Çanakkale-1.GÜN

21 3 0
                                    

Eğer yazım hatalarım varsa kusura bakmayın. Youm ve votelerinizi de unutmayın iyi okumalar!!😇😇

Okuldaki arkadaşlarım -yani Melike ve Sevgi- ve ben çok heyecanlıydım. Çünkü okul gezisine yani Çanakkaleye gidecektik. Hiç böyle sevdiğimiz dostlarımızla gezmeye gitmemiştik. Daha 8. sınıftaydık. Hatta çanakkale gezisi tam 3 gündü. Yani mutlu günler bizi bekliyordu. Eğlenceli günler de bizi bekliyordu. Sevgi, Melike ve ben yapacaklarımızı hayal edip birbirimize söylüyorduk. O kadar heyecanlıydık ki…

***

Telefonlarımıza mesaj gelmişti. "Sayın Hira Gönül, Çanakkale'ye okul gezimiz vardır. Ve yarın akşam saat 21.00 da otobüsümüz kalkacaktır. Eğer gelmek isterseniz size verilen formu doldurmanız gerekmektedir. Bilgilerinize…" Çok heyecanlıydım. Hem de çok ama tek ben heyecanlı değildim. Sevgi ve Melike de çok heyecanlıydılar. Heyecandan içimiz dışımıza vuruyordu. Kalbim küt küt atıyordu! Hatta ne yapacağımı bilmiyordum heyecandan. Sonra birbirimizi aradık. Üçümüz aynı anda konuştuk." Kankalar yarın okulda buluşak tamam mı?" dedim. Onlarda "Tamam! Ayy çok heyecanlıyım kızlar!"
Demişti Melike...
Zaten biz formları doldurup öğretmenlere vermiştik.
Telefonları kapatıp eşyaları hazırladık. Ben orada giyeceğim elbiseler, montlar ve ayrıca kazaklarımı aldım. Şallarımı ve bonelerimi unutmadım. Yarın akşam -yani cumartesi günü- eşyalarımı alıp annemle birlikte okula geldim. Geldiğimde Sevgi annesiyle, Melike de annesiyle gelmişti.

"Okul otobüsü kalkıyor. Binenler binsin!!" diye bir ses duyuldu. Bu İhsan hocanın sesiydi. Hemen annelerimizle vedalaşıp otobüse bindik. Koltuklar ikiliydi. Bizde o ikili koltuklara oturduk. Evet üçümüz ikili koltuklardan birine sıkışmıştık. Sevgi ortaya, ben cam kenarına , Melike de Sevgi'nin yanına oturmuştu. Sonra annelerimize ellerimizle bir öpücük gönderip el salladık. O sırada otobüs hareket etmeye başladı. Bizde -yani Melike,Sevgi ve ben- otobüsün hareketi sırasında birbirimize sarıldık. Yani ilk eğlencemiz otobüsün hareket etmesiyle başladı.

Önce Eskişehir'de bir 15 dk.mola verdik.
Sonra tekrar birbirimize sarılarak yola koyulduk. Yolda giderken birbirimizi gıdıkladık, şarkı dinledik, kitap okuduk ve yola baktık , yolda neler olduğuna baktık. Sonra Kütahya'ya vardık. Orada biraz yemek yedikten sonra oradan da ayrılıp Balıkesir'e geldik. Orada 20 dk.mola verdik. Çünkü öğretmenler oturup birer çay içmek istediler. Sonra yola çıktık. Çanakkale'ye varırken yolda,kalacağımız oteli gördük. Otel çok büyüktü. Hemde çok...

Sonra otele geldiğimizde İhsan hoca - teknoloji ve tasarım öğr.- " Çocuklar otele geldik. Hemen valizlerinizi ve diğer eşyalarınızı alıp otelin içindeki koltuklara oturun." dedi.
Sonra da biz valizlerimizi, çantalarımızı ve poşetlerimizi alıp otelin koltuklarına doğru yürüdük. İlk gidip, koltukların en lüksüne oturduk. Bende" Ayy kızlar! Yol boyunca oturduğum halde çok yoruldum. Bacaklarımı hissetmiyorum. Hem de yürüyemeyecek halde!! " Sonra saate baktığımızda saat tam 4.30'du. Çok şaşırmıştım. Ama yol boyunca hiç uyumamıştım. Çünkü ben hiç yolda uyumazdım. Uzun bir süre sonra yani tam yarım saat sonra öğretmenler oda kartlarımızı vermişti. Tam 100 kişi gittiğimiz için kartları hazırlayıp,anca oda numaralarımızı kaydetmişlerdi. O sırada telefonlarımızın çaldığını gördük. Baktığımızda babamız arıyordu. Konuştuktan sonra telefonu kapattık.  Sonra Melike ve Sevgi benim bacaklarım ağrıdığı için kollarımdan tutup odamıza gittik. Saat 5 olmuştu. Odaya girdiğimizde onlar benim kollarımdan tuttukları için odanın kapısını Melike açmıştı. Sonra da ben yemenimi çıkarttım. Yol yaklaşık 8 saat olduğu için şal takma gereği duymamıştım. Eğer şal taksaydım resmen yanardım. O yüzden de yemeni takmıştım. Yemenimi çıkardıktan sonra yatağa doğru ilerledim. Odada 2 yatak vardı. Bizde 3 kişi olduğumiz için yatakları birleştirmiştik. Tam yatağa girerken kendimi yerde farkettim. Düşmüştüm. Son anda Sevgi ve Melike bana yardım etmişti. Yatağa yattıktan sonra Felak ve Nas suresini okudum ve gözlerimi kapattım.

Kalktığımda saat 8 di. Ve oda telefonu çalıyordu. Telefona doğru ilerledim. Dinlenmek ayaklarıma iyi gelmişti. Artık düşmeyecektim. Telefonu açtığımda İhsan hoca konuşuyordu." Çocuklar telefonu  geç açtınız. Ne oldu birşey mi oldu?" dedi. Bende " Hocam uyuyakalmışız. Kusura bakmayın. Ne oldu? Birşey mi oldu?" dedim. İhsan hoca da "Çocuklar saat 10.00 da aşağıda yani otelin restoranında olun. Kahvaltı yaptıktan sonra gezmeye çıkacağız. Kusura bakmayın ama gezeceğimiz çok yer olacağı için sizi bayağı erken kaldırdım. Hadi hazırlanın da aşağı gelin. Çabuk olun yoksa sizsiz gezmeye çıkarız." dedi. Bende hemen yataktan kalkıp rahatlamak için bir duş aldım. Sonra da Melike ve Sevgi'yi kaldırmak istedim, ki o sırada Melike kalktı. "Aslında ben sizi gıdıklayarak uyandıracaktım ki sen uyandın Melike. Zaten sen gıdıklanmıyorsun dimi? Hadi Sevgi'yi uyandıralım."dedim. "Hadi o zaman ne duruyoruz!" dedi Melike...
Sonra 3-2-1 dedikten sonra elimiz Sevgi'nin karnında oldu. Sonra Sevgi uyandı pür telaş. Biz Melike ile güldük. Gülmekten karnıma ağrılar girmeye başladı.

Sonra da uykumuzun açılmış olduğunu hissedince Sevgi ve Melike'de sırayla duş aldılar. Bende o sırada içime beyaz bulüz,üstüne uzun boyda bordo renginde bir elbise giydim. O sırada da Melike ve Sevgi'de duş almışlardı. Onlar da üstlerine birer pantolon ve elbise giyene kadar da ben bir şal takmıştım. Şalımın rengi de kırmızı renkteydi. Sonra saate baktığımızda, saat 9 olmuştu. Daha 1 saat vardı. Oteli ve başka yerleri gezeceğimiz için biraz hava almak iyi olacaktı.Daha sonra üçümüz dışarı çıkmaya karar verdik. Ben bir babet Sevgi ve Melike'de babet ayakkabı giymişlerdi. Melike kapalıydı. Ama Sevgi açıktı. Çantalarımızı alıp odadan çıktık az daha kapıyı kapatıyorduk ki o sırada oda kartı aklıma geldi. " Duur kapatmaa!!" o sırada Melike kapıyı kapatmak yerine içeriye doğru itekledi. Melike akıllı bir kızdı. Aynı benim gibi. Sonra " Kızlar az daha dışarıda kalıyorduk. Yaa kartı unutuyorduk!!" O sırada bağırdığım için herkes korkmuştu. Hemen kartı alıp çantama koydum. Sonra asansöre doğru ilerledik. Asansöre bindiğimizde içinde okul arkdaşlarımızdan başka birileri vardı. Onlara selam verdikten sonra restoranın oraya geldiğimizi farkettik. Orada bir sürü kişiler vardı. Turistler falan. Japonlar vardı. Hindistandan gelenler vardı. Yani birçok kişi vardı. Sonra o sırada saatin dokuz buçuk olduğunu farkettim.Hemen oturup birer kahve söyledikten sonra Melike ve Sevgi'ye doğru baktım. Onlar da bana bakıyordu. Melike" Kızlar açıkçası ilk defa sizlerle birlikte böyle geziye çıkıyorum. Ve çok heyecanlıyım. Hadi kahvenizi çabuk için yoksa kahvaltı yapma zamanımız olmaz. " dedi. Sonra öğretmenler ve diğer öğrenciler de geldi. Sonra her masaya -yani bizim okuldan gelen kişilerin masasına- birer garson geldi ve herkes siparişlerini verdi. Tabii ki bizde Melike,Sevgi ve bende spagetti bol ketçaplı ve de ayran siparişini verdik. Fakat Sevgi bol ketçabı sevmediği için az ketçaplı istedi kahvaltıda uygun olmaz ama.. Sonra siparişlerimiz geldikten sonra da çok acıktığımız için dalmak istedik fakat ayıp olur diye öyle dalamazdık yemeğe. Yemeğimizi bitirdikten sonra da öğretmen İhsan hoca "Çocuklar hadi kahvaltınızı bitirdiyseniz hadi kalkalım. Daha çok gezeceğimiz yerler var." dedi. Sonra kahvaltımızı - hatta yemeğimizi- yaptıktan sonra bugünkü zor günümüz bizi bekliyor deyip başladık yolculuğa.

Önce müzeleri gezdik. Fotoğraflar falan çektik. Çok eğlendik. Akşam olunca da otele dönüp restoranda biraz yemek yedik. Sonra birer kahve alıp odamıza çıktık. Yani kahveleri odamızda içmek için yukarıya getirdik. Sonra şallarımızı çıkarıp birer duş aldık Melike ile - Sevgi kapalı olmadığı için o çıkarmadı- . Aslında kahvelerimizden biraz içmiştik. Ama duş alana kadar soğuduğunu anladığım için Sevgi'ye, Melike'ye ve kendime birer kahve getirdim aşağıdan. Sonra da odanın telefonu çaldı. Melike durur mu? Açtı. Sonra da telefonu üçümüzün duyacağı şekilde tuttu. İhsan hoca "Çocuklar yarın saat 9 da otelin restoranında olun tamam mı?" dedi. Üçümüzde aynı anda "Tamam!!" dedik. Sonra telefonu kapatır kapatmaz bir kahkaha koptu.

Daha sonrada Sevgi "Kızlar hadi saat 9 olmuş, yatalım artık." dedi esneyerek. Sonra biz Melike ile bir anlaşma yapmıştık;
- Gece 12 ye kadar yatmak yok...
Sonra Sevgi'nin uyumaması için Melike aşağıya inip kahve getirdi. Sonra Sevgi'ye zar zor içirdik. Ne yapalım içmiyor. 3 tane kahve içtikten sonra sonunda uykusu açılmıştı. Ve biz de saat 12 ye kadar pijama partisi yaptık. Aşağıdan kola falan getirdik. Ama ben kola içmemiştim. Çünkü ben koladan nefret ederdim. Ama Sevgi ve Melike içmişlerdi koladan. Sevgi bana da şeftalili meyve suyu getirmişti. Şeftalili meyve suyuna bayılırdım fakat iyi olmayan markalardan içmezdim. Sonra saat tam 12.01 geçiyordu. Ama yine uykumuz gelmemişti. Birazcık hariç. Sonra saat 1 olmuştu. Bizim iyice uykumuz gelmişti. Baktığımızda Sevgi'nin uyuya kaldığını gördük. Biz de yatakları birleştirdiğimiz için üçümüz yan yana yatma kararı vermiştik. Eşorfmanlarımızı giyip Melike, Sevgi ve ben birbirimize sarıla sarıla uykuya daldık.

Orada ki yıldıza basın lütfen!! ❤ ❤ ❤

Hayat Kurtaran Sıcak Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin