-18-

384 27 0
                                    

Harry uzanıp, elimden telefonu alıp kapattı. Daha sonra cebine koydu. "Hey!" "Üzgünüm Jenny

ama Zayn haklı." dedi. "Hemen telefonumu geri ver yoksa hiç hoşuna gitmeyen şeyler

yaparım. Ver şunu!!" Bütün grup bizi izlemeye başlamıştı. Ayağa kalkıp Harry'nin yanına gittim.

"Sen şimdi vermiyor musun?" diye sorduğumda başını iki yana salladı. "Peki." Yanında oturan

Calum'un kolasını alıp üstüne boşalttım. Harry yerinden sıçrayıp üstünü silmeye başladı. "Tüh!"

dediğimde herkes güldü. Cebinden telefonumu alıp yanımızda duran akvaryumun içine attı. "Seni

aptal ne yaptığının farkında mısın?" diye bağırdığımda masanın üstünde duran telefonunu alıp

fırlattım. Herkes bize kahkahalarla gülüyordu. Tshirtünü temizlemeyi bırakıp yerde parçalanmış

telefonunu görünce kızgınlıkla sargılı kolumu sıkıca tutup eliyle baskı uyguluyordu. "Ah! Kes

şunu!" diye bağırdığımda gülmeyi bırakmış, kolumu Harry'den kurtarmaya çalışıyorlardı. Luke

Harry'ye "Bırak artık canını acıtıyorsun!" diye bağırdığında bırakmıştı. Koluma baktığımda

kanamaya başlamıştı. "B-Benim hastaneye gitmem gerek." dediğimde çantamı elime almıştım.

"Bizde seninle geliyoruz." dedi Niall ve Luke. Git gide daha da kanıyordu. "Preston bizi hastaneye

bırakabilir." dediğinde başımı salladım. Arabaya binip hastaneye yola çıktık. "Harry'nin böyle bir

şey yapacağını hiç düşünmezdim." dedi Niall. "Kesinlikle sinir problemi var." dediğimde Niall

başıyla onayladı.

Hastaneye vardığımızda direk acil tarafına gittik. Hemşire beni bir sedyeye yatırıp kolumu açmaya

başladı. Tanrım çok acıyor. Yarayı temizledikten sonra yani bir sargı beziyle sardı. "Kolunuza biraz

daha dikkat edin. Sıkça pansumana gelin. Geçmiş olsun." dedikten sonra yanımızdan ayrıldı. "Vay

canına o nasıl oldu korkunç görünüyor." "Ben yaptım." dediğimde "Sen deli misin?" "Dün Styles

aptalı o konuyu açmasaydı belki şu an kolum sağlamdı." Luke kolunu omuzuma atıp "Ben

mezarlığa geç kalsaydım belki çok kan kaybedecektin." dediğinde başımı salladım. "Ama Harry'nin

üstüne kolayı dökmen çok iyiydi. Haketti." dediğinde gülümsedim. "Çocuklar benim Eleanor'la

buluşmam gerek parti için elbisem bulmam-" "Hayır sen gelmiyorsun. Koluna bir şey olması

istemeyiz." dedi Niall. "Evet Niall haklı hem bende seninle kalırım tamam mı?" diye sordu Luke.

Başımı sallayıp elini tuttum.

Biz Luke'la otele kadar yürüdük. Niall'sa Preston'la gitti. Otelin olduğu caddeye geldiğimizde bir

hayran Luke'u farketti. Arkadasından bir grup daha çığlıklarla gelmeye başladığında

yakalanmıştık. Bizi yakalamışlardı. 10-15 kadar kız Luke'la fotoğraf çekildi. Bazıları fotoğrafta

benimde olamamı istedi. Biraz şaşırmıştım. Hatta Lenny'yi desteklediklerini söylediler. En azından

beni sevenlerde var. Bu arada Lenny'yi sevdim. Luke'la benim ismimim birleşimi sizcede çok tatlı

değil mi?

Luke'la odaya çıkınca direk çantamı fırlatıp yatağa kendimi attım. Çok yorulmuştum, ayrıca aşırı

derecede çok acıyordu. Yatak doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Luke'ta yanıma gelince

"Üzgünüm." dedim. Bana dönüp "Ne için?" "Benim yüzümden partiye gitmiyorsun. Burada

kalmak zorunda değilsin kendim halledebilirim." dedim. "Burada seninle kalmayı, partiye tercih

ederim." dediğinde yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Yerimde doğrulup iki elimi boynunda birleştirdim.

Dudaklarını dudaklarıma değdirdiğinde ilk birkaç saniye karşılık vermedim, ama daha sonra

dudaklarımı aralayıp ona eşlik ettim. Alt dudağımı emerken beni kendine daha çok bastırdı.

Kollarımı boymundan ayırıp tshirtünü çıkarttım. Tekrar ona yaklaştığımda o da benimkini tam

çıkarıyordu ki kapı çaldı. 'Oda servisi' diye seslendi garson. İkimizde ayrılıp birbirimize baktık.

"Sen mi söyledin?" diye sordum "Hayır. Ya sen?" sorusuna başımı salladım. Hemen yataktan

kalkıp kapıyı açtım.

It's Just Coincidence!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin