BİR HİKAYE

37 2 0
                                    

Yaralı bir cengâverinin yanına geldiği zaman ise, onu okşuyor ve ıztırâbı olup olmadığını, bir arzusunun bulunup bulunmadığını sorarak merhamet ve şefkat gösteriyordu. Bu esnâda ölüler arasından yaralı bir Sırp askeri kalkarak;

“–Beni bırakınız; pâdişâhın elini öpüp müslüman olacağım! Ayrıca size bir müjdem var! Kral Leyan da yakalandı. Getiriliyor…” dedi.

Hünkâr’ın muhâfızları, bir anlık gafletle, getirilmekte olduğu söylenen kralı görmek üzere etrafa bakınırken, yaralı taklidi yapan Sırplı, pâdişâhın elini öper gibi yaptı ve koltuğunun altında sakladığı hançerini hızla çıkararak kaşla göz arasında Hünkâr’ın göğsüne sapladı. Muhâfızlar, neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Kâtili yakalayıp bir anda paramparça ettiler.

Böylece Murad Hân’ın duâsı da kabul olmuş oldu. Zira Sultan Murad Han, daha önce Rabbinden şehîdlik temennî eden ve ta­rihte meş­hur olan bir duâ yapmıştı.

Hünkâr’ın şehîd olmadan önceki son sözleri şunlardı:

“–İslâm’ın muzafferiyeti, benim şehîd olmama bağlı ise, şehîdlik şerbetini nasîb buyurmasını Cenâb-ı Hak’tan duâ ve niyâz etmiştim. Demek ki duâm kabûl buyuruldu. Allâh’a hamd ve senâ olsun ki, İslâm askerlerinin zaferini gördükten sonra hayâtım son bulmaktadır!..

Ben artık sizleri, muzaffer askerlerimi ve devletimi Mevlâ’ma emânet ediyorum..”

Bu sözlerinin ardından Sultan Murad’ın temiz naaşı, şehâdetin mübârek kanlarına bürünerek, ilâhî ve ebedî yolculuğa sefer etti!..

OSMANLI DEVLETİ PADİŞAHLARI VE OLAYLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin