1.bölüm (hodri Meydan)

114 7 0
                                    

(Asya doğan)

Sigara ve alkol kokusunun bol olduğu ortamda gezdirdim gözlerimi, önüme gelip viski isteyen ve bana kur yapmaya çalışan yakışıklı ama bir o kadarda yavşak olan sarışını ise fark etmem uzun sürmedi. Alışmıştım, ama artık babamla konuşmadığım için bir ay önce bu barda çalışmaya başlamıştım sorun değildi bu benim için. Alışkındım bana sulanan veletlere, evet velet çünkü daha adamlıktan nasibini alan çıkmadı karşıma. Asi bir kız olmam ilgilerini çekiyordu fakat bunun benim ne kadar umurumda olduğu ise tartışılır bir konuydu. Vedat abinin Asya diye seslenmesiyle ona döndüm "Asya şu köşedeki locada oturan grubun içkilerini götür" Vedat abiyi kafamla onaylayıp içkileri aldım, locaya baktığımda ise biri kız üçü erkek bir grup gördüm fakat ilgimi çeken ise nefes kesen mavi gözleriyle etrafı izleyen aşırı yakışıklı ve iyi vücudu giydiği siyah ve salaş gömlekten bile belli olan çocuktu. Onu fazla incelediğimi fark ettiğimde kafamı çevirdim ve o anda gözleri beni buldu ve bingo harika zamanlama yakalanmamıştım. Hızlı adımlarla yanlarına gittiğimde masadaki kumral kızla birleşti gözlerimiz kaşlarını çatıp bana baktığında kalan tüm gözlerde bana dönmüştü, tek kaşımı kaldırıp sert bir şekilde çatık kaşlarına karşılık verdiğimde bir anda içten bir şekilde güldü "merhaba ben doğa sen şu Asya dedikleri asi barmen kızsın " dediğinde kalkan kaşım indi ve yüzümde silik bir tebessüm oluştu "ta kendisi tatlım bir ihtiyacın olursa beni burada bulabilirsin " Normalde bu kadar samimi olmazdım insanlarla ama bu kızı sebepsizce fazla sevmiştim. Masadaki diğer kişilere baktığımda şaşkın olduklarını gördüm "o" çocuğa baktığımda ise pür dikkat ifadesiz gözlerle beni sürdüğünü fark ettim. İndirdiğim kaşım tekrar havalanırken hepsinde gözümü gezdirdim ve 'ne var' dercesine kafamı salladım doğa anladı ve hemen lafa girdi "senin böyle kibar davranmana şaşırdık duyduğumuzdan farklıymışsın" dedi bende yüzüme alaycı bir ifade takındım "her duyduklarınıza inanmayın" dedim ve elimdeki tepsiden içecekleri aldım ve servis ettim sonra "afiyet olsun" dedim ve Vedat abinin yanına geri döndüm. "hayırdır asi kız ne konuştunuz öyle" dediğinde ona dönüp "boş laf" dedim ve benden tekila isteyen kıza döndüm tekilaları doldurduktan sonra mekanda gözlerimi gezdirdim insanlar yavaşca dağılıyorlardı ama hala dans pistinde insanlar vardı. Bende bu boşluktan yararlanarak isminin doğa olduğunu öğrendiğim kızın oturduğu masaya baktım iki çocuk yoktu, gitmiş olmalıydılar. Sadece doğa ve ismini bilmediğim ama deliler gibi sesini duymak ve ismini öğrenmek istediğim çocuk locada oturuyorlardı. Bunu neden istiyorum bende bilmiyordum, kendime ruhani bir tokat attım ve tekrar doğaya baktım, çok sevecen gözüküyordu çok güzel bir fiziği vardı bir kere bakan bir daha bakmak isteyecek türdendi. O karanlık ve soğuk bakışlı olan çocuğun yanına hiç uymuyordu. Doğa gülerek bir şeyler anlatıyor çocukta ona bakmadan sigara içiyordu. İçimden sevgililermi acaba diye geçirdim. Doğa son bir kez birşey söyledi ve tam ayağa kalkarken yanındaki karanlık çocuk birşeyler söyledi, doğa gülümsedi ve kafasını sallayarak kapıya doğru ilerlemeye başladı beni gördüğünde gülümsedi ve elini sallayarak görüşür dedi, elimi sallamakla yetindim ve arkamı dönüp bardakları yıkamaya başladım. "asi kız şuradaki locaya bir jack daniels" Vedat abinin sesiyle baktığı locaya baktım o çocuğun yanındaki masaydı, nedenini bilmediğim bir şekilde içim ürperdi. Kafamı sallayarak dolaptan jack daniels aldım ve locaya doğru yürümeye başladım. O masanın önünden geçerken yandan bir bakışla ismini hala bilmediğim çocuğa baktım, sülalem rahat der gibi koltuğa yayılmış ve bir elinde sigara diğer elinde telefonu ile çok çekici duruyordu, ona bakmayı keserek yandaki masaya geçtim ve viskiyi koyup arkamı döndüm yine masanın yanından geçerken pistte dans eden bir grup tarafından itilmeme kadar herşey mükemmel gidiyordu. Tam kendimi toparlamışken ayağımdaki lanet olasıca bağ yüzünden tekrar düşmüştüm gözlerimi açtığımda popomda acı yoktu aksine baya rahattı, kafamı kaldırmamla gözlerimin faltaşı gibi açılması bir oldu, "o" çocuğun kucağına düşmüştüm. Şaşkınlığımı atamazken "çok sevdin herhalde" dedi alayla. Sesini ilk defa duymak bana çok garip hissettirmişti, hemen kendime gelip kaşlarımı çattım ve hızla ayağa kalktım "itildim ve bağcığım yüzünden düştüm" dedim kabaca, neden açıklama gereği duydum bilmiyorum ama bildiğimiz adamın kucağına düşmüştüm! "anlıyorum" dedi düşünüyormuş gibi yaptı ve tekrar ağzını açtı "gitte illerdeki çocuk parkına bir çocuktan bağcık bağlamayı öğren" dedi alayla. Sinirlenmeye başlıyordum "bağcıklarımı bağlayıp bağlamayacağımı size sormayacağım herhalde" dedim ve kaşlarımı çattım "ozaman alışıksın ha?" dediğinde anlamayan gözlerle ona baktım "kucak diyorum alışıksın herhalde" dedi kaşlarım dahada çatılırken "kendimi ifade edemiyorum galiba" dedim ve eğilerek "ayağa kalsana" dedim anlamayan gözlerle bana bakarken "merak etme yemem, iki dakika ayağa kalk" dedim bir iki dakika bana baktıktan sonra nefesini seslice vererek ayağa kalktı. Önümde durduğunda boy farkımıza baktım ben onun omuzlarına geliyordum ama neredeyse yakındı boylarımız, uzun bacaklı olamama şükrettim. Vakit kaybetmeden ona "alışık değilim ama buna çok alışığım" dedim ve bacağımı kaldırıp erkekliğine sert bir tekme geçirdim, hafifçe gülümseyerek "umarım anlamışsındır" dedim ve iki büklüm olan çocuğun sırtına vurarak yanından ayrıldım. Yürürken arkamdan bağırdı "bunu sana ödeticem" dedi, onu umursamayarak Vedat abinin yanına döndüm "ne yaptın ası kız öyle" dedi ve gülmeye başladı bende dayanamadım ve Vedat abiye eşlik ettim. Pişmanmıydım? asla.

Buzdan HerifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin