ÖNSÖZ

169 8 4
                                    

Zamanın her evresini unuttuğum bir vakitte, sonsuzluğa adım attığım yerdi, bal gözleri. Düşünüyorum da benim bile inanasım gelmiyor o mucizevi kahramana...Yazabilirim belki kalemimden dökülen cümleler kadar. Çiz deseler çizemem ama. Nereden mi biliyorum? Denedim de ordan... Gülmeyin hemen, tüketmeyin! Parçalara ayrılmış yüreğimin "parlak tortularını" bıraktım her sayfanın arasına. İçiniz titresin, tebessümleriniz gülüşlerinizde toplansın diye... Anlatmak varken derin derin, iz bırakmak varken yüreğinizde, her harfinde işlemek varken beyninize; neden çizeyim ki? Mucizeler görülmez; hissedilir, yazılır, bir şarkının sözlerine dökülür kulaktan kulağa yayılır. Ve daima; sorgulanır... Sorgula ama tüketme. Üret ama yitirme. Sev ama sevilmeyi bekleme...



CEYLİN : Çocuk kalan ben miyim yoksa yüreğim mi? Ben mi sahte dünyalarda yaşıyorum yoksa insanlar mı samimiyetsiz? Yalnızlığımı anlatsam diner mi sessiz çığlıklarım? Paylaşamadığım başarının, anlamı var mıydı? Sahii; Siz hangi gece başarılarınıza sarılıp uyuyabildiniz?
SERKAN : Hepiniz çıkar ilişkilerinde mi kayboldunuz? Görüyorum her birinizi. Göz bebeklerinizde sevginin hiç bir kırıntısı yok. Dudaklarınızdan dökülen her kelime timsah gözyaşlarını anımsatıyor bana. Benim ütopyamda sizlere yer yok!
CEYLİN : Bir umut varolsada içimde; körüm, sağırım her birinize, hissettiğim kadarsınız.
SERKAN : Görmek, duymak istediğim kadar varoluyorsunuz benim için.
CEYLİN ve SERKAN : Yalnız da şaha kalkabilirim.






Ne Leyla ne Mecnun, Ne Ferhat Ne de Şirin, Biz sadece Ceylin ve Serkan'ız.. Aşk bir deniz yıldızı yerine verilen ellerdi bizim için.


Bir Şizofrenlik Bulgusuydu Belki De Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin