Juliet aynada son kez kendine baktı, bu filmin sonunu biliyordu. Her zaman hayaliydi beyazlar içinde o yolda babasıyla yürümek. Ancak bu sefer karakterler farklıydı, hayalindeki adam gitmişti.
"Tatlım, hazır mısın?" Juliet yavaşça ikizine döndü, derin bir nefes alıp kafasını salladı. "Çok heyecanlıyım, Miranda" Miranda yavaşça gülümseyerek kardeşini süzdü. "Michael'ın sende hep ne bulduğunu düşünmüştüm biliyor musun?" Juliet çekingence yere baktı. "Aramızdaki en büyük farklı ruhumuzmuş kardeşim. Senin ruhunda meleklerden parçalar var" Juliet yavaşça kafasını kaldırdı. "Eğer sen benim sana davranışlarımı kendine kan davası yapsaydın, biz Calum ile evlenemezdik. Her şey senin sayende" Juliet hafifçe gülümsedi ve ağlamaya başlayan ikizine sıkıca sarıldı. "Lütfen ağlama Miranda" Kıkırdayarak geri çekildi ve içeri giren oğluna baktı. Bedenine tam olan smokini ve şık ayakkabılarıyla bir penguen misali içeri girdi.
"Aww benim yakışıklım ne de güzel olmuş öyle" Juliet gelinlik yüzünden biraz zorlansa da eğildi ve oğlunu kucağına aldı. Jacob sırıtarak annesinin yanağını öptü, sarı saçları ve yemyeşil gözleriyle babasının bir kopyasıydı. Juliet ona biraz daha baksa ağlayacaktı, o yüzden kucağından indirip eteklerini tuttu.
Yolun başına geldiğinde babasının koluna girdi, yola döndüğünde donakaldı. Çünkü onu bekleyen Luke değil, Michael'dı. Juliet ufak bir şok geçirirken çiçeği elinden düştü, eteğinin uçlarını sıkıca tutarak o yolda koştu, ardından çok özlediği sevgilisinin boynuna atladı. Michael sarılışına karşılık verirken herkes onları alkışlamaya başladı. Juliet, gözyaşları süzülürken Michael'a baktı. Evet, o Juliet'in Michael'ıydı.
Kısa bir kavuşmadan sonra, Juliet eski yerine döndü ve tüm kaideleriyle düğün gerçekleşti. Michael Juliet'ine, Luke Ashton'ına, Calum da Miranda'sına kavuştu. Artık entrika yoktu hayatlarında, mutsuzluk yoktu, gereksiz gözyaşı yoktu. Bu kitap da burada son buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twins | clifford (✔)
FanfictionEtrafımda o kadar çok kız varken ben sevgilimin ikizine tutulmuştum. @mikefect