kurallar-1

38.1K 347 60
                                    


İşte başlıyoruz, iyi okumalar dilerim.

Yorulan bedenim gözlerimi açmama izin vermiyordu, yatağın sıcaklığını hâlâ bedenimde taşıyordum. Ağrıyan her yerime uyku merhem oluyordu.

Sesleri duysam da algılayamıyordum, ani bir hareketle doğruldum. Araba. Yatak. Araba. Yatak
Ah tabii, en son araba çarpmıştı, yine de kaldığım odaya anlam veremiyordum ne zamandan beri hastane odaları bu kadar değişmişti?
Serumun canımı acıtmasına izin vermeyecek şekilde dağılan saçlarımı düzeltim. Görüşüm netleştiğinde tek odağım oynayan kapı kolu oldu.

İçeri giren kirli sakallı adam, o beni kurtarmış olmalı. Çatık kaşlarıyla bana baktığında teşekkür etmek için ağzımı açmıştım ki, izin vermedi sandalyeyi çekip karşıma oturdu.

Dün geceyle ilgili bildiklerimi ona anlatıp içimi rahatlatmak istedim çünkü araba çarpmadan hemen önce evden kaçıyordum.
''En son araba çarptığını hatırlıyorum.''
Güldü. Gülüşü alay eder gibiydi, ona şaşkınca bakarken ne oldu dercesine kafa salladım.

''Bu kadar cesur olduğunu bilmiyordum.'' Dedi, ilk başta anlamsız gelen sözle neyi kastettiğini anlamamıştım.
''Ailenle aranda olan meselenin seni üzdüğünü bilmek kötü.'' söylerken gözleri donuklaştı. İyide nerden biliyordu bunları?
''Yine de beraberiz.'' İçten bir gülümseme. Dediklerinin normal olduğunu bilseydim eğer, iyi bir insan olduğunu düşünürdüm.

''Neresi burası''
Korkuya bağlı olan küçük ses titremesi yaşamıştım. Gözleri gözlerime değerken, yüzüne uygun göz kapaklarına baktım. Olayı halen çözemiyordum.

Kollarını açıp memnunca konuştu.
''Evim''
Rahatsızca kıpırdandım, duvara yaslanarak aramızda ki mesafeyi uzattım.
''Ben kendi evime gitmek istiyorum ama!'' Ses tonumu ayarlayamamıştım. Cüretkâr çıkmıştı, ona karşı dik durmamın sevinciyle omuzlarımı genişlettim.

''O eve gitmeyeceğini ikimizde biliyoruz küçüğüm ve daha 17 yaşındasın.''
Üzerime eğildi ellerini yanaklarıma sürtecekken konuştu:
''Gidecek bir yerin de yok.''
Param vardı, uzun zamandır biriktiriyordum bana haftalarca yeterdi iş de bulabilirdim.
Bana karışması sinirimi bozmuştu.
''Sizi ne ilgilendirir?''
Yaşca büyük oluşundan hitap şeklim böyleydi ama biraz daha üstüme gelirse abi falan dinlemezdim.
''Benim olan her şey beni ilgilendirir.''
Noktayı koymuştu. Kendince.

Öyle olmadığını göstermek için şimdi bu kapıdan çıkıp gidicektim. Kendimi de iyi hissediyordum.

Doğruldum, yataktan ayaklarımı sallandırıcakken tepkisini baktım. Dişlerini sıkıyordu ne yapıcağımı anlamıştı ama bana kızmasını takmadım. Eğer kızmasıyla ilgilenseydim korkudan kafamı yastığın altına gömerdim.

Tam adım atıcakken kolumu kavradı ve bir insanda olamayacığını inandığım güçle yattağa savurdu.
O ürkütücü sesiyle
''Karşı koyman sana yapacaklarımın zamanını değiştirir, alışmana izin vermem. Kontrol benim elimde.''
Odadan çıkıp gitti. Nasıl tepki vermem gerektiğini bile unutmuştum ağzım açık kalmıştı.

Perdeyi biraz kaldırıp umutla camdan baktım, sanki kaçabilecek gibi. Tarlaya mı çıkacaktım!

Acaba oklavayla üst komşuya vursam bana bakmaya iner miydi? Üst komşu da varmış gibi gözükmüyordu aslında. Müstakil bir ev gibiydi.

Düşünceleri bir kenara bırakıp nostajik odayı inceledim, ortama fazlasıyla aykırı duruyordu. Canım sıkılmıştı ve dışarı çıkmaya korkuyordum.
Yan tarafımda olan vazoyu yanlışıkla çarpmış gibi düşürdüm, gelmesi içindi.

Endişeyle içeri girdi. Keşke ne söyleyeceğimi de önceden planladaydım.
''Şey..''
''Şey ney Beren?''
İsmimi nerden öğrendiğini sormayacaktım, doğru zaman değildi.
''Yanlışıkla''
Anlamasına yeter diye düşünürken öylece baktı bana.
''Yanlışıkla olsa parçalar böyle dağılır mı?''
Şimdi de ben baktım ona, öylece değil ama. Hayranlıkla.
Hemen kendimi topladım.

''Gel yemek yiyelim, sana anlatacaklarım var.''
Elbette vardı. Saksı değildim ben ordan oraya gidebilecek.

Önümden yolu göstermek için gidiyordu, bende alık alık odalara bakıyordum benim kaldığım odaya göre daha moderndi. Sert bir yere çarptıpımda afalladım, onun bedeni!
Şimdi de elini belime indiriyordu yan yana yürümemiz için, beklemediği bir şekilde ittim. Savrulmadı.
''Sana istediklerimi yapmadan önce psikolojini bu duruma alıştırmam lazım'' dedi. O da itti beni duvara çarptım. Kollarıyla benimin kımıldamasını engelliyordu, yüzüme yaklaştı daha çok yaklaştı. Göz bebeklerinin büyüdüğünü gördüm, dudaklarıma odaklanmıştı. Öpüceğini anladığım için kafamı diğer tarafa çevirdim.

Islak ıslak çenemi öpüyordu, tekrar ona karşı koymak istedim ama ellerimi popomun arkasında sabitledi.
Saçlarımı kokladı. Yüzünü boynuma gömdü içime nefesini verdi, gıdıklanıyordum. Gülersem çok abes durucaktı.
''Lütfen'' dedim.
''Hadi yürü.'' Dedi.
Tekrar aynı pozisyonu aldı, bu sefer bir şey diyemedim.

Mutfağa geçmek için küçük merdivenlerden indik, ferah gözüküyordu. Masada ki yemekleri görünce utanmıştım, utanıncada ellerimle oynardım.
''Geç otur.''
Zaten oturcaktım dedim, içimden. Dışıma yansıyan kelimeler de ''tamam'' oldu.

Kızarmış köfte, onun üstüne eritilmiş kaşar, incecik dilimlenmiş domates.
Tabağıma 4-5 tane koydu, ben çekinirdim ve çabuk doymayan bir insan olduğum için fazla da alamazdım.

''Sormak istediklerin?''
Çatalı aldım, yanımda duran kumpire uzandım. Elimle bir dakika işareti yaptım, çiğnemeye devam ettim.
''Neden burdayım.'' Dedim.
Her insanın sorucağı soruyu yöneltmiştim.
''Zevklerimi karşılamak için'' dedi.
Ama o her insanın vericeği cevabı vermedi. Ne zevki ya?
Pasta börek açtırmazdı herhalde.

Yüzüme tuhaf tuhaf bakınca:
''Ne var?'' Dedim.
Dışımdan söylememişimdir diye umarken, ''aşçı lazım değil.'' Dedi.

Öyle güzel bakıyordu ki şuan, böyle dolu dolu. ''Tertemiz, masum işte'' diye mırıldandı.

''Ne yapıcaksın bana?'' Dedim.
Düşünüyor gibiydi, ne yapıcağını değil bunu nasıl söyliyeceğini.
Aradan zaman geçerken ben karnımı doyurmuştum.
''Ceza ve ödül kavramları var.''
Anaokulunda sınıf birincilerine vaat edilenler gibi, saçma.
Bir şey söylemeyerek devam etmesine izin verdim.

''Ödüller, içinde benim de olmam koşuluyla istediğin her şey.'' Dedi.Gitmek istiyordum ama onunla gidemezdim ya?

''Cezalar, can yakıcı şeyler. Yaptığın hata kadar ceza uygulanır.''
Böyle yaşamak istemiyordum. Baskı görmek istemiyordum. Onun için kaçmıştım zaten.

''Kurallar da benim sözlerim.'' İşte kesinlikle onlar bana çok ters.


*********

Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Saplantılı Duygular +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin