Daha gizli biri olabilirdim daha hızlı koşabilirdim belki de uçabilirdim tek yapmam gereken yeterince hissetmekti.
Zaten herşey başıma bu yüzden gelmemişmiydi?..
hayat basit, zaman çok yavaştı. Ben sıkılıyorum, okul'dan, dersler'den, insanlar'dan.
Pek insanları sevdiğim söylenemez aslın da, konuşmayı pek tercih etmezdim.
3 yıldır aynı sınıfın öğrencileri ile okuyorum, tanıdığım insan sayısı üç.evet, 28 kişilik sınıf'ta gerçekten konuşuyorum diyebileceğim 3 kişi.
ve ben bu okula her gün katlanıyorum.
hava soğuk, saat sabahın altı buçuğu ve ben bu saat'te bu sikik okula sadece 3 kişi için gidiyorum. Ne hayat bee.
Bugün biraz farklıydı, içimde farklı bir his vardı. Anlam veremiyordum ve bu canımı çoktan sıkmaya başlamıştı bile.
1. ders,2,3,4,5,6,7 ve paydos.Eve dönme vakti. Kaldırımda normal adımlarla ilerlerken önce bir fren sesi ve hemen ardından 2 metre kadar yerden yükselişim.
kafamın arkasını yere çok sert çarpmıştım. bir kaç dakika sersemledikten hemen sonra etrafım da kalabalık toplanmış bana iyi misin diye sorular yöneltiyorlardı.İyi olduğumu söyledim, kalktım ve yoluma devam ettim.
Kaza'dan aileme bahsetmeyecektim. Heleki annem duymamalıydı aşırı derecede abartıcak acile gitmem için beni ikna edecekti. Bahsedecek birşey de yoktu aslında iyiydim ben fakat farklı hissediyordum.
Eve gittiğimde son hazırlıkları tamamlamışlardı, evet izmire taşınıyorduk babam aile dostu ile birlikte daha çok para getiren bir işe başlayacaktı.
Herşey hazırdı biz arabayla yola koyulup vardık, eşyalarımızda bir süre sonra geldi pek lüks olmayan 2 katlı dublex diye tabir edilen bir eve taşındık aslında gayet iyi bir evdi. izmirde öyleydi güzel bir şehirdi ama yolunda gitmeyen birşey vardı.
Huzursuzdum ve farklı hissediyordum.
Lise 4 için okuluma yazıldım.
Bir süre sonra başladı okul.
Dediğim gibi çok konuşmayan bir çoçuktum bu zamana kadar sevgilim de olmadı. Onlar istedi ben kabul etmedim desem daha doğru olacak galiba.Pek arkadaşım ve sosyal hayatım da yoktu arada tek başıma basketbol oynamaya gider.
Icetea ve negro yer ve çoğu zaman çizim yapardım.ilk gün kimseyi önemsemedim onlar da yanıma gelip konuşmadılar tabi. Bir kaç öğretmen yeni bir öğrencimiz var galiba diyip kendimi tanıtmamı istedi ne kadarda sikik bir soruydu kendimi tanıtmaya ders yetmezdi.
Sadece adımı söylemekle yetindim.
Mert Aksoy+nerden geldiniz okulu beğendin mi? Annen baban çalışıyormu? tek solukta hepsini sormuştu.
Bunlar öğrenseniz hayatınızda ne değişecek diye karşılık verdim.
Öğrencilerin kafası bir ahenkle bana döndü öğretmenin bozulacağını düşünmedim birşey dememiştim sonuçta. Otur yerine dedi ve yaz tatilinde ne yaptınız bakalım gençler dedi.
Güzel cevaplar verenden oldu arka sıradan dalga geçenlerde.Biri sordu;
hocam sizinki nasıl geçti?
Tabikide kötüydü.
Kocanızla okuldan hemen sonra ayrıldınız onu seviyorsunuz,
çünkü yeni evlenmiştiniz fakat anlaşamadınız.
Bir süre depresyoa girdiniz ardından kocası ölen annenizin yanına gittiniz
Şuan burdasınız ve iyisiniz çünkü onu unuttunuz.Bunların hepsini bir soluk'ta söyledim fakat ben bunları nerden biliyordum.
Nasıl bu kadar akıcı ve hızlı söylemiştim. Karşımdaki 26 yaşlarında 164 boylarından bayan bir öğretmen'di ve yüzü düşmüş üzülmüştü yine o his gelmişti farklı ve huzursuz hissettim.
Sen kimsin evladım dedi ve kendini toparladı oturduğu yerden ayağa kalktı ve koca gözlerini bana dikti. En arkadaydım ve kapıya doğru ilerledim.
-Otur yerine!
Özür dilerim dedim ve çıktım.
Bana ne olmuştu karşımda ilk defa gördüğüm bir insan evladı vardı. Ve geçirdiği kötü günleri bir anda söylemiştim. O kocasınından ayrıldığında izmirde bile değildim. Ben bu kadını tanımıyordum huzursuzluğum yavaş yavaş kaçtı ve ben çoktan okulun en dış kapısındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeka #Wattys2016
Fiksi UmumKendimizi manasız ve yararsız bulduğumuz zamanlar vardır. Değersiz bulduğumuz, sevilmediğimizi düşündüğümüz zamanlar. Takatsiz bir halde hayatın bir kenarına tutunmaya uğraşırken "niye" diye sorarız kendimize, "niye böyle oldu, neden hayatın bir kıy...