Bölüm 5 - Merhaba Can!!!

285 44 3
                                    

Bu bölüm yorumlarda firsti alan kişiye ithaf edilmiştir.

( Bölüm 5 - Merhaba Can!!!)

Ulan aradan geçen on senenin ardından, üstelik babasız büyüyen beni, annem kanserden öldüğü gün aşağılayıcı bir şekilde terk ettikten sonra ortada hiç bir şey yokmuş gibi karşıma geçip "Merhaba Can" demek nedir ya. Bu nasıl bir yüzsüzlüktür ben çözemedim arkadaş. Lan sen on sene beni arama, sorma televizyonda haberlere çıktığımın ertesi günü kapımda biterek bana merhaba de.

Yok öyle dünya arkadaş. Ben bu oyuna gelmem. Sessiz, sakin insanım.

Ama tersim gerçekten pistir. Bir anda parlayan öfkemle Ceren'e "Ne demek lan merhaba! Sen hangi yüzle bu kapıya geliyorsun. Amacın ne senin, yoksa küçükken beni yeterince kullanamadığını mı düşünüyorsun? Hatta dur şunu bulmuşum biraz daha yıpratayım mı dedin?" dedim.

Daha sonrada Ceren'in "Ama, Can bir dakika dur beni bir dinle..." diye başladığı cümlesinin ardından kapıyı sertçe yüzüne kapadım. Ulan bende de iyice alışkanlık oldu bu. Milyoner Zafer Hancıoğlu gelir kapıyı yüzüne kapatırım. Muhabiri, kameramanı gelir yine yüzüne kapatırım. Ceren gelir onunda yüzüne kapatırım. İyice alışkanlık edinmeye başladım. Bir süre sonra yanlız kalınca bakkalın çırağının yüzüne kapatmaya başlarım artık.

Yine zorla uyandırıldığım uykunun ardından yüzümü yıkadım.

Hızlı bir şekilde kahvaltımı ettim. Sonrada bilgisayarımın başına geçtim. Amaç bilgisayarı değil televizyonu açmaktı. Kendimi buna hazır hissetmesemde televizyonu açtım. En son açık bıraktığım kanal yeniden ekranda ki yerini alırken ilk kez kanalda olmadığımın farkına vardım.

Kanalda şu an bir türk dizisi oynuyordu. Ben sonunda kurtulduğumu düşünerek bir sonra ki kanala bakmıştım ki erken sevindiğimi işte o zaman anladım. Çünkü bir gün önce Zafer Hancıoğlu bana sarıldığı sırada kameramanın çektiği fotoğraf "Zafer Hancıoğlu, Can Mehmet Peker'e sarılarak teşekkür etti. Can Mehmet Peker asosyal bir hayat yaşasada şimdiden twitter fenomeni olmayı başardı." başlığı ile haber sunuluyordu. Hemen televizyonu bırakarak twitter'a girdim. Öylesine açtığım CMPeker hesabı önceden tamamı reklam olan on takipçiye sahipti.

Oysa bu sayı şu an bir milyona yaklaşmıştı. Gördüğüm takipçi sayısına inanamamıştım.

Ulan ben kendimi insanlardan soyutlamaya çalışırken bir milyon kişinin beni takip etmesi bütün işimi sabote ediyordu. Hemen bir twit attım. Attığım twitte "Lütfen beni hem gerçek hayatta, hemde sosyal medyada takip etmeyi bırakın" yazmıştım.

Twitter'ı kapatıp kitabı yazdığım dosyayı açacağım sırada kanal bir son dakika gelişmesi ile yazdığım twiti haber yapmıştı. Ulan yuh artık. Sırf bir kızın hayatını kurtardım diye nefes alsam haber olacaktı. Haberde "Cem Mehmet Peker yeni takipçilerine twitterda onu takip etmeyi bırakmalarını istedi. Fakat aksine attığı twitten sonra takipçi sayısı katlanarak artmaya başladı." diyordu.

Bu işin böyle olmayacağını anlayarak twitter hesabımı kapattım. Zaten sosyal medyada başka bir uygulama kullanmadığım için kafam rahattı.

Bana ne takipçisinden twitinden. Ben işime bakarım arkadaş. Ne güzel kendi yağımda kavrulurken, bir anda bütün ülkenin ilgi odağı olmak beni rahatsız etmişti. Mutfağa giderek dolabı açtım. Acilen kolaya ihtiyacım vardı. Fakat dolapta ufacık bir damla bile kola yoktu.

Yaşadığın Bedene Hapis OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin