my princess

20 2 0
                                    

                                       Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Okul kütüphanesinin önünde beklemeye başladım, fakat şemsiyemi unuttuğumu fark edip kütüphane katına tekrar çıktım şemsiyemi bulup aşağı inmeye başladım diğer merdivenden Mi hi inmiş olmalıydı ki okul kapısında karşılaştık. Onu izlemeye başladım o bana baktıkça ben gözlerimi kaçırmaya çalışıyordum fakat nafile onu izlediğimi fark etmişti....

                                       Yavaşça yanına yaklaştım bunu fark etmiş olmalıydı ki yavaşça kafasını öne eğdi ve göz ucuyla etrafa bakınmaya başladı. Bu fırsatı kaçırmamalıydım eğer gerçekten onu sevip, korumak istiyorsam hep yanımda kalması için ona yakınlaşmam gerekiyordu;

 ''Şemsiyen yoksa bende var eğer istersen birlikte gidebiliriz'' dedim hiç bir şey söylemedi.

'' Hava da karardı geç saatte eve gidersen bu senin için tehlikeli olabilir'' dedim , kafasını kaldırdı başını tamam anlamında salladı ve ardından '' teşekkür ederim'' dedi ve gülümsedi.

******************

                          Yol boyunca hiç bir şey söylemedi , ıslanması istemediğim için şemsiyenin yarısını ona doğru tutuyordum zaten ıslansam da fark etmezdi nasılsa ceketim, hırkam , çantam , saçlarım sırılsıklam olmuştu..

                          karşıya geçmek için beklemeye başladık ağzını bıçak açmıyordu, bense konuşmak birbirimizle ilgili komik şeyler dinleyip , anılarımızı paylaşmak istiyordum . Zor bir kızdı daha onu konuşturmayı bile beceremeyen ben , bide etkilenmesini istiyordum...tam bir aptalım

                          Bir kızı etkilemek için ne gerekirdi ki , çiçekler, kolyeler, bilezikler, yüzükler, bir kaç şiir, romantik yemekler, beklenmedik sürprizler çok klasik , fakat Mi hi bunlardan hoşlanır mıydı? o sıradan değildi sürpriz yapsam utanacak bir hali vardı ama o her haliyle tatlıydı...

                             Bunları düşünürken Mi hi etrafına bakınmaya devam ediyordu çok kibardı , sanki mahcup olmuş gibi duruyordu. Yola baktım arabalar yağmurdan kaçmak istercesine hızlıydılar etrafa su saçmakta  üstlerine yoktu. O sırada kaldırıma çok yakın gelen bir araba dikkatimi çekti.. Islanmam önemli değildi ama o ıslanırsa hasta olur ve okula gelmezdi onu çok özlerdim...

                             Mi hi 'yı incitmeden hafif bir el hareketiyle geriye doğru itip önüne geçtim. Evet bana kampçı gibi gelen o buz gibi suyu sırtıma yemiştim. Rüzgar estikçe sanki kafamdan aşağı tonlarca ezilmiş buz dökülüyordu. Bir an gözlerimi kapatıp soğuğu hissettim . Birden Mi hi eliyle ceketimin üstündeki suları sildi , ne olduğunu bile anlamadan saçlarımı düzeltti..

''Çok ıslandın benim hatam, özür dilerim jason'' dedi , şaşırmış aynı zamanda mutlu bir yüz ifadesiyle yüzüne baktım , adımı nerden bilebilirdi ki ?

******************

                         Gece uyuyamamıştım acaba benimle ilgileniyor muydu ? neden ıslanmışsın ,özür dilerim benim hatam jason derken adımı vurguladı ? adımı nerden öğrenmiş olabilir ?  yoksa benden hoşlanıyor muydu ? yoksa ona çekicimi gelmeye başlamıştım? acaba ben kafayımı yedim?

                           Doğum günüme iki hafta kalmıştı eğer Mi hi ile daha çok yakınlaşırsam doğum günü partime onu çağırmak istiyordum. Gelir miydi peki? Belki de önemsemezdi, yada bahane üretebilirdi, bütün erkeklerde birine aşıkken benim kadar çaresiz midir?

********************

                            Okula gittiğimde önce kütüphaneye girip resim yapma teknikleriyle  ilgili bir kaç kitap aldım. Çizim odasına gittiğimde kimsenin olmadığını fark ettim kimsenin olmaması iyi olmuştu çalışmamı rahat yapabilir hem de kimsenin kimi çizdiğimi görmesini engellemiş olurdum...

                            Renkleri ayarladım hepsini teker teker numaralandırdım taslağı çizmeye başlayacaktım ki birden ışıklar söndü arkamı döndüğümde sarımsı kırmızıya çalan bir ışığın bana doğru geldiğini gördüm ateş böceklerini anımsatıyorlardı fakat birden sesler gelmeye başladı, bir şey patladı sonra kafamdan aşağı kağıtlar, renkli  baloncuklar dökülmeye başladı birden ışık açıldı ve herkes '' İYİKİ DOGDUN JASON'' demeye başlayıp beni  ritimli bir alkış yağmuruna tuttular, bu sürpriz parti muhteşemdi fark etmeden gözümden bir yaş geldi bu en güzel doğum günü hediyesiydi her zaman bu parti bana yapılırdı alışkındım fakat bu diğer doğum günü kutlamalarından farklıydı çünkü pastayı tutup yanıma ilk gelen kişi Mi hi'ydı ....

my princessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin