4 Yılın Sonunda

112 9 6
                                    

Merhabalar :)

Öncelikle uzun zamandır bölüm yazamadığım için kusura bakmayın. Vize haftam yaklaşıyor yoğunum biraz.

Bölümü haftasonu yayınlayacağımı söyledim biliyorum ama bazı aksiliklerden dolayı bugüne sarktı...

Her zaman derim LÜTFEN EMEĞE SAYGI :)

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim :)

Keyifli okumalar...

-------------------------

Üzerine eğilmiş olduğu altın sarısı kasenin içindeki keskin bakır kokulu ve koyu kıvamlı, kırmızı sıvıdan kaldırdı kafasını. Ah bu koku... Onu her seferinde kendine çekmeyi nasıl da başarıyordu böyle?

Parmağına bulaşmış bir damlayı derince iç çekerek sildi beze. Dozu fazla kaçırmasa iyi olurdu. Ne de olsa Hüma ve Hüma ile ilgili her konuda ayık kafalı olması gerekiyordu.Daha önce beyaz olan fakat şimdi pembeleşmiş bezi önündeki masanın üstüne bıraktı.

Gözü hala burnunu gıdıklayan kokunun kaynağına takıldı bir an. Ama kendini hemen toparlayıp bakışlarını ters istikamete çevirdi. İstediği şeyi öğrendiğine göre artık işe koyulma vaktiydi.

Büyük maun kapıdan çıkıp malikanenin en ücra köşesindeki soğuk taş merdivenlere yöneldi. Dönen bir sarmal şeklinde aşağı inen merdivenin ucu bir süre sonra karanlıkta kayboluyordu.

Pahalı, spor ayakkabılarıyla ilk basamakta biraz durakladı. Hafif bir bakır kokusuyla beraber yine hafif bir baharat ve rutubet kokusu karşıladı onu. Derin derin içine çekerken burayı ve bu kokuyu ne kadar özlediğini fark etti.

Gecenin sessizliğiyle harika bir uyum içinde olan taş merdivenin ilk basamağına adım attı. Ayakkabının zemine değmesiyle oluşan tiz ses ve karanlığı bölen lambanın ışığıyla damarlarındaki kanın daha hızlı akmaya başladığını hissetti.

Yüzünü boydan boya saran, bembeyaz dişlerini gözler önüne seren o mükemmel gülüşünü bahşetti küflü bodrum katına. Sonunda tüm basamaklar sona erdiğinde arkasını dönüp bıraktığı devasa aydınlığa bir göz attı.

Yüzünü tekrar ileri dönüp karanlığın içinde birkaç adım daha attıktan sonra paslı demir kapıya uzattı elini. Cebinden çıkardığı eski püskü anahtarı takıp, menteşeleri kulakları sağır edecek kadar gıcırdatarak açtı kapıyı.

Yüzüne çarpan baharat, rutubet, bakır ve güç kokusuyla aynı anda birden fazla şey hissetti. Ayaklarını gri zeminde sürüyerek ağır ağır ilerlerken odanın kendiliğinden aydınlanmasına izin verdi. 

Haftalar olmuştu buraya girmeyeli... En son bir iblis musallat etme işi için açmıştı bu kapıyı. Ve o iblis sayesinde Ateş'i bulmuştu. Şimdi daha zor ve meşakkatli bir durum vardı önünde.

O çatlak ev arkadaşından öğrendiği üzere Hüma ve diğerleri bu sabah kütüphaneye gitmek için yola çıkacaklardı. Hem de onun kütüphanesine... Bunun için elini çabuk tutmalı hatta gerekiyorsa sabaha  kadar uykusuz kalıp onları bir şekilde engellemeliydi.

Sol taraftaki devasa dolabın önüne geçip onlarca kavanozun bulunduğu rafları şöyle bir gözden geçirdi. Bu malzemelerden bazılarını bulması yıllarını almıştı. Bazıları çok etkili zehirlerdi. Bazılarıysa çok basit maddeler...

Neler yapabileceğinin listesini çoktan aklında sıralamıştı. İçlerinden en etkili ve izlerken onu en çok eğlendirecek olanı seçti. Evet biraz zahmetli olacaktı ve normalden daha fazla malzeme kullanması gerekecekti.

Ateşin Ruhu (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin