1.BÖLÜM
"Yağan kara aldırmadan yürümeye devam ediyordum. her yerim buz kesmişti ve ben iliklerime kadar donuyordum. uyuşan ayaklarımı umursamadan adımlarımı dahada hızlandırdım. şuanda düşme ihtimalim yüzde doksan gibi bir şeydi. gözlerimdeki yaşları silip derin bir nefes aldım ve büyük mağazanın önünde durdum. eldiven takmadığım için kızaran ellerimi montumun cebine koydum ve mağazadan içeri girdim. bir kız bana doğru yaklaşıp sıcak bir şekilde gülümsedi. "buyrun derya hanım neye bakmıştınız" maalesef şuan onun gülümsemesine karşılık verecek halim yoktu. baygın bir şekilde bakıp "adnan bey yokmu" dedim. kız "beni takip edin"dedikten sonraya yürümeye başladı mağazanın üst katına çıkıp bir kapının önündeki koltuğu gösterdi. "siz oturun ben adnan beye haber vereyim" diyip kapıdan içeri girdi. gözlerimi kapıya dikmiş kızın çıkmasını beklerken hala ısınmamış ellerimi birbirine sürtüyordum. kız odadan çıkıp "girebilirsiniz"dedi. o aşağı inerken bende kapıya yönledim. elimi kapının koluna götürüp nefesimi sertçe dışarı üfledim. ve odaya girdim. dönen koltuğuna yayılmış yüzündeki pis sırıtışla bana bakıyordu. "ne oldu yoksa dedeciğin sonunda belgeleri imzalamaya kararmı verdi" kapıyı sertçe kapatıp masasının önüne kadar geldim acı bir şekilde gülümseyerek ona baktım "sen ne acınası bir adamsın ya işlerini yaptırmak için yaşlı bir adama yapmadığın kalmadı bunu biliyormu peki o çok paran var diye peşine takılan adamlar biliyorlarmıki sen aslında bu servetin tek kuruşuna bile sahip degilsin aslında bu paralara sahip olmak için karını kızını ve kayınpederini harcadığını biliyorlar mı ha?" O kadar çok bağırmıştımki nerdeyse bütün mağaza duymuş olabilirdi ama umrumda değildi. masaya iyice yaklaşıp elimi cebime koydum ve montumun cebindeki kağıdı çıkarıp masaya koydum imzalı olan yeri gösterdim "evet dedem imzaladı gördünmü iyice bak imzaladı ama artık o yok" sesim sonlara doğru çatallaşmıştı çünkü bu gerçek içimi acıtıyordu önce annem sonra dedem bu bana çok hem de çok ağır geliyordu karşımdaki adamın meymenetsiz tipine baktım sevinmişti ama şimdi ben onun sevincini kursağında bırakacaktım gözlerimden akan yaşları elimle silip boğazımı temizledim elimle kâğıtta adımın yazılı olduğu yeri gösterdim
Kayhan holdingin bütün hisseleri FİKRET KAYHAN'dan ALESYA KAYHAN'a devredilmiştir
Orayı okuduktan sonra delireceğini biliyordum gözlerinden ateş püskürerek bana bakıyordu "o bunak yaptı yapacağını sonunda öldü bari bir işe yarasaydı pis bunak"bunları söyledikten sonra benden sakin olmamı beklemiyordu herhalde sesimi en yüksek tonuna alıp bağırdım "sen ona bunak diyemezsin sen kendini ne zannediyorsun"iyice sinirlenmiş olacak ki masanın bu tarafına geçip işaret parmağını kaldırdı ve bana doğru tuttu "ulan çık git Bücür senin neyine buraya gelmek çık git o holding benim olacak bunu da unutma şimdi ayağımın altına almadan çık git"masadaki kağıdı alıp gözlerine baktım "bana saygılı davrananın Adnan bey çünkü karşısınız da artık o sizin tehdidlerinize ağlayan küçük kız yok artık Kayhan holdingin başkanıyla konuşuyorsunuz ve bence küçücük bir mağazası olan adam için fazla iddialı bu laflar" deyip kapıya yöneldim artık onun karşısında güçsüz korkak bir kız olmayacaktım onun karşısında ALESYA KAYHAN olarak duracaktım ve bu onu çok sinirlendirmişti kapıyı açtım ve tam çıkacakken mağlup suratını görmek için kafamı çevirdim bana sinirle bakıp "o holding benim ne yaparsan yap benim olacak"söylediklerini takmayıp odadan çıktım..."
4 YIL SONRA 15.02.2017
Yürüdüğüm yol dar gelirken, kırmızı berem den firar eden saçlarım hafif rüzgarın etkisine dayanamayıp uçuşuyordu. Kalbim için yararlı bir nefes alma isteğim yarıda kalıp boğunca beni, artık nefes almak gibi bir çaba içerisinde değildim. Yine geçmişim karşıma çıkmış, yine beni alt etmişti. Her gün aynı şeyleri düşünüp sadece beynimi değil ruhumu da yormuştum. Düşüncelerimden kaçmadım asla şu yaşıma kadar. Eskiyle yaşamak bana acı vermedi. Peki ya bugün ne değişmişti. Niye bir anda boğularak yaşadığım bu denizden çıkma ihtiyacı hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DURAĞI
RomanceBir hikaye.... Bir masal... Bir roman... Onların ki bunlardan daha fazlası, onların ki; Bir kızın tutkunu olduğu bir adamın, Bir adamın kırarken sevdiği bir kızın, İki kalbin birbirine düğümlenişinin, İki ruhun karşılıklı bağımlılığının, Efsanesi...