Kan

549 59 23
                                    

Yüzüne düşen iri saç tutamları arasında ki gözlerini direkt gözlerime dikmiş, başı eğik olmasına rağmen bedeni dimdik karşımda duruyordu. Üzerinde ki deri ceketi sırılsıklam olmuş parıl parıl parlarken altında ki koyu siyah kotu tamamen bedenine yapışmıştı.

Farkında olmadan yerimden kalkıp ona doğru adımlanırken kanım dondu. Benden uzakta iken farkında değildim ama yakınlaştıkça yerinde ufak ufak sallandığını ve bunun sebebinin soğuktan değil de kafasından akan kızıl sıvının sebep olduğunu anlamam dumura uğramama sebep oldu.

Saçlarının ucuna değen kan damlaları uçlarında sallanıp kalın tabanlı botlarının ucuna düşüyordu. Yerde ki beyaz parkeye düşen minik kızıl sıvı kendine yeni konaklayacak yer bulduğunda bir adım daha yaklaştım. Üst dudağının kenarında bir kesik vardı, ama alnından akan kan ona değip çenesine yol çizerken minik kesikte ki durumu analiz edemiyorum.

Küçük bir adımla tamamen karşısına geçtiğimde başını bir milim dahi oynatmadan gözlerimin içine bakmaya devam etti. Sallanıyordu, üzerinden gelen soğuk ve kan kokusu benim de titrememe sebep oldu. Daha geçenlerde arabamda hız yaptığım için titreyen çocuk bu muydu?

O kadar saf ve salak bir hali vardı ki bu yanını göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Ağzını aralayıp bir şey söyleyeceği sıra da dudağında ki yara canını yakmış olacak ki aralıktan küçük bir inleme ile yüzünü buruşturup dudaklarını geri kapattı. Elimde olmadan kaşlarımı çatıp bir adım daha gidip tamamen dibine girdim.

Ellerim benden bağımsız davranıp saçına uzanırken içerde ki iki kızın da çıkıp gittiğini göz ucu ile görmüştüm. Kapıdan gelen zil sesi eşliğinde parmak uçlarıma saçlarını geçirip yukarı kaldırdığımda gözlerim ilimitini aşıp olabilirliğini zorladı ve kocaman açıldı. Kafası yarılmıştı! Şaka yapmıyorum. Bildiğin koca bir yarık vardı ve kan durmaksızın akıyordu.

Elimi düşünmeden kafasına bastırırken boştaki elimi çoktan bileğine sarıp peşimden sürüklemeye başlamıştım bile. Kapıdan çıkıp yolun sonunda ki evime giderken donuma kadar ıslanmak umrumda değildi. Adımlarımı hızlandırıp bahçe kapısına ulaştığımda dönüp yüzüne baktım ama bana bakmak yerine evime baktığını gördüm, elim hala alnındayken kapıyı ittirip benimle birlikte onu da bahçeye sürükledim.

Evin kapısına ulaştığımızda zile o kadar çok bastım ki içeriden gelen koşturma sesleri beni bir an bile durdurmadı. Aksine acele etmeleri için daha çok basmaya devam ettim. Kapı açılıp kimin açtığına bile bakmadan içeri daldım. Bileğini sahiplendiğim adamın ayakkabılarını çıkarmasını beklemeden salona girip en sevdiğim koltuğa bedenini yolladım.

Hemen karşısında ki orta sehpaya oturup saçlarını alnından çektim, ellerim tamamen kana bulandığında midemin çalkalanacağını düşündüm ama gayet sakin bir şekilde bana yardımcı olması mükemmel bir olaydı. Bu iş bittiğinde güzel bir pizza ile onu ödüllendireceğime söz verip durum analizi yapmaya başladım.

"Tanrı şahidim olsun, bu yaraya çoktan ölmüş olması gerekirdi ama bu çocuk hala ayakta ve nefes alıyor." Baekhyun arkamdan konuşurken lafa Chanyeol atladı. "Acil durumlar için dolaptaki malzemeleri getir bebeğim, yoksa kan kaybından ölecek." Baekhyun koşarak giderken daha ağzını bile açmamış olan karşımda ki adama baktım.

Ne olmuştu da bu hale girmişti. Neden hastaneye gitmek yerine bir kitapçıya gelmişti. Yaralı halde kitap okumak ne kadar mantıklıydı? Aptal falan mıydı bu.
Baekhyun malzemeleri getirip yanımda yere oturunca yarayı temizleyip sardık.

Chanyeol sıcak birşeyler getirmiş, üzerini değiştirmesi için kendini kıyafetlerinden seçmişti. Normalde Baekhyun'un bile giymesine izin vermediği değerlilerini vermesi gözlerimin yaşamasına sebep olurken gelen sesle o tara döndüm.

"Teşekkür ederim."  Ha? Bu kadar mıydı? Cidden mi? Neler olduğunu hemen anlatması gerekiyordu yoksa kapı dışarı etmemek için hiç bir sebebim yoktu. "Önce üzerini değiştir, sonra konuşalım. Merdivenlerden solda ikinci kapı."  Chanyeol söyleyince ayağa kalkıp merdivenlere doğru yürümeye başladı.

Yürüyüşü yorgun ve tamamen halsizdi. Fena dayak yemişti ama bana gösterdiği yüzüne göre bu yüzü yediği dayağı gayet güzel kaldırmıştı. Ben kaldıramaz hatta yediğim dayağın üzerine utanmadan olduğum yerde ölüp kalırdım. Miniktim neticede.

Yerimden kalkacağım sırada Chanyeol kolumdan tutup geri oturttu. Kulağıma doğru gelip, "Nerden buldun bunu, neden bu halde?" dedi ve geri çekildi. Yüzümüze gözlerini kısıp bakan Baekhyun'nu görmezden gelip aynı şekilde kulağına eğilmek yerine koltuğa iyice kurulup bacak bacak üstüne attım.

"Ben bulmadım o bana geldi." Baekhyun kaşlarını kaldırıp anlamadığı gösterirken Chanyeol elini ensesine atıp saçlarını çekiştirmeye başlamıştı. Anlamıyorlardı, tıpkı benim gibi. Soru işaretleri kafamızın üzerinde bir o yana bir bu yana sallanırken sorularımızın cevabı biraz daha kendine gelmiş bir şekilde merdivenlerden iniyordu.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda dikkatli inip düşmemek için merdivene bakması gereken yerde gözlerini bana dikmiş bakıyor olduğunu gördüm. Bende ne gördüğünü merak ettim, bana bakışları o kadar tuhaftı ki bende ne görüyor diye gecelerde düşünmeyi planlıyordum.

Karşımda ki koltuğa oturup kollarını dizlerine dayadı ve başı yere eğikken konuşmaya başladı. Sesi o kadar yumuşaktı ki uykum geliyordu. "Üzgünüm. Sizi de rahatsız etmek istemezdim, sadece oradan geçiyordum ve tanıdık bir yüz görünce.."  cümlesini bitirmeden başını kaldırıp yüzüme baktı.

Anlamadığım bir şeyler vardı, eksik olan parçalar. Ben anlamadığım gibi yanımda ki arkadaşlarımın yüzünden de anlamadıkları gayet açıktı. Gözlerimin içine yuva kuran gözlerinde anlatmak istediği kelimeleri seçmeye çalışırken bir kitap dolusu kelime bulmayı ummuyordum.

İçlerinden işime yarayabilecek olanı seçmeye çalışırken karşıma çıkanlar beni terletmeye başladı. Hüzün, acı, keder, kan, özlem? Neydi bunlar. Neden bana bakan kahvelerde anımsadığım bu kelimeler içimin yarılıp kanamasına sebep oluyordu?

-

Yazar notu pek yazmam ama sadece yorum istiyorum 😓 Çok mu şey istiyorum.
Okunma sayısı ya da vote sayısı benim için önemli değil. 10 kişi bile okuyorsa benimle görüşlerini paylaşmalarını isterim. Böylece yaptığım şeyde bir şeyleri iyi mi yoksa kötü mü yaptığımı anlarım.

Teşekkürler 😘

I'M NOT GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin