Bölüm 5 "Oyunbaz"

13.3K 370 34
                                    

Nasıl uyuduğumu bilmiyorum lakin sabahın ilk ışıkları derime işliyordu resmen.
Bugün evliliğimin ilk günüydü.
Gözlerimi ovuşturarak yatağımdan kalkmayı başarabildim. Sidar'ın odada olmaması rahatlamama neden olmuştu. Soğuk bir duş alıp gün boyu odamda müzik dinlemeyi umuyordum. Tabi ki de depresif değilim.

Suyu açıp düşüncelerimde yoğrulmaya bıraktım kendimi. Vücudumdan akan damlalar yaşadıklarımı da alıp götürsün istiyordum. Mümkün müydü ?

Saçlarımı kurutup annemin söylediğini yerine  getirerek kırmızı bir kıyafet giyip hafif bir makyaj yapıp konak ahalisinin yanına indim...

***

Her günün birbirinin aynısı olan yeni bir güne merhaba! Evlendiğimiz geceden bu yana neredeyse on gün geçmişti ve Sidar bu süreçte neredeyse benimle hiç muhatap olmamıştı. Eve zaten geç geliyordu hep. Bense bundan asla şikayetçi değildim.

Kapıyı tıklatarak odaya giren evin sinsi çalışanı Fatma, beni aşağıda kahvaltıya beklediklerini söyledi.
Giyinip bıkkın bir surat ifadesiyle büyük masaya ilerledim.
Meraklı gözlerle süzüyordu ev ahalisi beni. Kocam olacak o adam dışında. Soğuk nevale telefonla meşguldü çünkü.

"Gel otur kızım." Halit Ağa sıcak bir şekilde gülümsedi.

"Günaydın Ecrin."  Fırat süzen gözlerle gülümsedi.
"Günaydın." dedim ben de aynı samimiyetle.

"Müsadenizle."  Sidar hızlı adımlarla içeriye gittiğinde arkasından bakakaldım. Bir insan hiç mi bakmaz yani.  Of, Ecrin kendine gel!

Kahveler geldiğinde Sidar da dönmüştü.

"Baba acil İstanbul'a gitmeliyim. Arap müşteriler sıkıntı çıkarıyor."

Sidar'ın sert ve temkinli gözleri ilk beni bulduğunda dikkatimi hızla başka bir yöne verdim.

Halit ağa soran gözlerle Sidar'a baktı. "Holding'deki adamlara tonla para ödüyoruz. Beceremediler mi bir işi ?"

"Beceremediler." Sidar bıkkın bir ifadeyle babasına baktı.

"E oğlum yeni evlendin sen, bu kız nolacak?"

"Otursun işte evde. Ne nolacak baba?"
Fırat'ın abisine olan sert bakışları dikkatimi çekmişti.

"Birileri yine bencilliğinden ödün vermiyor."

Sidar'ın çenesi kaskatı kesildi.

"Herkes işine baksın Fırat."

Halit ağanın  düşünceli gözleri beni buldu.

"Öyleyse Ecrin'i de götür. Evin var zaten, orda oturur kız. Hem balayı yapmış olursunuz."

Sidar alaycı bir ifadeyle babasına gülümsedi.

"Balayı. Evet haklısın."

"Ben gelmeyebilirim. Sorun değil." Diyebildim zar zor.

"Oğlum nasıl istiyorsa öyle olsun Halit Bey." diye soludu Dicle Hanım.

"Git hazırlan kızım." Dedi Halit ağa. Sesi itiraz istemediğini belli eden bir tondaydı.

Oldukça gergin bir kahvaltıdan sonra çalışanlarla bavulumu hazırladık. Sidar'dan, onun işlerinden, gözlerinden ve hatta onu o yapan her şeyden nefret ediyordum. Merak ediyorum da, bu adam gerçekten birini sevebilir miydi? Taşlaşmış bir kalbinin olduğunu düşünüyorum. Sadece işi ve egolarını muhafaza ettiği bir organa sahipti bence.

Benimsin KüçükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin