🚶🍃Attığı adımla, duyduğu korku arasında gidip geliyordu küçük kız. Her adımında kanlara daha da yaklaşıyordu. Her adımında, duyduğu korku hissi, göreceği şeyler kızı çıldırtmaya yeteceğini düşünüyordu.
"Anne. Baba. "
Diye fısıldadı küçük kız. Onların yokluğu onun cesaretini kırıyor, korkuyor ve merakı artıyordu küçük kızın.
"Anne. Baba. Lüt-fen. Lütfen bir ses verin. "
Diye bir kez daha seslendi küçük kız. O anda gözünden yaş düştüğünü umuyor ama yaşı hissedemiyordu. Cidden çok garip bir şey yaşıyordu küçük kız. Gördükleri , hissettikleri... çok garipti."Anne lütfen duyuyorsanız bir ses verin. Baba. Nerdesiniz? "
Bir an ayağının altında bir sıvının kayganlığını hissetti. Yere bakınca koyu kırmızı bir sıvının sürüklendiğini gördü. Aklına gelen düşünceyle daha da korkmaya başlamıştı. Bu kan, annesi ve babası bir katilin cinayetine kurban gitmiş olabilir miydi?
"Baba. Bak prensesin geldi. Lütfen ses verin. "
O anda bir ses duydu. Sanki arkasından geliyordu ses. Işık hızıyla arkasına döndü ama nafile. Ailesi orada yoktu. Pekala bu ses neydi?
"Kızım. Kızım ağlama tamam. Geçti. Aç gözlerini kızım. Ahmet bir şey yap lütfen.
Kızıma bir şey olamaz. "Bu ses de neydi böyle?! Bu yaşadığı-gördüğü- şeyle alakası neydi şimdi? Yoksa bunlar bir rüya mıydı?
Küçük kız gözlerini yavaşça açınça karşısînda hiç görmeyi beklemediği bir manzara gördü. Annesi babasına sarılmış, babası annesini teselli ediyordu.
"Biz hayattaken kızımıza bir şey olmayacak. Söz veriyorum."
Babasının dedikleri annesini teselli etmiş olacak ki annesi "Sana güveniyorum canım. Kızımıza bir şey olmayacak. Her şey güzele giderken onun yok olması....ah çok kötü bir duygu bu. Biz mutlu olamayacak mıyız yahu? Fakiriz diye mutluluk bize haram mı?!"
Annesinin dediklerini duyunca küçük kız şok geçirdi resmen. Ölmüş müydü yani?! Pekala ölmüşse nasıl duyuyordu bunları. Yoksa öbür dünyadan duyma şeysi gerçek miydi?! Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı.
"An-ne. " diye fısıldadı küçük kız. Annesi duymuş olacak ki babasının kolundan çıkıp hemen küçük kızın yattığı yere geldi.
"Kuzum. Bitanem. Güzel kızım. Allaha şükürler olsun."
"Anne...ne..oldu?" Küçük kız fısıltı gibi çıkan sesi ile olan biteni anlamaya çalışıyordu. Annesinin göz yaşları, babasının korkmuş yüzü arasında gidip geliyordu göz bebeği.
"Kuzum her şey geçti. Kabus gördün. Yarım saatten beri ağlıyorsun. Seni uyandırmaya çalıştık ama uyanmadın. Sen... Senin... Öldüğünü zannettik. Çok üzgünüm kızım. " diyip sarıldı küçük kızın annesi. Küçük kız elini sıktığını eline bir şey battığında hissetti. Eline baktığında, boynunda asılı olan ve ölene dek asacağı kolyenin ucunu gördü. Büyük ihtimal rüya görürken onu sıkmıştı.
"Ne olduğunu anlatmak ister misin? " diye sordu küçük kızın annesi. Anlatmak istemiyordu. Fakat konuşmaya ihtiyacı vardı. Anlatmak ile anlatmamak arasındaki o "-ma" eki arasında gidip geliyordu. Vücudunun %48 anlat derken %48'i anlatma diyordu. Geriye kalan %2 kısmın yarısı olan %1 kısmı ona bu duyguların çok malca olduğunu söylerken, geriye kalan o %1 kısmı ise bu şeyin ona bir işaret olduğunu söylüyordu. Ama küçük kız o en son geriye kalan %1 kısımlık kısmın duyduğu hissin tek arkadaşı olan Çağrı'nın anlattığı filmlerden olacağını düşünerek o %1 kısmı eledi. Kald geriye %99 yani 3 seçenek diye geçirdi küçük kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON HEDİYE
Mystery / ThrillerBir kız çizin hayalinize. Saç rengi, göz rengi, ismi, boyu, kilosu, teni veyahut ırkı hiç mühim değil. Sadece bu kız hakkında şunu bilseniz kâfi. Bu kız uyuyamıyor. Hayır! Uykusu olmadığı için değil veya açlıktan degil. Onlar olsaydı elbet çözüm...