tekrar tekrar kulağıma ulaşıyordu. "duymadım. arızalanmış olmalı" diye sakince mırıldandı. "toparlanın gidiyoruz" dedikten sonra kimseye aldırış etmeden mekandan çıktım.

*********

" alicio' ya düzenlenen suikast bizi ilgilendiren bir konu değil" diye sinirle mırıldandım marcus'a "o görev size verildi dora. alicio'yu alıp üsse getirmek sizin göreviniz"  sakin çıkan sesi beni her geçen saniye daha fazla sinirlendiriyordu. " adama suikast düzenlendi diyorum. ölmüş olma ihtimali çok yüksek" dediklerim karşısında güldükten sonra "ölmeden önce gidin ve alın o zaman. Dora bu görev size verildi o adamı istiyoruz. dosya başkasına verilmeyecek süreniz gittikçe daralıyor" dedikten sonra telefonu suratıma kapattı. sinirle çığlık atıp telefonu odanın başka bir köşesine fırlatırken çıldıracak gibi hissediyordum. odaya giren Şura sinirden çıldırmak üzere olan beni görünce konun ne olduğunu anlamış olmalı ki "eğer hala Alicio'yu öldürmediler ise aramaya başlamamız lazım" dedi.  "diğerlerini çağır" dediğimde "loga bir şeyler bulmuş onun için gelmiştim.  baksan iyi olacak" dedi ve  odadan çıktı bende hızla ardından odadan çıkıp logan'ın odasına ilerledim. benim için açık bırakılan kapıdan içeri girdim ve bilgisayar başında bir şeyler araya logan'ın yanına ulaşıp "ne buldun?" diye sordum. bilgisayarla biraz daha uğraştıktan sonra bir sayfa açtı ve beni bayıltan adamı gösterdi. " Altay Önder. Türk asıllı ABD vatandaşı. 23 yaşında ve 20 senedir ABD de yaşıyor. Annesi ve babası özel bir şirkette korumaymış. şirketin sahibi mafyacılık oynayan biriymiş ve bir kaç güçlü kişinin karşısında yer almış. şirket sahibine yapılan silahlı suikast girişiminde annesi ve babası da öldürülüş. hiç bir koruma sağ bırakılmamış, şirket sahibi ile birlikte. çevresinde çok fazla insan yok ama bir arkadaş grubu var tahmin edebileceğiniz gibi grupta ki herkesin sabıkası var bir kaçı da aranıyor.''

  hiç bir şey mantıklı gelmiyordu. düşüncelerim intihar etmek istiyordu. bir kaçı kendini asmıştı bile. şakaklarımda ki yoğun ağrı düşünmemi zorlaştırırken sağ elimi anlıma götürdüm ve hafifçe ovmaya başladım o esnada mırıldandım. "ailesinin kurban gittiği suikasti kim düzenlemiş." odada bir an sessizlik olurken ben yanıtımı çoktan alıştım. yinede logan düşüncelerimi doğrulamak ister gibi mırıldandı. "Alicio" şura hiddetle oturduğu tek kişilik koltuktan kalkarken "onu öldüreceklerdir ve bizim o piç herifi sağ ele geçirmemiz lazım" bağırtısı şakaklarımda ki ağrıyı arttırırken  "sesini alçalt" diye mırıldandım. o iste daha çok bağırdı. "neden bahsediyorsun sen Dora! eğer o sikik herifi sağ  götürmezsek bizi kurşuna dizeceklerini biliyorsun değil mi?" önümde duran masaya baktım sonra da masanın üzerinde dolu olan su bardağına. içimde kabaran öfke ve şakaklarımda ki geçmek bileyen ayrının verdi müthiş sızı ile su bardağını sıkı bir şekilde avucuma alıp havaya kaldırdım ve bir saniye bile duraksamadan sol tarafımdaki duvara fırlattım. oda da yeniden sessizlik oluşurken bu seferde sessizliği ben bozdum. "sana o sesini alçalt dedim. burada bağırıp çağırman Alicio yu geri getirmeyecek." daha sonra bakışlarımı şura dan çekip logan a çevirdim ve daha sakin bir sesle konuştum. "sana o herifi bulman için sabaha kadar mühlet eğer bulamazsan artık endişelenmen gereken bir hayatın kalmayacak." sözlerim hiddetle biterken bakışlarımı logan dan aldım ve kimseyle göz teması kurmadan odanın çıkışına doğru yürüdüm kapıyı açıp dışarı çıkmadan önce logan a dönüp "Atalay Önder hakkında bulduğun bütün bilgileri benim mailime at" dedim ve odadan çıkıp kapıyı da sert bir şekilde kapattım. kendi odama geçerken hala ağrıyan başıma bir küfür savurdum. yavşak herif artık ne kadar sert vurduysa! odama ulaştığımda odadaki tek kişilik koltuğun üzeride olan küçük çantama doğru ilerledim. her zaman yanımda ne olur ne olmaz diye ağrı kesici bulundururdum. çantanın içinden ilacı kaptığım gibi odanın içindeki küçük buz dolabına ilerledim ve içinde bir şişe su kapıp beklemeden ağrı kesicileri içtim ve yatağımın üzerine öylece bırakılmış olan bilgisayarıma doğru ilerledim. yatakta oturup bilgisayarımı kucağıma alırken ağrının hafiflediğini hissediyordum. bu iyiydi. elimden geldiğince hızlı bir şekilde bilgisayarı açıp mailime girdim ve logan ın gönderdiği dosyayı incelemeye başladım.

OYUNBOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin