Hey oradaki! Kız ona seslendiğini duyunca arkasına bakmadı. Biliyordu.Hissedebiliyordu. Doğruca Amerikan sokaklarının kuytu köşelerine gitmesi gerekiyordu. Saklanabilirdi. Adam hala arkasındaydı. Kız hızlıydı. Çünkü böyle durumlarda her gün kalıyordu. Şafak vakti güneş doğmak bilmeyen uzun bir geceydi. Böyle zamanlar kız için dezavantajdı. Kalabalığın içine girmeden nasıl kaybolabilirdi ki? Sokağın girişine tam girerken birden elinden birisinin tuttuğu ve karanlık, dar bir köşeye çektiğini anladı. Çok ani bir hareketti. Kızı takip eden adam görülmüyordu. Gitmişti. Kız derin bir nefes aldı. Gözlerini açtığında kumral saçlı mavi gözlerini kıza dikmişti. 'Merhaba. Ben Görkem.' dedi. Sırıtarak 'bu da hediyem.'