Üçüncü Bölüm: Savaş

24 7 2
                                    

"Yeter artık sus!"

Ama Nisan'ın telefonu susmaksızın çalmaya devam etti. Telefonu meşgule düşer düşmez tekrar arıyordu Işıl.

Toplantı sabah 9'daydı, saat de 9'du! En az yarım saat geç kalacaktı toplantıya.

Sebebler basitti: Çalmayan saat ve uyku hapları.

Üstüne bulduğu bol siyah, ortasında minik 'exception' yazan tişörtünü; altına jean pantolonunu geçirdi. Suratına sadece allık sürebildi. Çantasını hızla sırtına atıp koşarak evden çıktı.

-

"3 kişi olacağınızı sanıyordum."

Deniz, Işıl ve Ali'yi odasına alırken Aslı'ya göz kırptı. Aslı suratının kızarmasını gizlemeye çalışarak Deniz'in önünden içeri girdi.

Herkes masadaki yerini aldıktan sonra en son Deniz yerine oturdu. Ali söze girdi.

"Diğer arkadaşımız kriz çıkan bir başka müşterisiyle ilgilenmek durumunda kaldı. Atlatır atlatmaz bize katılacak."

Deniz gülümsedi. "Tabii ki, biz başlayalım. Tekrar hoşgeldiniz."

-

Nisan taksi bekleyen elleri poşet dolu kadının taksisini çevik bir biçimde kaptı. Kadın bağırınırken o çoktan taksiciye adresi vermişti. Taksinin dikiz aynasından kendine baktı. Saçları darmadağındı.

"Rezillik."

Taksici dikiz aynasından Nisan'a baktı. "Efendim abla?"

Nisan elini sinek kovalar gibi salladı. "Size demedim."

Çantasından parfümünü çıkarıp, 3-4 fıs sıktı. Camı açtı. Elini camdan dışarı uzattı, parfümünün uçmasına izin verdi. İki damla yağmur parmak uçlarına düştü. Gülümsedi, mırıldandı.

"Yaz yağmuru."

-

Ali kendinden emin biçimde, Deniz'i etkilediğini düşünerek konuşuyordu.

"Dediğim gibi pek çok alanda iş yapıyoruz biz, tek bir sektöre kanalize değiliz. Sizin bize vereceğiniz alana göre değişecektir performansımız ama belli bir kalibrede olacağını garanti edebilirim en azından size. Diyet ürün yapmadık daha önce ama gıda sektöründe işlerimiz oldu."

Deniz gülümsedi. O gülerken Işıl'ın nefesi tekledi, Aslı ise nefesi teklerken onu izleyip sinirlendi. "Dediğim gibi, sunumu..."

Kapının çat diye açılmasıyla sunumu yarım kaldı. Ağzı sözünü tamamlayamadığı için yarım açık vaziyette kapıya bakarken diğer bütün gözler de kapıya çevrilmişti. Ardında Adile'yle odaya dalan Nisan'dı. Odadakileri süzdü, gülümsedi. "Kusura bakmayın, bir krizi çözmem gerekiyordu, o yüzden geç kaldım. Hanımefendi durun dedi ama panikten dinlemedim."

Herkes onu izlemeye devam ederken o umursamazca eliyle saçlarını karıştırdı, güldü. "İnanmazsınız ama dışarıda yağmur yağıyor." Deniz ağzını kapadı, gülümsedi. Odaya sessizlik hakimdi. Sessizlik ve garip bir elektrik.

"Lütfen siz devam edin, özür dilerim böldüğüm için" diyip yerine oturdu Nisan. Ali konuşmaya başladı ama Deniz onu dinlemiyordu.

Sanki Nisan onun önünde yavaş çekim hareket ediyor o da seyrediyordu. Üzerindeki tişörtü silkeleyişini, elini tişörtün bol kolundan içeri sokup sütyeninin askısını düzeltişini, saçlarını kıvırıp kıvırıp boyununun sol yanına yaslayışını, bıraktığı saçlarının döne döne tekrar açılıp sırtına yayılışını, çantasını açıp çıkardığı kemikli gözlüklerini gözüne takıp iki parmağıyla suratına yaklaştırışını, diliyle ıslattığı alt dudağını ısırışını... Hipnotize olmuş gibi Nisan'ı izliyordu. Nisan sonunda toplantıya dahil olmak üzere kafasını kaldırdığında, gözleri onu izleyen Deniz'in gözleriyle buluştu. Gözleri parladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Avucumda SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin