Sokaklarda koşarak ilerliyordum.Onu bulmuştum.
Ne yapmam gerektiğini biliyordum.Ve bunu yapacaktım.
Sokaklar ıssızdı.Birkaç tane zebani vardı.Ama eskisi kadar değildi.
Acaba yalnız mıydı ?
Bilmiyordum.Ama bu durumu değiştirmez.Onuda öldüreceğim.
Ya da.Onlar beni öldürecek.
Depoyu görmüştüm.Sinirim bir aptallık yapmama yol açmadı.
Bir binanın çatısına tırmandım.Çivi silahının dürbünü çok işime yaramıştı.
Dürbünü D.Eagle a takıp deponun içini gözetliyordum.
"İşte ordasın."
Merve yi gördum.Birisiyle konuşuyordu.
"Demek 2 kişisiniz.Sorun değil."
Nişan aldığım yerden sadece Merve görünüyordu.Diğerini duvar engelliyordu.
İçimde biraz kararsızlık ortaya çıkmıştı.Böyle bişey uzun zamandır olmuyordu.
Garipti.O kadar kin beslediğim kişiye şuan acıyormuydum.Bilmiyorum.
Ama bir sözüm var.
Tetiğe 2 kez bastım.
Topallayarak duvarı siper etti kendine.Yaslandığı duvarada bir mermi sıktım.
Dürbünü Deagle dan çıkarıp tekrar çivi silahına taktım.
Çivi silahı kullanışlıydı.Ama bu durumda gideceği menzil ve kıracağı
cam vardı.İşleri batırmasından korkmuştum.
"Nefesini duyabiliyorum.Korktuğunu anlayabiliyorum.Bir vampirdi."
Yanındaki nasıl olurda bir vampir olur.Ona bir şans vermem gerekir mi ?
Hiç sanmıyorum.Onuda öldüreceğim.
Çatıdan aşşağı indim.Deponun büyük kapısından içeri girdim.
Beklediğim gibi.Kılıçlı bir adam.Çivi silahı ile vurdum onu.Eminim
çok acıtmıştır.Öfkeli bir şekilde üzerime geliyordu.Kılıcını savurarak.
"Demek eğlenmek istiyorsun.Öyle olsun."
Kendimi kılıcından kaçırıyordum.Sağa eğilerek , sola eğilerek.Kılıcı
iyi kulanıyordu.Kötü bir yanı vardı.
"Kılıçlar hakkında bilmediğin birşey var." dedim.Amacım onu sinir
etmekti.Ve sonunda cevap verdi.
"Neymiş o ?"
"En iyi darbeni yap.Tam burda duracağım."
Bir iş çevirdiğimi biliyordu.Tek kılıçla karşıma çıkan o değildi.
İki kolunuda geriye doğru gererek üzerime geliyordu.
Ne o beni ikiye mi bölecekti.Haha.
Kılıcını indiriyordu.Beni öldüreceğine inanıyordu.Kılıcı güzeldi aslında.
Kılıcı tam kafamın üzerindeyken,iki elimle kılıca yapıştım.Buna çok
şaşırmıştı.Kılıcı ters çevirip elinden aldım.Ve bir tekme savurdum.
Karşıdaki duvara kadar uçmuştu.Sanırım bayılmıştı.Yanına gittim.
Çivi silahıyla kafasına birkaç çivi yolladım.Bir vampiri öldürmek.
Zordu.Daha önce yapmadığımdan değil ama her seferinde, acıtıyordu.
Kılıcı kendime almıştım.Merve nin yanına doğru gittim.Duvara yaslanmıştı.
Kanlar içindeydi.Bana o günü hatırlatmıştı.Yerde kanlar içindeydi.
Kılıcımı kaldırıp beklemiştim.Hala gözlerim yaşarıyordu.Bu kadar kin beslediğim
bir insanı hala sevebilirmiydim.Kılıcımla kafasına doğru bir hamla yaptım.
Kılıcın taşa çarptığını anladım.Kalkmıştı.
" Beni öyle kolay öldürebileceğini sandıysan, yanılmışsın."
" Rekabeti severim."
Hızla yanımdan geçip bir yumruk attı.Aynı şeyi tekrar tekrar yaptı.
" Şimdide korkaklığını gösteriyorsun." dedim.
Cevap vermedi.Bir sonraki hareketini biliyordum.Aptaldı.Stratejisi hep aynıydı.
Kılıcı aniden çevirip ona saplayabilirdim hızla geçerken..
Bunu yapmalıydım.Bu sefer sağ arka tarafımdan gelicekti.Ve tam şimdi.
Ters dönüp kılıcımı sağ tarafta tuttum.
" Ah. " Karnımı bir şey kesmişti.Çok derin bir yaraydı.Sırtımdan çıkmış bile olabilirdi.
Merve karşımdaydı.Kılıc hala elimdeydi.Diğer ucu Merve nin kalbinde.Bana sapladığı
şey bir tabelaydı.
Kanları yere doğru akıyordu.Gözlerinden yaşlar akıyordu.Ağızına kadar gelmişti kan.
Elini suratıma uzatıp
" Haklısın.Haklıydın.Her zaman haklıydın.Ben hiç iyileşemedim.Özür dilerim.Seni sevemedim.
Seni reddettim." dedi.
"Artık çok geç.Bu yaradan kurtulacağımı sanmıyorum.Sonunda beni öldürdün.2.kez."
Kılıca aldırmayıp bana doğru geliyordu.Kılıç onu kesiyordu.Kılıcı bırakmıştım.
Oda tabelayı bırakmıştı.Tükeniyordu.Tıpkı benim gibi.
" Her şey için özür dilerim.Umarım bir gün beni affedersin."
Dudağıma yapışmıştı.Gözlerimi kapatarak onunla ölesiye öpüşmüştüm.
Keşke ona aşıkken böyle olsaydı.Kanla dolu ağzını emmiştim.Kan ve dudak.
En değerli 2 şey. Ve o... O ölmüştü.2.kez öldüğünü görmüştüm.
İyi mi ? Kötü mü ? Bilemedim.Kötü hissediyordum.
Tabelayı tuttum.Saplandığı yerden çıkardım.Karnımda bir boşluk vardı.
Çok kötü acıtıyordu.Duvara doğru ilerledim.Yere çömelicektim.Ama düştüm.
Her kalp atışımda kan kaybediyordum.Kanım yaramı iyileştirmeye çalışıyordu.
Ama kötü açılmıştı.İyileşeceğini sanmıyorum.
Merve yi öpmek güzeldi.Çok güzeldi.Neden bunu 15 sene önce yaşayamadım ki ?
Böyle işe sıçayım.
Gözlerim kapanıyordu.Üşümeye başlamıştım.
Çaresizdim.Ölecektim.Ölmek güzel.En azından aç dolaşan zebanilerden
olmayacaktım.Yada belki olacaktım.Acaba konvoy ne yaptı.
" Ahhh." Karnıma ağrılar vurmaya başlamıştı.Kendimi sarmak istiyordum.
Hırkamı sardım.Düğmeledim.Bişey vardı.
Hırkanın cebinde bir paket. " Ahh evet işte bu."
Deniz in verdiği kan paketi hala cebimdeydi.Bana verdiğinde cebime koymuşum.
İçmeyi nasıl unutmuşum acaba ?.
Kafama sancılar girmeye başlamıştı.Gözlerimde basınç vardı.
Paketin ucunu yırtıp içtim.
Soğuktu.İçtiğimde Yaramdaki ağrı geçmişti.Beynimdeki sancı da geçiyordu.Ama
gözlerim hala acıyordu.Gözlerim kapandı.İyi hissediyordum.Ama gözlerimi açamadım.
--
Uyandığımda terliydim.Kalbim hızla çarpıyordu.Kabus görmüştüm.Bir sürü görmüştüm.
Ve bir teşekkür.Ne kadar kendimi zorlasamda daha fazla hatırlayamadım.
Ayağa kalkıp vücudumu inceledim.Yara kaybolmuştu.Hiçbir ağrım yoktu.
Çivi silahım deagle ım yerindeydi.Kılıcım.Kılıcı Merve nin cesedinden çıkarıp aldım.
Onun cansız bedenine baktığımda.Ahh kötüydü.Hüzün.Ya da acı.Sadece acıydı.
Sadeceacı hissediyordum.Ve kaderime küfrediyordum.
Konvoya yetişmeliydim.Burada fazla zaman geçirdim.Depoyu aradım.
Bir araba ,motor.Yoktu.Dışarı çıktım.Çevreyi biraz araştırdım.Bir otopark
görmştüm.İçeri girip araştırdım.İçeride cesetler ve birkaç araç vardı.
Gözüme çarpan bir motor vardı.Eski Harley Davidson tarzı bir motordu.
Motorun yakıt deposuna baktım.Yakıtı vardı.Sanırım tam dolu değildi.
Sanırım yeter.Kontak anahtarı yerdeydi.Çimenlerin arasında.
"Umarım paslanmamışsındır.
Anahtarı takıp kontağı çevirdiğimde çalıştı.
Şimdi yola çıkabiliriz.Edirne ye gideceğim.Yolları açmıştır konvoy.İz sürmek
zor olmasa gerek.
Konvoyun izlediği yoldan gittim.
-------
6 saat sonra.
-------
Edirne deydim.Kapıkule ye doğru gidiyordum.Yollar bomboştu.Arabalar.
Terk edilmiş arablar ya sağda solda yada ters dönmüştü.
Bu yolu izleyerek devam ettim.Yorulmuştum.
Ve sonunda konvoyu gördüm.Ama durmuşlardı.Peki Neder durmuşlar ?
Tırların tanına gittiğimde.Terk edimişlerdi.
"Hayır , hayır daha çok parçalanmışlar."
Hah... Olamaz.Yerde ceset parçaları vardı.Hepsi ölmüşmüydü.
"AAAAAHHHHH ! Siktiğimin zebanileri !!! "
O kadar uğraşmamız gitti.O kadar insanı ölüme gönderdik.
Açılan tır kapağının içinden
" Aytaç ? Sen misin ? "
Deniz di.
" Evet.Benim Deniz." dedim.
"Ne oldu burada söylesene ? Cihan nerede ?"
"Hepsi öldü Aytaç."
Deniz üzgün bir şekilde yanıma gelmişti.Bana sarılıp ağladı.
"Bir ordu geldi.100 200 belki daha fazla.Hiçbiri karşı koyamadı."
"Hayır.Hayır ,hayır bunu gördüm.Olamaz.Sadece ikimiz mi kaldık ?"
"Hayır.Emre içeride."
"Tamam.İşe yarayacak herşeyi al.Çanta bul ve içine koy.Erzak,tohum,
yiyecek,içecek,silah,mermi ne bulursan işimize yarayacak herşeyi al burdan gidiyoruz."
Merdivenlerden tırın üstüne çıktım.
Önümüzde sağ tarafta bir çiftlik vardı.Oraya gideceğiz.
Yolda ilerlerken.Yerdeki ceset parçalarına bakıp,
"Özür dilerim.Sizi koruyamadım.Beni affedin." dedim...( Umarım beğenmişsinizdir.Eğer istek gelirse devam edebilirim.Şu sıralar okul sınav ödev vs. bazı işlerle meşgul oluyorum.Beğendiyseniz lütfen destek olun.Eğer devam etmesini istiyorsanız lütfen bunu bana bildirin.Okuduğunuz için teşekkür ederim. :) )