why me?

903 54 26
                                    

Yazım yanlışlarım affola.

☮ ☮ ☮  

Şaşkın İmparator'un Okulu çizgi filmini hatırlarsınız. Aynı şekilde orada Yzma'yı da hatırlarsınız. Onun ünlü bir sözü vardır. NEDEN BEN?

İşte bende bu sözü kendi himayem altına almak üzereyim çünkü en az Yzma kadar umutsuz bir durumdayım. Neden kuleye taşınmak zorunda olan ben? Neden Steven ile aynı dersi görmek zorunda olan ben? Kısaca neden ben?

Bunları hak edecek ne yapmış olabilirim sorabilir miyim acaba? Tamam, biraz baş belası olabilirim ama bu dünyada baş belası olan tek insanda tek ben değilimdir herhalde? Steven ile birbirimize meydan okuyuşumuz sonrası fazla sürmede ders hocamız gelmişti. Tabi o sırada Melanie hala Caleb'i kovaladığı için pek iyi bir karşılaşma olmamıştı. Neyse ki zavallı adam bizim bu hallerimize alışmıştı da hemen derse geçebilmişti ama ne ders?

Melanie, Caleb'i boğdu boğacak modunda -ki çocuğun ders bitişi kaçışını unutmak mümkün değil-, May ve Joseph birbirine dakika başı laf sokmakla meşguldü. Beni az çok tahmin ediyorsunuzdur. Bu senenin asıl ilginç yanı bizden küçüklerin tıpkı May gibi okulu erken bitirmek için evde eğitim olayına geçiş yapmasıydı. Kısaca tüm erkekler hadi bu sene Hope'un sinirlerini hoplatalım demişti. 

Ders bitişi kızları orada bırakarak babamın yanına çıkmaya karar vermiştim. Bu olayın hesabını sormam gerekti değil mi? Gerçi koskoca kulede onu bulmak zor olacaktı ama neyse ki telefonundaki GPS uygulaması açıktı ve aramızda kalsın. Kendisi uygulamanın varlığından haberdar bile değil. 

Açılan asansör kapısından kata adım attığında katta sadece babam ve Clint vardı. Ah, zavallı Clint kendisi gibi kahve delisi oğlunun şu an Melanie tarafından kovalandığını bilse yüzü nasıl bir ifade alırdı acaba?

"Gerçekten mi?" dedim karşısına geçerek. "Ben ve Steven'i aynı derse koymak neyin nesidir?"

Babamın yüz ifadesi sanki bunu bekliyormuş gibi bir ifade aldı. Elbette biliyordu. Yıllardan beri Bucky ile uğraştıkları şeylerden biriydi bu. Steven ile benim arkadaş olmamız. Söylemesi bile garip.

"Hepiniz bu sene evde eğitim alınca bunu uygun gördük."

Gözlerimi hadi canım dercesine devirdim. Uygun görmüşlermiş. Bende bunu yedim. "Bak baba," dedim sanki nasihat verecek bir yetişkin edasıyla. "Biliyorum Bucky'le yakın dostsunuz. Aynı dostluğu Steven ve bende de görmek istiyorsunuz ama bu çekiçli bir tanrının gerçek olduğu bir dünyada bile im-kan-sız."

Clint bu sözler sonrası gülmeye başladı. "Sana demiştim." dediğinde bu sefer ona döndüm. Tüm İntikamcılar neden arkadaş olma olayına bu kadar takmıştı ki? "Bu arada Caleb geceleri uyuyabiliyor mu?" 

Evet, ortalığı karıştıracağım. Çünkü bugün sadece tek bir kişi neden ben dememeli. Dahası herkes Steven ile asla arkadaş olamayacağımızı anlamalı. Zaten bunca yıldan sonra bir zahmet anlayın gerek ama...

"Bugünlerde fazla değil."

"Ah, tabi." dedim. "Sonuçta geceleri gizlice Howard ile Outlast oynarsa olacağı bu."

Clint'in yüzü tıpkı istediğim gibi dehşet benzeri bir ifade alırken zaferin tadını çıkararak asansöre doğru yöneldim. Kapılar kapanmadan önce aklıma gelenle sırıttım. 

"Bu arada, Melanie bu yüzden onu kovalıyor. Yani bir şey olursa haberiniz olsun."

☮ ☮ ☮ 

Kısa bir bölüm olduğunun farkındayım ama vize haftası yaklaştığı için çalışmam gerek. Bu yüzden çok ara vermeden kısa da olsa yeni bir bölüm yazmak istedim. Diğer bölümü olabildiğince uzun yazacağım. Şimdilik bu kadar. En kısa sürede görüşmek üzere!

neoteric ☮ marvelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin