3.bölüm (en baştan)

71 5 0
                                    

Multimedia: kuzey

Karşımda gördüğüm kuzeyle şaşkına döndüm. Bu lanet herifin derdi neydi anlayamamıştım. Usulca yutkundum ve dudaklarıma bir sırıtma ekledim "Ooo kuzey bey bakıyorum da hasretime dayanamıyorsunuz yine" bu dediğime kısa ve erkeksi bir şekilde gülümsedi tanrı aşkına bu adamın benim kalp sağlım ile derdi neydi "senin de, sen yokken kızlar bakmasın diye peşimden ayrılmıycağın zamanlar gelicek sakin ol gök gözlü daha zamanımız var"

Daha zamanımız var derken bu herif biraz önce uzun zaman daha hayatımda olucağınımı söyledi. Hayır bu olmamalıydı çünkü benim kalbim bu sözünde bile böyle arsızca atarken ona aşık olduğum hissini düşünmek bile istemiyordum "noldu buzdan herif kızlardan kendini koruyamıyormusun, yanında beni yakın koruma olarak istiyorsun. Sana hiç yakıştıramadım" bu dediğime bu sefer sadece sırıttı en azından kahkaha filan atmadı ben tam insafa gelmiş kalbimide düşünmeye başlamış derken o bombayı patlattı ah sevgili şom ağzım ve arsız kalbim "sen yakınımda ol, benim olda korumam olarak mı kadınım olarak mı durmak istersin o zaman karar veririz" ay ben bir ölüp gelmeliyim sanırım.

Kalp sağlığım için çözümü konuyu değiştirmekte buldum "Eeee niye geldik buraya oyun oynamaya mı" yaptığımı anlamış gibi güldü evet güldü. Diren kalbim az kaldı, sen yerinden çıkmadan biz burdan çıkacağız "sen hala nasıl bir oyunun içinde olduğunu anlamadın sanırım yada kiminle dans ettiğini. Karşında o götünden ayrılmayan kibarcık barmen yok senin.Karşında gücü sınır tanımaz, sarsılmaz Kuzey Soyden var" bunu söylerkenki dik duruşu ve net sözleri sesinin tınısında pekte gizli olmayan kararlılık sözlerini doğrular nitelikteydi.

Karşımda ki buzdan herif bir hayli iddialı ve iddiasında haklı olan bir adamdı, benim ona adam dememse ayrı bir konuydu. Ben adam demezdim velet, çocuk belkide karşı cins müsveddesi. Babamdan sonra her erkeğe adam dememeyi öğrenmiştim bu sefer ilk seferkine nazaran daha sert ve sesli yutkundum ve çareyi yine konuyu başka yöne çekmekte buldum "kibarcık barmen derken?" bunu söylerken tek kaşımıda kaldırmıştım usulca dudaklarını yaladı ve yine konuyu değiştirme çabamı fark edermişcesine güldü "kaçak dövüşüyorsun gök gözlü kız unutma sen asi ve hırçın -tek kaşını kaldırıp kafasını yana yatırıp tatlı bir şekilde dudak büzdü- ve bir o kadar da yaramaz bir kızsın kaçak oynamak sana yakışmaz ve evet asya, kibar barmencik" tanrım bir herif ancak bu kadar tatlı olabilirdi ama tatlı kelimesi gözlerinde ki soğuklukla dünyanın en büyük çelişkisiydi "Çok konuşma, boş yapma, sadade gel beni yorma kuzeycik. Oksijen israfıydın şimdide zaman kaybı oluyorsun - kafamı yana yatırdım ve dudaklarımı büzdüm- kısacası kısa kes" başlardaki kafiyeleri duraksayarak belli bir ritimde söylemiştim.

Cümlelerimden yayılan buram buram alay kokusu onun sınıfı sarmış kokusunun önüne geçemedi malesef "pekala sabırsız kız o zaman sadede gelelim sen kendini fazla önemsiyorsun sanırım. Buraya senin için geldiğimi düşündün ama beni buraya müzik hocası çağırdı lafın kısası dünya senin etrafında dönmüyor ama zamanı geldiğinde sen benim etrafımda pır dönüceksin" vovov sanırım bu kez fena toslamıştım resmen içimdeki sesler 'kuzey vurdu gol olduuuuu' diye çığırmaya başlamışlardı ve bir an gerçekten kuzey duyucak diye endişelenmiştim. Sözlerinde elle tutulur küçümseme gözlerinde ise alay vardı ama duruşu yine dik ve yıkılmazdı gözlerimi kıstım ve ona baktım "hayırdır müzik hocası artık mahalle davulcularına, davul dersi mi vermeye başlamış" bir an gözlerinde ki ifade kırılıcak ve içten bir kahkaha atıcak gibi geldi ama malesef sadece kaşları kalkık alayla bana bakmaya başladı dediklerimi komik bulduğunu alayla örtmeye çalışmıştı yada ben sorunludan şizofrene terfi etmiştim ve ikinci seçenek daha olası olması ise ayrı bir ironiydi, o da bir insandı ve sanki içten gülmek ona yasakmış gibi davranmak ise benim aptallığımdı sanki karşımda içten kahkaha atsa ona uzaylı görmüşcesine bakıp yadırgayacağımdan emindim ve bu benim elimde olan bir şey değildi. Malesef ben de insları yadırgayan ve yargılayan taraftaydım "O yüzden mi sende buradasın. Ah hayır ben gitar çalmak ve şarkı söylemek için burdayım sanırım senin mahalle davulu için mahalle muhtarını bulman gerek" gitar çalmak! Şarkı söylemek! "Hah ben de şarkı söylemek ve piyona çalmak için burdayım" tam ağzını açıp laf sokucaktı ki okulumuzun gökten düşen meteor adlı hocamız sınıfa girmişti tanrım bu hoca cidden 'yıkılıyo' belki kuzey kadar nefes kesici değildi ama yinede fazla yakışıklıydı.

Buzdan HerifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin