İsrayı Tanıyın -6

15.4K 189 75
                                    

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bölüm yazamadım, Üzgünüm.

Beni kurtaracağını anlamamla vücudumu sevinç dalgası kapladı. Benim için gelmesine çok sevinmiştim. "Sessiz ol arabam hala yol kenarında." Dedi. Sonra da işaret parmağını dudaklarına getirip şışş diye mırıldandı. Ben sakin olmaya çalışarak etrafa baktım çünkü Oğuzhan her an burda olabilirdi. Yere düşen tahta parçaları ve çalılar yürüyüşümü zorlaştırıyordu. Düşmemeye çalışarak İsranın peşinden dikkatli adımlarla gidiyordum, sanki eli ensemden tutup kedi gibi sürükleyecek bir hava vardı ortamda. Yolun yarısı bitmişti, İsra ara ara bana bakıyordu iyi olup olmamamı kontrol ediyordu sanırım. Kuzu kuzu kurdun yolundan gidiyordum. Ağaçların arasından güneşin son ışıkları vuruyordu yüzüme, hava yağmur yağdıracak gibi kararmıştı. Arabaya ulaşmak üzereyken koştum daha çabuk varmak istiyordum, o kısacık mesafe bana kilometrelerce yol çekmişim gibi gelmişti. İsra da arabaya atlayıp hızlıca çalıştırdı. O da Oğuzhandan korkuyordu belliydi yüzünden. Arabayı direk zıt yöndeki patika yola sürdü. Ve merak etmeme bile izin vermeden açıklama yaptı. ''Çiftliğe giden kestirme yoldayız, sorun yok. '' Dedi.
Evet yolu biliyor olmalıydı, elbette sorun yoktu ama diğer her şey için sorun vardı. Mesela eğer Oğuzhan beni yakalarsa gözümün yaşına bakmadan öldürürdü. Hatta direk öldürse iyi bide önce işkence ederdi.

Ah İsra ah Allah gönderdi seni elin memleketinde. 

Çiftliğe vardığımızda uykum o kadar çok gelmişti ki o an uyku için her şeyden vazgeçebilirdim.
Bir yanım çoktan uyumuştu, Bilincim sadece çok sarsıntılı şeyleri hissediyordu yada bulanık görüntüleri algılaya biliyordu. İsranın beni kucağına alması yüzünü net göremeyişim. İşte hafızam bu kadardı bir de gece gördüğüm rüya vardı o kadar. Rüyamda Oğuzhanı görmüştüm onunla evli mutlu çocukluyduk diyemiyorum çünkü beni arabanın bagajına atmıştı. 
Kesin beni bulacak ve öldürecek. Belki ben teslim olmaya gidersem cezam hafifler ha hakim bey? Kaç yıl yatıp çıksam kurtarırım?  Avukatımı istiyorum? Bu son dediklerime kendi kendime gülmüştüm. Yatakta gözlerim açık öyle aptal aptal şeyler düşünüyordum.

İsra elinde kahvaltı tabağı ile birlikte geldi ve girmeden de kapıyı çalmıştı. Oğuzhan olsa bırak durduğun alana saygı duymayı benim bedenime bile saygı duymuyor. Lanet herif.
O kadar mutluyum ki şuan, kurtulmuş gibi hissediyorum tüm geçmişimden.

Kahvaltı tabağını önüme çekerken minnettarlıkla gözlerine baktım, çok acıkmıştım. Elime salatalıktan aldım ve aceleyle ağzıma attım, tabakta ki her şey bir an önce mideme gitsin istiyordum. Uzun süredir yemek yememem yüzünden karnıma sancılar girecekti.    
''Bunlar senin için.'' Dedi. Mahçup bir yüz ifadesiyle
''Benim için uğraştığından dolayı teşekkür ederim.''dedim.
Tabakta bir iğne bile kalmazken rahat rahat kafamı kaldırdım ve İsranın ne yaptığına baktım. Kendimi o kadar kaybetmiştim ki bakışlarından bile rahatsız olmamıştım. Bir süre bu anlamsız bakışmamız devam etti, ben de doğruları rahat bir pozisyon aldım.

''Hadi gel sana göstermek istediğim çok şey var bu çiflikte'' Dedi. Onunla beraber ayağa kalktım ve yanında yürüyerek onu takip ettim, yolda beslediği hayvanlarla ilgili bir kaç şey anlattı ve bir de yaralı olarak bulduğu kartalı göstericeğini söyledi. Eğer iyileşmişse de beraber doğaya tekrar bırakabilirmişiz.

Böyle biri olması gözümdeki değerini beşe katlıyordu. Benim için artık sıradan bir insan değil hem hayatımı kurtaran hem de iyi bir insan olmuştu. Ördeklerin olduğu kümesin önünden geçerken çatlamak üzere olan yumurta dikkatimi çekti. Aniden durup yumurtaya neler olduğunu izlemeye çalıştım. Bir ördek yavrusu dünyaya gelmeye çalışıyordu! İsra o yumurtayı eline alıp avucunda hiç bir şey yapmadan bekledik, neler olacağını kaçırmak istemediğimden an ve an izliyordum. Sonunda kendi çabasıyla çıkmayı başardı, sol kanadı yumurtanın dışındaydı ve şuana kadar gördüğüm en küçük ördekti kendisi.
''Bundan daha güzel şeyler de var, kaçırmayalım.'' Dedi ve kümese yerine bıraktı.
Hızlı adımlarla arkadaki ormanlık alana gittik.''Tek yapman gereken haraket etmemek ve dinlemek.'' Dedi ve sonra bir ağaca yaslandı. Bende hemen bir yandaki ağaca dayandım. Hiç konuşmadan ve hiç haraket etmeden beklerken bir sürü kuş sesi duyuyordum. Ağaçların arasında uçuşları ve ağaçlarla uyumları çok güzeldi. Kuşlar yavaş yavaş hepsi aşağı inmeye başladılar. Burası bir Ormandan daha fazlasıydı.

Bir kuş gelip İsranın eline kondu ve ne ara aldığını bilmediğim yemden yemeye başladı. O an yanına gitmek istedim, çok yavaş haraket ederek yanına gittim ve kuşun kanatlarını incelemeye başladım. Serçeye çok benziyordu ama maviydi daha önce hiç görmemiştim ve insanlara alışmış olacağını düşündüm. Ve İsraya insanlara nasıl alıştığını sordum.
Ve o da ''Daha önce hiç insanlarla karşılaşmadılar, bunlar yumurtadan yeni çıkan yavrular büyük ihtimalle gördükleri ilk insanlarız. Bu ay her sabah böyle olur burası'' Dedi. 

''Artık benim de en sevdiğim yer burası olmalı.'' Dedim ve kuşu izlemeye devam ettim.

''Aç avcunu'' Dedi. Elindeki yemden biraz benim avucuma döktü ve kuşun benim avucuma gelmesini sağladı. Kalbim heyecandan yerinden çıkmak üzereydi her an korkup kaçacak gibi hissettim ve elimdeki yem bittiğinde uçup gitti.

Biz de tekrar çiftliğe gidip atları sevdik, onlar uçmuyordu ya. Aslında uçuyordu, lütfen tek boynuzlu atları unutmayalım. Sahip çıkalım.

+++
Devamı daha sonra gelecek, ne düşünüyorsunuz?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Saplantılı Duygular +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin