Geçmişi düşünüyordu. O zamanlar sanki daha dün gibiydi.
Yalnızdı.. Hemde çok..
Etrafı onu sevenlerle doluydu. Dolu olmasına rağmen Hepsi yapmacık,gösteriş meraklısı insanlardan ibaretti. Genç kız ne yapsa hep takip edip,konuşurlardı. Hayatını dolu dolu yaşama arzusu ile doluyken hata yapmaktan ölesiye korkuyordu. Saygınlık önemliydi. Ailesi; bu hayatta tek ailesi vardı.. Annesi ve babası. Onlar olmasa hayatı nasıl olurdu düşünmek istemiyordu. Akrabaları hep meraklı gözlerle bakıyorlardı, yanlışları bulmak için fırsat kovalayan insanlardı.
Hayat İşte filmler ve kitaplarda ki gibi değildi. Keşke öyle olsaydı diye düşünmeden edemiyordu.
Yürürken bile aklımda bu düşünceler vardı. Sahil havası almak için dışarı çıkmıştı. İzmiri seviyordu,sevilmeyecek gibi değildi. Titreyen telefonu ile kendisine gelmişti.
Arayana baktı: Annemm
Hemen açtı.
Annesinden biraz ayrı kalsa özlüyordu. İçinde garip bir his vardı. Sanki kötü birşey olacaktı. İçi daralıyordu. Biraz konuştular akşam amcaları geleceği haberini pek sevememişti. demek ki bundan dolayı sıkılmıştı. amcası tuhaftı, yengesi aynı tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş misali. kuzenleri belli etmese korkuyordu. yalnız kalmak istemiyordu onlarla. kafasında ki saçma düşünceleri bir kenara atıp, Starbackstan her zaman ki gibi sütlü lattesini alıp yürümeye başladı. Eskiden burada kahve içmek pek tutkusu değildi. ama kitapları ile zaman geçirmek çok iyi gelmişti. Metroya kadar kahvesi bitmişti bile 15 dk içinde evde olan genç kız sıkıntıdan patlamak üzereydi. Sevmek istiyordu,sevilmek istiyordu.
Aşık olmak istiyordu çok şey istiyordu. Hayattan beklentisi olmadığı kadar yüksekti. ailesi yanlış anlayacaktı. Aşk diye birşey yoktu. Kuzenlerinin laflarına katlanıyordu.
Bu yıl olacaktı üniversitede istediği yer olacaktı,inanıyordu.
Hayali olan mimarlığı yapacaktı.
Saatler hep geçmek bilmezdi, ama bugün NE çabuk akşam olmuştu.
Saat yedi olmak üzereydi. Geldi geleceklerdi.
Çalan kapıyı açmak genç kıza düşmüştü.
Evleri ne fazla büyük ne de fazla küçüktü. En çok odasını seviyordu. Kitapları ile iç içe vakit geçirmek paha biçilemezdi.
•••••••••••••••••••••••
Hoşgeldiniz,nasılsınız nidaları ile geçen sohbetten sonra nihayet yemeğe oturabilmiştik. Amcam sonunda söylemek istediğini dile getirmişti.
"Aylin kızım lise bitmek üzere neyapacaksın yoksa Ufukta evlilik mi var?"
Genç kız duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Ne diyordu bu adam! Sözde amcası olacak.
Masada ki herkesin bakışları kızın üzerineydi. Cevabını bekliyorlardı sanki ne diyeceğini bilmiyorlardı.
Anlamıyordu ailesi neden sesini çıkarmıyordu, neden susuyorlardı!.
Son lokmasınıda bitirip yutkundu.
"Amca galiba yanlışın var, düşündüğünüz gibi evlilik meraklısı değilim, eski bir zamanda yaşamıyoruz. Daha üniversiteye gideceğim. İlla bu ailede gelin olmasını istiyorsan mesela oğlanlarını evlendirebilirsin."
Kuzenleri genç kıza bakıyorlardı.
"Aylin saygılı konuş" diye inkazlar kopuyordu.
Aylin masadan özür dileyerek odasına çekilmişti. Ağlıyordu. Göz yaşları sel gibi akmaya devam ediyordu.
İçeriden gelen seslere kulak kabartarak dinlemeye başladı.
Amcası olacak adam babasına "sen ne kadar saygısız bir evlat yetiştirmişin böyle,okuyupta ne yapacak. Gel benim oğlana yapalım."
Başından kaynar sular dökülmüştü genç kızın
"Olmaz abi ben kızımın mutluluğu için herşeyden vazgeçerim kafandan o düşünceyi sil dememişmiydim ben sana NE diye bunu aylinin yanında söylemeye cüret ediyorsun. Lütfen daha fazla olay çıkmadan gidin"
Bu düşünce acaba NE zamandır vardı, düşünüyordu ama hiç tuhaf yaklaşım sezmemişti.
Kapısının vurulması ile kendisine gelen genç kızın karşısında ki adama baktı dakikalar önce sapasağlam,dimdikti.. ama şimdi çökmüştü.
Kızım engellemeye çalışmıştım diyordu. Kapının eşliğinde annesi ağlıyordu. Hıçkırarak "hayır ben evlenmek istemiyorum ben aşık olacağım adamla evlenmek istiyorum" sözleri dökülmüştü.
Ve ailesi göz göze sessizce bakıştılar. Sanki bakışları ile konuşuyorlardı. Zamanıydı.
Sessizliğin içinde babasının yankılanan sözleri duyuldu.
"Senin her zaman arkandayım kızım, ama bir şart ile evlenme düşüncesine engel olabilirim"