Artık yaşlandım Leyla. Sesim eskisi gibi gür çıkmıyor. Yoruldum. Seninle karşılaşma umuduyla kaç sokakta kayboldum ben bilemezsin. Ezberledim şehrin sokaklarını. Senin hangi saatte hangi otobüse binme ihtimalin daha yüksekse o otobüslere bindim ben. Ama bulamadım seni Leyla. Yaşlandım yokluğunda. Yaslanacak bi omuz bulamadım kendime. Yaşlandım bende. Umudumu da geleceğe dair omuzumu da seninle kaybettim. Artık önemsemiyorum renkleri. Hangi çiçek nasıl kokar umurumda değil artık. Kafiyeler,redifler uyaklar hiçbiri umrumda değil. Çiçek yahut böcek fark etmez. Yaşlandım artık. Seninle karşılıklı oturup sigara içme keyfine nail olmadim hiç. Sen sigarada içmiyordun zaten. Böylesi garip duygular nereden geliyor anlamış değilim. Seninle sıradan bir bankta sıradan iki insan gibi oturma hayali kuran sıradışı bir varlığım. Aşk bu olsa gerek. Ben seni tanımadan senin oturduğun o banka dinlenmek için otursam senin yanında oturmus olurum. Bu çok doğal birşey. Yani bu saçmalık bile insanı delirtmeye yetiyor. Elimden geldiğince açık anlattım ama sen anlamıyorsun. İnan bana bazı şeyleri anlamak için deli olmak gerekiyor. Ben kaç gece kendimi kağıtlara astım anlatamam. Kaç yastığı boğdum göz yaşlarımla. Ne geceleri çektim sırtımda kederlerle. Güneşin en ufak bi ışığını görsem yeterdi. Uyurdum hemen. Ama sen sabah öyle kolay mı oluyor sanıyorsun. Güneşin doğduğu falan yokmuş meğer. Gece yananların yüreğiymiş güneş dediğimiz. Artık yaşlı bir adamım ben Leyla. Güneşin doğuşunu izlemek bana zor geliyor. Hele ki bunları öğrendikten sonra. Artık yağmur yağsın Leyla. Dertlerimiz kederlerimiz aksın gitsin artık. Yokluğun be Leyla, yokluğun, yokluğun cehennemin öbür adı. Üşüyorum kapama gözlerini. Demiş şair. Unutulacağı yok bu derdin. Ezberledim de zaten. Ama yoruldum be Leyla. Yoruldum. Sesim eskisi kadar gür çıkmıyor artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebedi Sensizlik
PoetryBen en çok da seni özledim, ortasında o karakışların. Ellerini ellerime nakışlarım.