Lily uyandığında güneş doğmak üzereydi. Yıllardır her zaman güneş doğmadan ayakta olurdu. Yetimhaneden kalma sevimsiz bir alışkanlık işte. Gözlerini açtığında artık yetimhanede değil, teyzesinin evinde olduğunu fark etmek onu mutlu etmişti. Yıllardır hiç olmadığı kadar mutlu...
Yetimhanenin sert, soğuk yatağındansa teyzesinin onun için hazırladığı sevimli odasındaki sıcacık yatağında uyanmaya alışamamıştı. Ama hiç de şikayetçi olduğu söylenemezdi. Sessizce yatağından çıkıp odanın diğer köşesindeki kitaplığına yürüdü. Teyzesi ona iki raf dolusu kitap hediye etmiş, bunları bitirdiğinde ise yenilerinin ekleneceğine garanti vermişti. Teyzesi Kate ve kuzeni Bonnie saat 8'den önce uyanmazlardı. Lily onlar uyanmadan önce biraz okumaya karar verdi. Seçenekler önünde sıralanmıştı; her çeşit, her kalınlıkta, onlarca kitap!.. Lily parmaklarını tüm kitapların üzerince yavaşça dolaştırdı ve Şeker Portakalı'nı çekip aldı. Bazı şeyler hiç değişmez, diye düşündü. Ve yatağına oturup kitabı okumaya başladı.
Saat sekize yaklaşırken kitabı kapattı ve kitaplığa geri koydu. Yatağını düzeltti, pijamalarını çıkarıp okuldaki ilk günü için teyzesinin ona önerdiği giysileri giydi. (Bir gardrop dolusu kıyafeti vardı!) Saçlarının fena görünmediğini düşünüp açık bırakmaya karar verdi. Bu sırada mutfaktan sesler gelmeye başlamıştı. Teyzesi kahvaltı hazırlıyor olmalıydı. Aynada son bir kez kendini kontrol ettikten sonra aşağı, teyzesinin yanına indi.
"Günaydın."
"Ah, Lily, günaydın hayatım. Ne çabuk hazırlanmışsın böyle! Okuldaki ilk günün için çok heyecanlı olmalısın."
"Evet, sanırım öyleyim." dedi Lily. "Kahvaltı için yardım ister misin?"
"Aslında gerek yok, ama benim için gidip Bonnie'yi uyandırabilirsin."
Lily Bonnie'nin odasına girmeden önce derin bir nefes aldı. Kuzeninin ondan pek hoşlanmadığını düşünüyordu. Lily bir şey söyleyince gözlerini deviriyor, çoğu zaman onu görmezden geliyordu. Lily bütün bunların Bonnie'nin tek çocuk olarak yetişmesinden ve ailesinin yakın zamanda parçalanmasından kaynaklandığını düşünüyordu. Özellikle son bir yıldır annesi onu mutlu etmek için her istediğini yapıyordu. Ama Lily'nin gelmesiyle bu ilgiyi paylaşmak zorunda kalmıştı.
Lily kapıyı tıklattı. Bonnie uyuduğu için -normal olarak- cevap vermeyince içeri girmeye karar verdi. Ama Bonnie uyumuyordu. Telefonuna bakıp gülümsüyordu. Lily'yi görünce gülümsemesi aniden yok oldu.
"Sana girebileceğini kim söyledi!?"
"B-ben... kapıyı tıklattım, ses gelmeyince uyuduğunu sandım. Seni uyandırmaya..."
Bonnie gözlerini devirdi ve onun sözünü kesti.
"İyi, gördüğün gibi uyanığım, yani gidebilirsin."
Lily başını salladı ve odadan çıkmak için arkasını döndü. Burada kaldığı bir haftada Bonnie'nin bu tavırlarına alışmıştı. Tam odadan çıkacaktı ki yine o gariplik oldu. Arkası dönük olduğu için kuzeninin dudaklarını görmüyordu ama sesinin normalde böyle çıkmadığına oldukça emindi. Eşyasız bir odada gibi...
Ne güzel, Bayan Ben-Senden-Özelim-Bu-Yüzden-Aptal-Bir-Kolyeyle-Dolaşıyorum uyanmış, hazırlanmış, bir de beni uyandırmaya geliyor. Eminim bu tavırları şu aptal özel güç saçmalıklarıyla ilgilidir. Annem onun özel olduğunu düşünüyor ama bunu haketmedi. Annesi sayesinde tüm bunlara sahip. Benimkiyse yalnızca onu terk edip giden bir adam yüzünden mükemmel bir hayattan vazgeçti. Acaba annem bunu önceden "sezemedi" mi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stranger.
ParanormalGenç olmak kimse için kolay değildir. Tüm o arkadaşlıklar, aşk, lise, rekabet, ebeveynler... Peki ya 16 yaşına kadar yetimhaneden dışarı çıkmayıp, 16. doğum gününüzde daha önce hiç görmediğiniz bir akrabanız tarafından oradan çıkarılsaydınız? Üstüne...