Günün birinde iki dost varmış. Her ikisine çok iyiymiş ama biri saf diğeri ise kurnaz ve açıkgözlüymüş.
Bir gün açıkgözlü olanın şirketi iflas etmiş ve dostundan borç para istemiş. Dostu hemen, "Ne demek, sen benim en iyi dostumsun," demiş ve bütün servetini vermiş.
Aradan günler geçmiş ve açıkgöz olan işlerini yoluna koyduğu gibi şirketini de büyütmüş. Bu sefer de aklında dostundan isteyebileceği başka bir şey varmış. Arkadaşı bir kızı çok beğeniyor ve onunla evlenmeyi düşünüyormuş. Açıkgöz dost saf arkadaşına o kızı çok beğendiğini ve onun aradan çekilmesini istemiş.
Saf dostumuz, "Ben de o kızı çok beğeniyorum ama sen benim en iyi dostumsun, eğer mutlu olacaksan çekilirim aradan" demiş.
Aradan aylar geçmiş ve bu kez de saf olanın işleri bozulmuş ve dostunun yanına gidip ondan iş istemiş. Ama en iyi dostu maalesef ona iş vermemiş. Tabi bizim saf olan dostumuz biraz ezilip büzülmüş ve dışarı çıkmış.
Düşünceli Düşünceli yolda yürürken karşısına yaşlı bir adam çıkmış. Adam, " Oğlum çok hastayım bana şu reçetedeki ilaçları alır mısın?" diye sormuş ve saf dostumuz hiç tereddüt etmeden cebindeki son parayla adamın ilaçlarını almış.
Ertesi gün bir avukat, " Dün ilaçlarını aldığınız yaşlı adam öldü ve tüm mal varlığını size bıraktı, " deyince çok şaşırmış ve çok ihtiyacı olduğu için serveti kabul etmiş.
İşlerini yoluna koyup tam arkadaşının şirketinin önünde bir ev satın almış. Niyeti sadece en iyi dostunu görebilmekmiş. Ona her ne kadar kırgın olsa da yüreğinde hâlâ özel bir yeri varmış.
Bir gün kapısına yaşlı bir teyze gelip, " Oğlum çok acıktım bana yemek verir misin? diye sormuş. Saf dostumuz, " veririm ama bir şartla, benim yanımda çalışır mısınız? Hem bana yardım edersin hem de karnın doyar teyze," cevabını vermiş.
Teyze bu teklifi kabul etmiş ve aradan üç sene geçmiş. Kadın ona, " Oğlum artık senin evlenme malın geldi, artık sana bir eş lazım," demiş.
Saf dostumuz kadının bu söylediğini kabul etmiş ve " Tamam Teyze, ben de ne zamandır evlenmeyi düşünüyordum, tanıdığın iyi biri varsa evleneyim," demiş.
Kadın, " Bizim orada çok iyi bir aile kızı var. Seni onunla baş göz edelim," demiş.
Kızı istemişler ve düğün hazırlıkları başlamış. Saf dostumuz en iyi arkadaşına da bir davetiye göndermiş. Bu en özel gününde eski dostu gelirse ona büyük bir ders vermekmiş niyeti.
Düğün günü gelip çattığında saf dostumuz davetliler arasında eski dostunu görünce hemen mikrofonu almış ve şöyle demiş:
"Dostlar size bir diyeceğim var. Günün birinde benim en iyi işleri battı. Gelip benden para istediğinde tüm mal varlığımı ona verdim. Yine bu dostum benden çok beğendiğim kızı istediğinde, gözümü kırpmadan ona verdim. Ancak benim işlerim bozulup da ondan iş istediğimde bana, sana burada iş yok, dedi."
Bunun üzerine davetliler arasında bulunan diğer dost ayağa kalkıp konuşmaya başlamış:
" Evet, işlerim battığında ondan borç para istedim ve sağ olsun hiç düşünmeden verdi ancak ben de ona sonra parasını geri verdim. Evet, beğendiği kızı ondan istedim çünkü o kız ona göre değildi. Karşısına yaşlı bir adam çıktığında cebindeki son parayla ona ilaç aldığını biliyorum. Çünkü o benim babamdı! Babamın mal varlığını ona bırakmasını sağladım. Kapısına bir teyze gitti ondan yemek istedi, o benim annemdi. Ona göz kulak olmasını istedim. Evlenmek istedi, evleneceği kız da benim kız kardeşimdir. Şimdi siz söyleyin gerçek dost kimdir?!"
Merhaba arkadaşlar kitabımı inşallah beğenirsiniz. Bu benim ilk kitabım.
Bir kaç beğenen oldu ve çok sevindim. Bölümleri sık sık yayımlamaya çalışacağım. Okullardan dolayı bazen geçilebilir ama bu sene benim için çok önemli, eğer bölümler gecikirse sizlerden çok özür diliyorum. İnşallah anlayış gösterirsiniz. :D
İYİ OKUMALAR...
