ÇANAKKALE-2.GÜN

16 3 2
                                    

Yazım yanlışlarım falan olduysa kusura bakmayın! Yorumlarıda unutmayın!! İyi okumalar... 👰 👰💙💚💓

***

Sabah kalktığımda saat 7 idi. Sonra Sevgi ve Melike'yi kaldırmak için gıdıklamanın uygun olduğunu düşündüm. Melike gıdıklanmadığı için ilk onu kaldırmak istedim ki Sevgi'yi ikimiz gıdıklandırarak uyandıralım diye. Sonra 1-2-3 diye saydıktan sonra elimiz bu sefer ayaklarında oldu. Sonra Sevgi korkarak uyandı yine. "Yaa artık yeter. Melike, Hira bıkmadınız mı beni korkutmaktan? İçim dışıma çıktı yahu!!" dedi. Sonra da ben " Ya hadi küsme sana olan 2. şakamız. Daha sana şaka yaparız biz." dedim. Sonra Melike " E hadi Hira doğru söylüyor. Kalk hadi de bir duş al." dedi. Sonra da bir yarışma yaptık. Banyoya ilk giden kim yarışması maalesef Sevgi kazandı. Bizi kuş var diye kandırdı. Sonra da havluyu aldığı gibi banyoya koştu. Sonra da ben girdim banyoya, sonra da Melike girdi. Sevgi banyosunu yaparken biz havluları hazırlayıp kitap okuya okuya bekledik. Sonra ben duş alana kadar da Sevgi hazırlandı. Üstünü başını giydi. Ben çıktıktan sonrada Melike girdi, o sırada da ben üstümü başımı giydim. Sonra da çantamızı alıp, ayakkabılarımızı giyip odadan çıktık.

Kartı almayı da unutmadık. Bu seferde kartı Melike aldı. Sonra da asansöre doğru yürüdük. Restorana indik. Saate baktığımızda saat 9 olmuştu. Oturduğumuz sırada öğretmenler ve diğer öğrenciler de gelmişti. Sonra siparişlemizi verip kahvaltımızı yaptık. Sonra İlknur Hoca -tek. Tas. Öğr.-" çocuklar hadi kahvaltınızı yaptıysanız kalkalım 2.günün gezmesine başlayalım." dedi. Sora kalkıp bir sahil kenarına indik. Sonra orada bir güzel gezdik. Ben yüzmeyi bilmediğim için Sevgi ve Melike'ye rica ettim. Sonra da sahil kenarında yürüdük. Yüzmeyi bilseydim yüzerdim. Sevgi ve Melike de bana yüzmeyi öğretmek istediler ama ben istemedim. Eğer yüzmeyi öğrenmek isteseydim zaten hemen kabul ederdim. Kabul etmememin sebebi, eğer kabul etseydim benim yüzmeyi öğrenmem uzun sürerdi ve bu yüzden de başka yerlerde gezemezdik. Uzun süreceği için...

Sonra İhsan Hoca bağırdı. "Çocuklar hadi otele gidelim. Bir rahatlayın. Sonra da oda telefonlarınızla ne zaman otel restoranına geleceğinizi biz söyleyeceğiz. Tamam mı?" dedikten sonra da biz hep bir ağızdan " Tamam hocam!" diye bağırdık. Sonra da odalarımıza gittik. Oda kartı Melike de olduğu için çantasından kartı alıp odanın kapısını açtı. Sonra da içeri girdik. Melike kapıyı kapattıktan sonra Melik ile şallarımızı çıkardık. Çantamızdan telefonumuzu alıp yatağa fırladık. Sonra anne ve babamızı aradık. Konuştuktan sonra da telefonları kapattık. Sonra oda telefonu çaldı. Telefonu Melike açtı. Melike tabii ki telefonu üçümüzün duyacağı şekilde tuttu. Arayan kişi İhsan Hocaydı " Çocuklar gezi, bir durumdan dolayı iptal oldu. Kusura bakmayın. Eğer siz gezmek isterseniz otelden dışarı çıkmak yok tamam mı? Size güveniyorum çocuklar!" Sonra biz üçümüz aynı anda " Tamam!!" dedik. Telefonu kapattıktan sonra bir kahkaha koptu.

O sırada üçümüz havlularımızı alıp banyoya koştuk. İlk giren ben oldum. Sonra bir duş alıp çıktım. O sırada da Melike ve Sevgi yarışa girdiler. Bu sefer de kazanan Melike oldu. Ben de o sırada bir açık pembe etek, üstüme beyaz renginde bir bulüz ve bulüzün üstüne de beyaz bir şal taktım. Sonra o sırada Melike duştan çıktı. Sevgi girdi. Sevgi duştan çıkana kadar da Melike kabine girdi. Çıkana kadar ben de telefonuma baktım. Sonra Melike " Nasıl olmuş? " diyerek kabinden çıktı. Altına krem renginde uzun boy bir etek, üzerine açık kahverengi bir bulüz, bulüzün üstüne de açık krem renginde bir şal takmıştı. Ben de " Oo! Şahanesin bakıyorum." dedim. Bizim kıyafet giymemizin sebebi otelde bir yürüyüş yapıp bir yemek yiyecektik. Sevgi duştan çıktı o sırada. Sevgi de kıyafetlerini alıp kabine gitti. Ne giyeceğini görmedim fakat kabinden çıkınca ne giydiğini anladım. Altına siyah-beyaz bir pantolon, üstüne siyah bir bulüz, bulüzün üstüne de beyaz bir şapka takmıştı. Açıkçası güzel olmuştu siyah-beyaz...

Sonra çantalarımızı ve oda kartlarını alıp odadan çıktık. Saate baktığımızda saat 3.30 olmuştu. Sonra asansöre doğru yürüdük. Asansöre bindiğimizde bizim sınıftan iki erkek gördük. Onlara "Merhaba" der demez onlara bir şey söylemelerine izi vermeden asansörden çıktık. Sonra otel restoranına doğru ilerledik. Bir masa seçip sandalyelere oturduk. Sonra yanımıza bir garson geldi. " Buyrun! Ne istersiniz küçük hanımlar?" diye sordu. Sonra da Melike " Biz bir kahve alalım. Zaten acıkınca biz sizi çağırırız." dedi. Sonra garson gitmeden Sevgi ile ben " Şey garson bey biz kahveleri 3' ü bir arada alalım." dedik. Sonra da Melike " Ya da garson bey ben kahve değilde bir az şekerli salep, yok yok salep değil ya daa bir sıcak çikolata olsun. " dedi. O sırada ben de " Melike kahve mi? Sıcak çikolata mı? Karar ver. Bak bekliyor garson abi!!" dedim. Sonra da Melike "Tamam tamam sıcak çikolata olsun. Kızlar siz istediklerinizi sipariş verdiniz dimi? Tamam garson abi bu kadar!!" dedi. Sonunda kararını vermişti. Siparişlerimiz geldikten sonra da sıcak çikolatamızı ve kahvelerimizi içmiştik. Sonra spagetti siparişi verdik. Yediklerimizin ve içtiklerimizin parasını ödemek gerekmiyordu. Çünkü bu MEB'in gezisi-yani milli eğitim bakanlığının götürdüğü bir gezi-olduğu için parasını o ödüyordu.
Sonra da odamıza doğru gittik. Saate baktığımda saat 5. Olmuştu. Çünkü sonradan otelin içini gezmiştik. Otelde hamam, büfe falan vardı. O sırada da birer fotoğraf çekindiğimiz için yaklaşık 2 saattir oteldeydik. Gezmiştik. Odaya geldikten sonra da havlularımızı alıp banya. Doğru koştuk. Birer duş aldıktan sonra bir pijama partisi yaptık. Pijama partisi biter bitmez yatağımıza uzandık. Yattığımızda ise saat 11.56 olmuştu. Sonra da hepimoz uyuya kaldık...

Oradaki yıldıza bir dokunalım lütfen!! ❤ ❤

Hayat Kurtaran Sıcak Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin