3.BÖLÜM

473 44 8
                                    

DENİZDEN
Yolda baya bir trafik vardı.Resmen bir adım ileri iki adım geri gidiyorduk.Böyle eve varmak demek zaten akşamın olmasıydı.Zaten düşünmekten hiç bir şey yapamıyordum. Bugün kafede çarptığım kızı okulda gördüm ve okulun bitişiyle Feyzayı görmüştüm fakat şu yobaz kızla çarptığı an olduğum yerde onları dinledim. Evet bildiğiniz dinledim. Bunu düşünmeyi bırakıp müziği son ses açtım bu beni rahatlatıyordu. Ne mi çalıyordu sanırım Toygar ışıklı nın gönlüm göçebe multimedya) parçası çalıyordu.Bu adamın hiç bir şarkısında mutlu görmemiştim.Hep bir hüzünlük hep bir içe kapanıklık şuan ki ruh halim gibi bir yandan da şarkıyı mırıldanıyordum.
Sonra biri bana yan taraftan korna çalıyordu. Adamın sesini duymak için müziğin sesini kapatıyorum. Elli yaşlarında olsa gerek sinirlenmiş bir şekilde bana camdan bakıyor.
-Tövbe oğlum tövbe ezan okunuyor duymuyor musun?Açmışsın müziği bi dünya umrrunda değil
Hiç birşey söylemedim ne söyleyecektim ki mecburen müziği kapattım.Ve o sesi duymaya başladım.

-Allahuekber ,Allahuekber

Bu ses beni delirtiyordu.

-Allahuekber ,Allahuekber

Kafayı yiyeceğim artık

--Eşhedü en la ilahe illallah

Çin işgencesi gibi geliyordu.

--Eşhedü en la ilahe illallah

Kes artık okumayı dedim.

-Eşhedü enne
Muhammeden RESULULLAH

Daha fazla katlanamazdım. Kulaklarımı tıkasam da bu sefer içimden ben tekrarlıyordum. Arkada trafik azalmış ve öne yığılmıştı. Hemen arabayı ters yöne çevirdim ve o tarafa gitmeye başladım.O sesten uzaklaşmak için taa kutuplara dek araba sürecek kadar sinirlenmiştim.
En iyisi eve kısa yoldan gitmek diye düşünüp oraya doğru sürdüm. Taa kiii arabamın önce bir ses çıkartıp sonra araba otomatikman durdu.Ben de hemen telefonumu çıkartıp bizim şoförü arayacaktım.Lakin şarjımın yüzde bir kaldığını gördüğümde hemen aramaya başladım. Telofon açılmasıyla kapanması bir oldu. Bende dışarıya çıkıp birilerini bulmaya çalıştım. Sonra çok eskiden tanıdığım bir sima belirdi gözüme. Bu bizim ilk okuldaki İsmail hocaydı. İsmail hoca din öğretmeniydi. Hocayı severdim lakin babam böyle bir şeyi öğrenince beni okuldan alıp başka okula transfer ettirmişti. Bu okulda öyle din dersi yoktu. En çokta şu cümlelerini söylerdi.
"Yaratanı severim yaratandan ötürü"
◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻◼◻
FEYZADAN
Odamın ortasında bir oyana bir buyana gelip gidiyordum. Acaba o kızın dedikleri doğru mu yanlış mı bilmiyorum. Bunun üzerinde fazla durduğumu farkettim. Bunu düşündüğüm bile saçma! kendine gel Feyza deyip kendime güzel bir ayar çektim. Çantamdan kitabımı çıkartıyordum ki gözüme bir şey ilişti. Çantamdan çıkartıp baktım.İyi de bunlar benim değil ki
Birinin üzerinde Meal kitabı yazıyordu diğeri ise küçük bir defterdi.Bu kesin çarptığım kızındır. Küçük defterde ne yazdığını merak edip açtım.

"Her ne yaşıyorsan imtihandır, şer mi hayır mı yalnız Allah bilir. Sabır makamına ulaşmak kolay değildir, fakat oraya ulaştığında da tadına doyum olmaz
Kalbini kırmak isteyenleri meleklere bırak, onlar sen sustuğunda konuşmaya başlar bunu hissetmek bile huzurdur...

Acaba imtihan neydi benle konuşurken de imtihan dan bahsetmişti. Diğer sayfayı çevirdim.

"BAŞÖRTÜSÜ BİLİME ENGELMİŞ !SİZ UZAYA MEKİK GÖNDERDİNİZ DE , BAŞÖRTÜSÜNE Mİ TAKILDI?"
Necip fazıl Kısakürek

SULTANIM(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin