"Bunu mu arıyorsun?" Kafamı aniden kaldırınca sandalyeye çarptım. Lanet liste. Sesin geldiği
yere baktığımda elinde kağıtla duran bir adet Harry Styles.
"O-onu nereden buldun?" "Kapının önündeydi. 'Kusana kadar jelibon ye' mi? Çok çılgınsın."
"8. Sınıftaydım. Beni yargılama." diye mırıldanıp kollarımı birleştirip somurttum. "Seni
yargılamıyorum.
Sadece çok yaratıcı." "Teşekkürler şimdi onu alabilir miyim?" Kağıda uzandığımda geri çekti. Ve
yanağını gösterdi. "Hayır bunu asla yapmam." "O zaman bu bende kalıyor." Ah işte şimdi
kızmaya başlıyorum. "İyi sende kalsın. Bu kadar öpüşmeye meraklıysan bir bar bul." diye
bağırıp çıkışa yürüdüm. Hızla arkamı dönüp şaşkın yüzüne karşı konuşmaya devam ettim.
"Ah! Bu arada yarın ki buluşmayı unutsan iyi olur. Çünkü bir daha yüzünü görmek istemiyorum
Styles!." diye bağırıp önüme döndüm. Kopşonumu başıma geçirip otele yürümeye başladım. Ne
cürettle bana özel bir şeyi alıp, vermek karşılığında daonu öpmemi istiyor anlamıyorum. Kendini
beğenmiş kızlara düşkün ahmak. Ihh!! Sinirimden önüme gelen ilk kişini yüzüne yumruğu
geçirebilirim.
Sonunda otele vardığımda direk asansöre yöneldim. 5. kata bastığımda beklemeye başladım. Kapı
açıldığında 1133 numaralı odanın önüne gelip oda kartımı aramaya başlamıştım. Eğer onu da
düşürmüşsem artık kendime küfür edeceğim.
Yoğun çabalar sonucu kartımı bulduğumda odama girip kapıyı kapattım. Kendimi yatağa atıp tam
gözlerimi kapatacakken cebimde titreyen telefon buna engel oldu. Telefonu çıkartıp ekrana
baktığımda tanımadığım bir numara olduğunu gördüğümde kapatmak üzereyken lanet merakıma
yenik düşüp 'cevaplaya' bastım.
"Alo?"
"Merhaba Jenny ben-"
"Sen kimsin? Ve adımı nereden biliyorsun?!" diye sözünü kestiğimde tekrar konuşmaya başladı.
"Ben Louis. One Direction'dan hatırladın mı?." hee jeton düştü.
"Ah afedersin. Merhaba Louis. Neden aramıştın?"
"Aslında Harry eve geldi ve yukarı çıkarken pembe bir kağıt düşürdü. Üstünde 'Jenny Hudson'a
aittir.' yazıyor. Bu senin mi? diye soracaktım."
"Tanrım Louis sana minettarım. Kağıdı konserin orada düşürmüşüm. Harry aldı ve geri vermek
karşılığında da onu öpmemi istedi. Az daha yüzünü parçalıyordum." dediğimde kıkırdadı.
"Peki bu kağıdı ne yapmamı istersin?."
"Onu saklar mısın? Ben bir şekilde onu almaya geleceğim. Benim için çok önemli. Evinizin adresini
mesaj at" dediğimde onaylayan bir ses çıkartıp, telefonu kapattı.
Bugünün yorgunluğunu üstümden atmak için duş almaya karar verdim. Küveti sıcak su ve köpükle
doldurup üstümdekileri çıkarttım. Sıcak suya kendimi bırakırken verdiği rahatlama hissine
kendimi verdim.
Bir yarım saat sonra küvetten çıkıp bornozumu giydim. İyice kurulanıp üstümü giyindikten sonra
belli belirsiz saçımı kuruttum. Kendimi yatağa atıp uyumağ çalıştım. Yorgunluktan gözlerim
kapanırken gelen mesaj sesiyle yerimden sıçradım. Ama mesajı Louis'in attığını bildiğim için
gözlerimi kapatıp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.
Sabah feci bir baş ağrısıyla uyandığımda bunun dün saçlarımı kurutmadığım için olduğu
hatırlayınca hemen çantamdan bir ağrı kesici çıkartıp içtim. Dolabım önüne geçip üstüme dar kot
pantolonum, ve tshirtümü üstüme geçirdikten sonra siyah Vans'larımı da giyip boynuma kırmızı
flar takıp asker yeşili yağmurluğumu giyindim. Komidimin üstünden telefonumu açıp adrese
baktım. Otele çokta uzak değildi, yürüyebilirdim. Şu işi hallettikten sonra bir kafeye oturup kahve
içmem gerek yoksa dünyanın en çekilmez insanına aday gösterilebilirim.
O da kartımı alıp otelden ayrıldım. Louis'in evine doğru ilerlemeye başladığımda, hafif yağmur
başlamıştı bile. İngiltere ve onun tuhaf havası..
Biraz daha yürüdükten sonra şu kafe işini erteleyip en yakın Starbucks'a girdim. Büyük boy bir
filtre kahve aldıktan sonra kahvemi içerek yürümeye başladım.
Kahvem bittikten sonra çöpe atıp telefondaki adresi kontrol ettim.. Burası olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Just Coincidence!
FanfictionAilesinin umursamazlığından kurtulmak için Avusturalya'ya giden Jenny, yolculuk sırasında, Londra'da ve Avusturalya'da farklı sürprizle karşılaşır. Kısa zamanda hayatına giren bu çocuklar onun bir parçası haline gelir. '...