Son zil de çaldığında sınıftaki tüm öğrenciler aceleyle sınıftan çıktı -Lily ve Bonnie hariç. Her gün tüm dersler bittikten sonra bir saat "Yaratıcı Yazarlık" dersi alırlardı. Bu ders özel güçleri olan çocuklar için düzenlenen kurmaca bir dersti. Öğrenciler -cadılar- güçlerini kullanmayı, büyü tarihini, uyulması gereken kuralları ve Cadı Yasası'nı öğreniyorlardı.
Öğretmenleri olan Bay Arthur, Linda Blackshore'un Cadı Yasası'nı yok etmesinden hemen önce her şeyini bırakıp Londra'ya yerleşmişti. Tüm eşyaları, arkadaşları, ailesi ve evlenmek üzere olduğu nişanlısı Greenlyn'de kalmıştı.
Sınıf 8 kişiden oluşuyordu; Lily, Bonnie, Izzy & Ian, Dory, Faith, Finn ve Matt.
Izzy ve Ian Hills çift yumurta ikizleriydi. Birinci sınıfa gidiyorlardı. Kaos'tan aileriyle ayrılabilecek kadar şanslılardı. Izzy hayat dolu, neşeli, biraz da saf bir kızdı. Çok iyi kalpliydi. Ian da kız kardeşine gire biraz daha sessiz sayılırdı. Biraz daha zekiydi ve gizemli bir gülümsemesi vardı. İkisi de güçlerini telekinezi cadısı olan annelerinden almışlardı; eşyaları düşünce gücüyle kontrol edebiliyorlardı. Onları gördüğünde Lily''nin ilk düşündüğü şey güzel saçları olduğuydu.
Doroty Mercury okulun popüler kızıydı. Okulda onu tanımayan yoktu. Kendini beğenmiş biriydi ama o bilindik "popüler zorba" tiplerden değildi. Kulaklıkları her daim kulağında olurdu, bazen uyurken bile müzik çalarını kapatmadığı oluyordu. Yoga yapmaktan da hoşlanırdı ve özel gücü görünmezlikti. Annesinden aldığı görünmezlik gücünü geliştirmesi zor olmuştu çünkü ebeveynleri o çok küçükken ayrılmıştı ve babasının görünmezlikle ilgili fazla bilgisi olduğu söylenemezdi. İsmini büyükannesinden almıştı; büyükannesini severdi ama ona Doroty diye hitap edilmesinden nefret ederdi. Herkes ona Dory derdi. Ayrıca Dory, Bonnie'nin en iyi arkadaşıydı.
Faith Lane çok güler yüzlü biriydi. Çok arkadaş canlısı ve heyecanlı biriydi. Herkesi neşelendirirdi - onunla beş dakika geçiren birinin mutsuz olması imkansızdı. Okul tiyatrosunda oyuncu olarak görev alıyordu, bu konuda oldukça yetenekliydi de. Hayat dolu biriydi. Özel yeteneğini ise Lily gibi daha yeni öğrenmişti. Cisimlerin içinden geçebiliyordu. Lily onu görür görmez sevmişti, Bonnie ise sadece nefret ettiğini söylemiş, bir açıklama yapmamıştı.
Finn Blackshore halası Linda Cadı Yasası'nı yok ettikten sonra birkaç yıl ailesiyle birlikte Greenlyn'de yaşamış, sonrasında ise tek başına kaçarak arkadaşı Matt'in -ve tabii ki onun ailesinin- yanına taşınmıştı. Finn Matt'le kendini bildi bileli en iyi arkadaştı. Ama Matt'in ailesinin Finn'e pek güvendiği söylenemezdi. Aslında kimse Finn'e fazla güvenmiyordu. Bunun sebebi belki o "kötü çocuk" imajıydı, belki Blackshore soyundan gelmesiydi, belki de alaycılığı ve ukala tavırlarıydı. Ayrıca onun yanındayken Bonnie'nin tavırlarındaki büyük değişim gözden kaçacak gibi değildi. Özel gücünün ne olduğunu kimse bilmiyordu; neden bunu sakladığını da...
Matthew Connor sessiz, oldukça zeki, ve -konuştuğu zamanlarda- eğlenceli biriydi. Dört elementi kontrol edebiliyordu. Tam bir kapalı kutuydu ve Finn'in düşüncesizce yaptığı şeylerin sonuçlarını düşünen, arkasını toplayan kişi oydu. Lily onu çözmek içi can atıyordu ama sormak için fazla utangaçtı. Zaten sorsa bile cevap alabileceğinden emin değildi.
___________________________________________________
Nicholas Arthur, okulun edebiyat öğretmenlerinden en genci (çoğu kıza göre en yakışıklısı) sınıfa girdiğinde herkes yerlerini almışlardı. Aralarında en heyecanlı -belki de tek heyecanlı- olan Lily'di. Bay Arthur hiçbir şey söylemeden sınıfın ortasına kadar yürüdü ve tam Lily'nin yanında durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stranger.
ParanormalGenç olmak kimse için kolay değildir. Tüm o arkadaşlıklar, aşk, lise, rekabet, ebeveynler... Peki ya 16 yaşına kadar yetimhaneden dışarı çıkmayıp, 16. doğum gününüzde daha önce hiç görmediğiniz bir akrabanız tarafından oradan çıkarılsaydınız? Üstüne...