Sabah olmuştu fakat ben hala nöbetin yorgunluğu üstünden atamamıştım. Eve gidip biraz dinlenmek istiyordum lakin anneme yardıma gidecektim. Bir an önce hastaneden çıkıp su meşhur //görgen\\konağına
warmalıydım. Ne kadar uykusuz ve yorgun olsam bilene bunların hepsi bana tatlı yorgunluk gibi geliyordu çünkü mesleğimi çok seviyorum hem de ileride iyi bir kalp cerrahi okacağıma inanıyordym. Ben yorgun olduğumdan yolda dalgın dalgın ölez ölez ilerlerken birden korna sesiyle irkilmiştim. Önümdrki arabadan asabi tavırla adamın biri inmişti. Adamın yüzü o kadar ürkütücüydiki o bana yaklaştıkça ben ondan kaçarcasına uzaklasıyordum. Adam bana birden kükreyince bende boş durmadım tabi adamı oracıkta azarlamıştım. "Sen ne biçim araba kullanıyorsun be adam önündeki kocaman kızı görmüyor musun heee,, sen ehliyetini pazardan aldın herhalde?''
Adam küçümser bir şekilde ilk önce beni süzdü sonra da bir göz atıp
'' hayırdır kızım senin amacın ne araba önüne atlamalar falan!! Haa dur senin amacın benden para koparmak demi al para istiyorsan'' diyerek cebinden biraz para çıkardı ben ise baka kalmıştım. Adamın elime tutuşturduğu parayı yüzüne fırlatıp oradan uzaklaşmıştım. Çok üzümüştüm canım çok yanıyordu gururum kırılmıştı. İlk defa bu kadar aşağılanıyordum. Zengin zübbe işte $ ne anlar onun gibileri gururdan kendı kendime söylenip dururken konağa warmıştım. Bir kaç kez zile bastıktan sonra annem kapıyı açtı. Annem beni çekiştirerek mutfağa sokmuştu zaten halim yoktu gördüğüm ilk sandalyeye oturdum .üzgün olduğumu annemme çaktırma maya çalışıyordum fakat annem benim üzgün olduğumu hemen anlamıştı. Biz annemle otururken içeriye bir bayan girdi. Bayan:" Ayşen hanım savaş bey havuz başında kahve istiyor.'' annem halsiz halsiz bir fincan kahve doldurup kapıya yaklaşmıştı. Ben hemen annemin elinden kahveyi alıp ''anneciğim wer ben götüreyim sen otur biraz dinlen'' dedim lakin bu kadar işin içinde nasıl oturulacaksa. Ben kahveyi alıp havuz basına warmıştım savaş bey dedikleri ileride arkası dönük çocuk olmalıydı. Yer çok ıslaktı düşeceğimdrn korkarak yavaşça ilerliyordum tam basım eğik ilerlerken korkutuğum basıma geldi elimdeki kahve savaş bey dedikleri adamın üzerine dökülmüştü. Ben hem tepsiyle hem de ağzomla çocuğun bacağına üflüyordum. Başımı kaldırınca birde ne göreyim bu çocuk sabah birbirimize girdiğimix çocuktu. Ne diyeceğimi bilmiyordum hem sinirliydim hem de utanıyordum adeta duygu karmaşıklığına kapılmıştım. Ben şaşırırcasına ''sen sen!! sen sabah haksız yere bana bağıran adamsın &ne işin war burada yoksa benimi takip ediyorsun? " adam birden kasını çatarak
''Kızım sen nasıl bi belasın yha bir türlü kurtulamadım gitti senden hem ben seni nie takip edeyim hadi ben bu evin sahibiyim ya senin ne işin war burada yoksa senmi beni takip ediyorsun ?" benim şarteller iyice atmıştı şimdi bişey sölücrm olan anneme olacaktı. İkimizde birbirimizin yüzüne ayının trene baktığı gibi bakıyorduk# tabi bakışmamız kısa sürmüştü. Ben annemin HAYAT diye seslenişiyle
Tepsiyi alıp hemen fırlamıştım arkama bilene bakmamuştım.
Akşam olmuştu annemin mesaisi dolmuştu biz annemle dış kapıdan çıkarken savaş beyle karşılaştık bizim şu zübbede ne hal hatır sorarmış. "Ayşen twyzeciğin nasıl iyimisin?" annem her zaman ki gibi güler yüzünü belirtip "iyim savaş bey oğlum sen nasılsın iyisindir inşallah." ahhh bunlar böyle konuştukça sanki uç harfliler bana geliyordu.
Savaş bey hafifçe elini kaldırıp beni göstererek "Ayşen teyzeviğim bu hanım kız senin kızın galiba?'' yhaa ne hanım kız sabah hiç de öyle demiyordun zübbe ah hayat keşke bu konuştuklarını dışındanda söylebilsrydin ben yine kendi halime konuşurken annemin " ewet savaş bey oğlum bu hanım kız benim kızım siz şimdi tanışmamışsızdır da kızım bu ewin oğlu savaş bey ,savaş bey bu da benim kızım hayat" diyişiyle hemen dış dünyaya dönmüştüm. Biz sanki birbirimizi tanımıyormus gibi tokalaşırken taksi gelmişti ben elimi ellerinin arasından sıyırıp hemen taksiye atlamıştım.*** 10 dakika sonra ***
Ewe warmiştık kapı aralıktı annem telaşlanıp hemen içeri girdi Salona girdiğimizde içerisi leş gibi kokuyordu kemal abi her zaman ki gibi yine içmişti. Masanın üstü şişelerle dolu televizyonun sesi sonuna kadar açıktı. Annemle kemal abi her akşam yaptıkları kawgalarını yapa dursunlar ben de odama çıkıp yatıyım bari.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafeli Aşk
Teen Fictiononlar farklı kültürlere ait farklı yörelere ait iki farklı insanlardı. hikayemde bir çok olaylar yaşanacak bir çok engeller çıkacak ve bir çık tesadüfler karşılaşmalar çarpışmalar olacak lakin bunların hepsi bi aşk belirtisi olacak.ilk başta ikiside...