Lillian Una, dışarıdan bakıldığında sıradan, 16 yaşında bir kızdan farksızdı. Parlak, kahverengi saçları ve masmavi gözleriyle çok güzel bir kızdı. Yaşıtlarından daha büyük görünüyordu. Girdiği ortamlarda hemen göze çarpardı -tabi, yetimhanenin dışına çıkma şansı olsaydı.
Lily, kendini bildi bileli bu yetimhanedeydi (onun deyimiyle hapishane). Yetimhanenin müdüresi Bayan Gillert -ellili yaşlarının sonunda, çirkin, asık suratlı kadın- ona buraya iki yaşında bırakıldığını söylemişti. Bu yüzden, Lily ailesini hiç hatırlamıyordu. Onlardan kalan tek şey, Lily'nin boynundan bir saniye olsun çıkarmadığı kolyeydi. Bu çok güzel bir kolyeydi, değerli de görünüyordu. Bu yüzden Bayan Gillert ona defalarca el koymak -Yetimhane politikasına göre, çalınma ihtimaline karşı değerli eşya bulundurmaları yasaktı.- istemişti. Ama kolye sürekli Lily'ye geri dönüyor gibiydi. Bayan Gillert onu odasındaki çekmeceye kilitlemeyi bile denemişti, ancak sabah olduğunda kolye yine Lily'nin boynundaydı. Bayan Gillert kolyeyi tekrar onun boynunda görünce şaşırmış, sinirlenmiş hatta ürkmüştü. Ama bunun nasıl gerçekleştiğini Lily dahil kimse anlayamamıştı. Yine de bu Lily'nin ceza almasına engel olamamıştı.
Lily'nin ceza aldığı tek olay bu değildi. Haftada en az iki ceza alıyordu. Yatakhanede gürültü yapmak -ki hiç arkadaşı olmadığı için kimseyle konuşmuyordu bile-, yetkililere karşılık vermek -onları gördüğü bile yoktu-, geç saatlerde ışığı açık tutmak -oda arkadaşları ışıkları daha dokuz olmadan kapatıyorlardı-...
Bayan Gillert'ın Lily'den hoşlanmadığı açıkça belli oluyordu. Asıl soru: Neden? Lily küçüklüğünden beri biraz asiydi, doğru, ama kural çiğneyecek tiplerden değildi. Yalnızca biraz asiydi. Bayan Gillert son sözü söylemeyi severdi, Lily ise her zaman zekice cevaplar verirdi. Ama gerçekten, bu birinden nefret etmek için yeterli midir?
Bir de arkadaşları vardı tabi... Ondan her zaman nefret eden arkadaşları. -Bazıları bunu Bayan Gillert'ın gözüne girmek için yapıyordu, bazılarıysa yalnızca kıskanıyordu.- Yaptıkları kötü şeyleri Lily'nin üstüne yıkmaya bayılırlardı. Lily bir şey söylemiyordu, söylese bile Bayan Gillert ona inanmazdı zaten. Onun yerine kafasında canice intikam planları yapıyordu. Tabi, bunların hiç birini gerçekleştiremeyecekti. Çünkü yakında 16 yaşını dolduracak, ve henüz tanışmadığı iyilik meleği -teyzesi- tarafından buradan kurtarılacaktı.
Lily, iki hafta öncesine kadar bir teyzesi olduğunu bile bilmiyordu. Bayan Gillert ondan gelen mektubu -istemeye istemeye- verdiğinde çok şaşırmıştı. Ama asıl şaşkınlığı mektubu okuduktan sonra yaşamıştı. Teyzesi, mektupta üç hafta sonra, Lily'nin 16. doğum gününde geleceğini, bundan sonra birlikte yaşayacaklarını yazmıştı. Mektup açık ve anlaşılırdı -hatta samimi bile sayılabilirdi. Ama detaya inmekten özellikle kaçınılmış gibiydi. Bu da Lily'nin daha çok endişelenmesine yol açıyordu. Bilmediği bir yerde, daha önce hiç görmediği akrabalarıyla birlikte yaşayacaktı. Gerçekten çok endişeleniyordu, ama çok da mutluydu. Sonunda bu iğrenç yerden kurtuluyordu.
Ve bu, her şeye değerdi.
Bu bölüm biraz kısa oldu, kusura bakmayın. İstek olursa bugün içinde ikinci bölümü de yükleyebilirim! ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stranger.
ParanormalGenç olmak kimse için kolay değildir. Tüm o arkadaşlıklar, aşk, lise, rekabet, ebeveynler... Peki ya 16 yaşına kadar yetimhaneden dışarı çıkmayıp, 16. doğum gününüzde daha önce hiç görmediğiniz bir akrabanız tarafından oradan çıkarılsaydınız? Üstüne...