Yarım bir hayatın yanlış bakış açısı..
İşte böyle başlamıştı bütün hikayesi çünkü O her şeyi yarım yaşamıştı.
Sıcak bir sonbahar günü güneşle altın sarısını andıran saçlarını rüzgara salmış, kulağında martıların sesiyle oturduğu bankta ne düşündüğünü bile bilmeden etrafı gözlemliyordu. Binbir parçaya bölünmüş kalbini umursamayı bırakalı henüz çok olmamıştı, bunu yapmaya ilk ölmek istediği o anla başlamıştı. Ölmeyi istediği o ilk anı, çocuk yaşıydı. Henüz; mevsimlerin, ayların, haftaların, günlerin, saatlerin, dakikaların, hatta kendinin dahi neden varolduğunun anlamını bilmediği zamanlardı. Anne ve babasıyla tanıştığı gün.. 6 yaşındaydı. Etrafı parçalanmış içerisi onlarca siyah beyaz fotoğrafla dolu bir albümle evin içerisinde koşuştururken, fotoğraf albümünün içinde gördüğü fotoğraflardan birinde tanıyamadığı iki insan.. İşte o an farkında bile olmadan hayatının tüm renklerini değiştirecek yanlış bir soru sormuştu. "Bu adam ve bu kadın kim?" Yüz yıllar da geçse sorduğu bu soruyu asla unutmayacaktı. Çünkü sorduğu insanlar Onun anne ve babasıydı. Onlara nasıl 'bu adam ve bu kadın' diye hitap etmişti? Bir insan anne ve babasını nasıl tanıyamazdı ki? O tanıyamamıştı. Lakin bu Onun suçu değildi ki.. hiç görmediği insanları nasıl tanıyabilirdi? Fotoğraftaki insanların anne ve babasının olduğunu öğrendiği an; öldüklerine, bir daha hiç olmayacak oluşlarına inanmış ya da inanıyormuş gibi yapmaya başlamıştı. Kendini ne kadar kandırmaya çalışsa da Onu kahreden dünyaları dahi verse bir daha hiç olamayacak oluşlarıydı.
Babasını bir buçuk yaşında trafik kazasında kaybetmiş, annesiyse hastalıktan dolayı babasından 6-7 ay sonra hayata veda etmişti. Ona söylenen buydu. Çocuk aklıyla bunu sorgulamayı düşünmemişti. Sadece ölürse cennete gideceğini ve anne babasıyla yan yana olabileceğini düşünüyor ve ölmek için sürekli dua ediyordu. O henüz 6 yaşındaydı. Oyuncak ya da çikolata gibi dilekleri olması gereken yaşta, ölmek için dilekler diliyordu.
Farkında olmadan sorduğu masum bir sorunun kurbanı olmuş, o soruyu hayatındaki dönüm noktası yapmıştı, ama artık 6 yaşında bir çocuk değildi.. O, adını "Hiç Kimse" koymuş koca yürekli bir kadına dönüşmüştü..
Çocukluğunu 6 yaşında bırakmış ve hiç büyümek istemezken bir daha çocuk olamamıştı. Hayatın Onunla oyunu 6 yaşında başladığı gibi bitecek olmadığı da aşikardı. Zaman ilerliyor fakat içinde açılan boşluğu da yaraları da sarmıyordu. Sadece içindeki boşluk ve yaraları zamana sarılıyordu. Büyüyor, büyüyor ve büyüdükçe hayatı yaşanmışlığın soluğuna bırakıyordu.
Ailesi tarafından içinde açılan boşluğun doldurulması gerekirken ailesi bu boşluğu daha da büyütüyordu. Dışlanmaya, hakarete ve şiddete maruz kaldıkça kendini içindeki boşluğa kapatıp etrafına kalın duvarlar örmeye başlamıştı. Gittikçe yalnızlığın derin kuyularına gömülüp gölgesiyle arkadaşlıklar kuruyordu.. Bazen delirdiğini düşünüyor ve ne yaptığını anlamlandıramıyordu.. Düştüğünde aldığı yaralar Onu daha güçlü kalkması için hırslandırıyor ve umutlandırıyordu. Okumak, saygı gören çok güçlü bir kadın olmak için elinden geleni yapmaya hazırdı. İlk adımı Hiç Kimse olmaktan çıkmakla yapmalıydı. Doğduğunda nüfus cüzdanı çıkarılmamış ve devlet gözünde hiç doğmamış olmamıştı. Okuyabilmesi için anlaşmalı bir şekilde çocukları olmayan bir aileye kendi isteğiyle evlatlık verilmişti. Böylece geç kaldığı okuluna başlayabilirdi. Bu Onun için yeni bir başlangıcın bir yandan da bitişiydi, çünkü ailesi onu gözden çıkarmış ve hatta Ondan vazgeçmişlerdi. Zaten O vazgeçilen olarak dünyaya gelmişti. İlk olarak anne ve babası hayata gözlerini yumup Onu yalnız bırakarak ilk Ondan vazgeçenler olarak aklında yer edinmişlerdi. Artık yanlış da olsa varlığını resmiyette kanıtlayan bir nüfus cüzdanı vardı. O halde artık O da vardı...Yarım bırakılanlardanım ben; yarım bırakan değil.. Arkadaşlar umarım kitabımın ilk bölümünü beğenmişsinizdir güzel yorumlarınızı bekliyorum.. EFA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'NUN ADI: HİÇ KİMSE #Wattys2017
FanfictionBazı insanlar hayata 1-0 yenik başlarlar.. Kimene göre koca bir kayıptır bu, kimine göreyse de farkındalığının farkında olup bunu herkesin farketmesini sağlamaktır..