1.BÖLÜM~ "YANLIŞ BİR ŞEYLER"

122 10 21
                                    


Bölüm şarkıları = Hinder-Better Than Me

Nickelback-How You Remind Me

İyi okumalar!

Karmaşanın hakim olduğu sokakta yavaş adımlar ile ilerliyordum. Kafamın içinde dönüp duran saçma düşünceleri yok etmek için soğuğa ihtiyaç duyuyordum. Üşümek düşüncelerimi başka bir tarafa yönlendirerek onları solgunlaştırıyordu.

Bir kaç adım sonra istediğim yere varmıştım. Kafenin kapısını açtım ve içeri girdim. Kafe eski bir tarz ile dizayn edilmişti. Kafedeki en sevdiğim şey ise duvardaki saatleri. Duvarların üstünde farklı zamanları gösteren saatler vardı. Kafeye geldiğimde sanki zaman benim istediğim şekilde işliyormuş gibi hissediyordum.

Kafenin sürekli müşterisi olduğum için burayı ezberlemiştim. İçerden gelen gürültü yüzünden yüzümü buruşturdum. Kafe güzelliği sayesinde fazla müşteri çekiyordu bu da benim için biraz sıkıntı yaratıyordu. Giriş kısmına yakın olan kasayı ve oturma bölümlerini geçip bahçe kapısına yöneldim. Bu soğukta bahçe içeriye göre daha az kalabalık oluyordu.

Bahçeye çıktığımda hemen masalara göz attım ve boş bir masaya oturdum. Çantamdan  okuma kitabımı , defterimi ve kalemimi çıkarıp masanın üstüne koydum. Defterimi hep yanımda taşırdım. Benim için çok özeldi. İçinde her gün için ayrı ayrı yazdığım cümleler veya alıntılar vardı. Her günün bir anlamı olduğuna inandığım için böyle bir defter tutuyordum. Daha önceden yazdığım ve bitirdiğim böyle bir defter vardı ve bazen açıp bakıyordum. Tarihlerin bir anlam içerdiğini gösteriyordu yazdığım defterler.

Garson gelip siparişimi aldıktan sonra kitabımı okumaya başladım. Dikkatli bir şekilde kitabımı okurken yan masadan gelen tıkırtı sinirimi bozmaya başladı. Başımı kaldırıp sesin geldiği masaya baktım.

Benimle yaşıt ya da benden bir iki yaş büyük bir erkek oturuyordu. Kumral rengi saçları olması gerekenden biraz daha uzun duruyordu. Kahverengi gözleri etrafı telaşlı bir şekilde inceliyordu. Düzgün bir burna sahipti, çene yapısı kemikliydi. Üstüne giydiği ceket bu havaya göre biraz inceydi. Bir eli kalın olmayan ceketinde diğer eli ise masaya ritmik hareketler ile vuruyordu.

"Pardon."diye seslendim.

Telaşlı gözleri etrafta gezinmeyi bırakıp bana döndü. "Efendim."dedi boğuk ama çok kalın olmayan bir sesle.

Elini işaret ettim. O da ilk eline bakıp sonrada okuduğum kitaba baktı ve anlayışlı bir şekilde "Özür dilerim, biraz endişeliyim bu yüzden pek farkında değilim."dedi.

Endişeli olduğu belliydi ama ondan daha çok ön plana çıkan duygu bence gerginlikti. "Gergin."diye fısıldadım kendi kendime ama o da duymuş olmalı ki bana sorar gibi bakıyordu.

"Endişeli ama daha çok gergin gibisiniz, durmadan da etrafa baktığınız içinde birini beklediğinizi düşünüyorum. Beklediğini kişininde bir kadın olduğunu tahmin ediyorum çünkü evden aceleyle çıktığınız üstünüzdeki ince ceketten belli oluyor ki bu da kafeye hızlı bir şekilde gelmek istemenizden dolayı olmalı. Böyle tahmin ettiğim için de bir kadın için bu kadar hızlı davrandığınızı düşünüyorum. Tabi bir erkekte olabilir ama bana göre beklediğiniz kişi kadın ve size önemli bir şeyler söyleyecek çünkü gergin ve endişeli bir şekilde bekliyorsunuz."

Aslında kendi kendime anlatıyormuş gibi söylediğim cümleler karşısında fazlasıyla şaşırmış gibi duruyordu.  Böyle tahminler bulunduğum her kişinin yüz ifadesinde bunu görüyordum.

Tahminlerde bulunmamam gerekiyordu çünkü bunu bırakalı altı ay olmuştu  ama onu öyle görünce kendimi tutamamış ve içimdekileri söylemiştim. Bazen bilerek yapmıyordum ve bu çok sinir bozucu oluyordu. Hatta bunun için bir psikologa  gitmiştim. Kafamda dönen düşünceleri susturmanın yollarını öğrenmek için psikologa gitmiştim. Ve bu işe yaramıştı ta ki şimdiye kadar. Gene kafamda dönen bir kaç düşünce  vardı ve ben bunları söylememek için zor duruyordum. Söylersem onu takip bile ettiğimi düşünebilirdi çünkü daha önce böyle bir şey yaşamıştım.

Konuşmak için ağzını açtığında karşısındaki sandalye çekildi ve nerdeyse benimle aynı yaşta görünen bir kız oturdu. Gözleri kızın yüzüne doğru çevrildi ama sonra tekrar bana baktı.

Artık burda durmamam gerektiğini düşünüp kitabımı çantama koyup defterimin sıradaki sayfasına ' Yanlış bir şeyler' yazdım ve sağ üst köşesine tarihi attım. Hesabı ödeyip kafeden ayrıldım.

***
Öncelikle birkaç bir şey yazmak istiyorum. Bu bölüm  mor kalpli bir arkadaşıma  ithaf etmek istiyorum. Ondan sonra ise bütün mor kalpli olanlara ithaf ediyorum.

Umarım beğenmişsinizdir. Düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim. Şimdilik hoşçakalın.

BİR PARÇA HÜZÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin