Gözlerimi araladığında doğruldum ve Tanrı'ya dün gecenin bir rüya olmaması için dua etmeye başladım. Nefes nefese telefonuma baktım.
Üç cevapsız çağrı ve bir yeni mesaj.
Calum(3)
Juliet kişisinden mesaj.
Derin bir nefes alıp rahatlamış şekilde kendimi yatağa attım, şu an dünyanın en mutlu adamı olabilirdim. Kafamı karıştıran tek soru Calum'ın neden aramış olduğuydu. Doğrularak telefonumu aldım ve geri aradım, ikinci çalışta açtı.
"Beni aramışsın" Boğazını temizledi. "Konuşmak istiyorum, yüz yüze" Dudaklarımı yaladım. "Tamam, nerede buluşalım?" İç çekti. "Her zaman gittiğimiz kafede" Tam bir şey söyleyecekken suratıma kapattı.
Büyük ihtimalle konuşmak istediğini ancak uzak kalacağını söyleyecekti. Hadi ama, en fazla ne olabilirdi ki?
Siyah motörhead tişörtümü ve her zamanki pantolonlarımdan bir tanesini giydikten sonra aşağı indim. Kafe bizim eve çok yakındı, o yüzden yürümeye karar verdim.
İçeri girdiğimde Calum, Juliet ile konuşuyordu. Yutkunarak karşılarına oturdum, Calum beni sevimsiz bir ifadeyle süzdü.
"Konuşacağın şeyi hemen söyle, işlerim var" Bakışlarım Juliet'e kaydığında el ele olduklarını farkettim. Boğazıma inen yumru nefes almamı engellemeye başlamıştı.
"Juliet ile aynı eve çıkmaya karar verdik" Hayalet görmüşcesine donakalmışken masanın altındaki yumruğumu sıktım. Calum gülümseyerek Juliet'in yanağından öptü. "Sonuçta birbirimizi neredeyse 3 yıldır tanıyoruz, değil mi sevgilim?" Juliet ifadesizce kafasını salladığında öldüğümü düşünüyordum.
Yumruğumu sertçe masaya vurup ayağa kalktım, Juliet şaşkınca bana bakıyordu. Calum sırıtarak doğruldu. "Ne oldu, çok mu sinirlendin?" Çenemi sıktım. Calum ayağa kalkıp yüzünü benimkine yaklaştırdı, bakışları ateş saçıyordu. "Her zaman temiz kalpli ve yakışıklı olanlar kazanır Mike. Sen ise sadece depresif, çirkin ve aptal bir orospu çocuğusun" Calum bulanıklaştığında gözlerimin dolduğunu farkettim, o da farkettiğinde kahkaha attı. "Ne o, ağlayacak mısın?" Alt dudağım titrerken Juliet'e baktım, somurtarak bana bakıyordu.
"Juliet? D-Dün gece--?" Calum sözümü kesti. "Sen dün gece olanlar gerçek miydi sanıyorsun? Sen cidden çok safmışsın Michael" Calum gülmeye başladığında gözyaşlarım yanaklarımı ısıttı. "Hepsi salak bir oyundu, sen de buna kanan bir kurbandın" Şok içindeyken Juliet'e baktım, ağlıyordu. Hayır, gerçek olamazdı. Bunların hepsi bir rüya olmalıydı.
Calum ve Juliet çıktığında, tüm hayatım çökmüştü. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Her şey benim için bitmişti. Her şey.
Ya hep ödevlerden falan bölüm atamıyorum bir türlü hepinizden özür diliyorum :-( sanırım birkaç kitabımı daha askıya alacağım beni affedin♡
Ayrıca finale çok yakalaştık yani çok uzatıp saçmalamaya gerek yok bnc
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twins | clifford (✔)
FanfictionEtrafımda o kadar çok kız varken ben sevgilimin ikizine tutulmuştum. @mikefect